İlhan Cihaner: Özür yetmez!

2010 yılında makamında gözaltına alınan Erzincan eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Aldatıldık’ sözlerine yönelik açıklamalar yaptı. Cihaner, konunun çözümünde bu ifadenin yetersiz kalacağını söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Ergenekon davasından dört ay cezaevinde kalan İlhan Cihaner, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gülen Cemaati'ne yönelik “Rabbimden af diliyorum, milletimden özür diliyorum dedim. Çünkü burada hata yapmışız. Olaya biz tabii samimiyetle baktık. Hesap soramazsak milletimize hesap veremeyiz” sözlerini değerlendirdi.  Cihaner, “Arka planda ne oldu biz bilemiyoruz. Örneğin Cemaatçi hakimleri nasıl aldın? Bu hakimler özellikle Özel Yetkili Mahkemeler’e nasıl seçildi? Burada size ne dediler de aldatıldınız? ‘Aldatıldık’ demek, bu konunun çözümünde de çok yanlış bir noktaya götürecektir bizi" diye konuştu.

'NE DEDİLER DE ALDATILDINIZ?'

Evrensel gazetesinden Cansu Pişkin'in haberine göre arka planda ne olduğunu bilemediklerini belirten Cihaner “Çok güzel yerleştiler ama bu gizli saklı değildi. Örneğin Cemaatçi hakimleri nasıl aldın? Bu hakimler özellikle Özel Yetkili Mahkemeler’e nasıl seçildi? Burada size ne dediler de aldatıldınız?” diye sordu.

O dönem bu yaşananlar üzerine çok şeyin yazılıp çizildiğini aktaran Cihaner, “Dolayısıyla bir kere bunun açıklanması şart. Bu açıklanmadan ‘Aldatıldık” demek bu konunun çözümünde de yanlış bir noktaya götürecektir bizi. Çünkü ‘Aldatıldım’ denilince sanki olmayan bir şeyi olmuş gibi söylemek anlamına geliyor. Ama öyle değil” dedi.

AKDOĞAN'IN SÖZLERİNİ HATIRLATTI

Cemaatle ilgili ilk gerilimler başladığı zaman Yalçın Akdoğan’ın “Biz kesinlikle kavga etmeyiz. Aynı hedefe farklı kulvarlarda yürüyen iki hareketiz” sözlerini hatırlatan milletvekili şöyle konuştu: “Şimdi yürüdüğünüz hedef nedir? Bu çok önemli. Yani siz Cemaate ekonomide, yargıda, orduda, bürokraside bu kadar yer açarken ki o ortak hedefiniz neydi?  Örneğin, ortak hedefiniz, ülkenin rejimini şu anda toplumun önemli bir kısmının kabul edemeyeceği bir rejime aktarmak mıydı, bunu bir kere söylemeleri lazım bize. Ama özür dilemek önemlidir.”

'FARKINA VARMASI ÖNEMLİ'

Erdoğan’ın eski pozisyonunu değiştirmesinin, bunun farkına varmasının önemli olduğunu söyleyen Cihaner, “Türkiye’de yaşanan özgün durumu göz önünde bulundurduğumuzda, bu kadar insanın yaşamına mal olmuş üstelik, bunun üzerinden de yıllar yılı bir düşmanlık ve gerilim politikası yürütmüşseniz...” diye devam etti.

Darbe kalkışması günü çok sayıda insanın yaşamını yitirdiğine, Türkiye’nin şu anda ordusuyla, istihbaratıyla, bürokrasisiyle çözülmüş bir devlet konumunda olduğuna dikkat çeken İlhan Cihaner şunları anlattı: “Burada şu anda ki tavırları bu özrün ya da ‘Aldatıldık’ tavrının samimi olup olmadığını gösterir. Yani ilk olarak arka planda ne olup ne bitti bir kere bunu bilmemiz lazım, ikincisi de bu kadar insan aldatılmamışken, bu kadar insan yıllardan beri sizi uyarıyorken siz niye buna uymadınız? Bu gibi sorular çok samimi bir şekilde yanıtlayıp, pratiğinizle de bunu ortaya koyarsanız bir anlamı olur bunun. Ama yine de insani olarak bir özrün kuşkusuz bir anlamı vardır. Fakat bu kişi yönetici ise insanların güvenlikleri, adil yargılanma haklarından da sorumluluğun sahibiyse özür dilemek o kadar kolay olmasa gerek.”

'MİLLET KAVRAMINI GÖZDEN GEÇİRMELİ'

Aldatılma, özür ya da yeni bir yaklaşımın ancak eylemlere yansırsa anlamlı olabileceğini söyleyen Cihaner açıklamalarına şöyle devam etti:

“Şu an şöyle bir süreç yaşıyoruz, anlaşılıyor ki Türkiye’nin temel problemlerinin tamamının fatura edileceği yeni bir odak belirlenmiş durumda. Kürt meselesinden tutun Türkiye’nin iç barışının bozulduğu hemen hemen her gerilimli alana, ekonomisinden tutun dış politikasına kadar, her konuda bir sorumlu odak tespit edilmiş gibi görünüyor. Örneğin, Erdoğan’ın millet kavramında Türkiye’deki insanların bir kısmı şimdiye kadar yer almıyordu. Örneğin, Cumhuriyet Bayramı’nda milyonlar sokaktayken Erdoğan marjinal demişti. Berkin Elvan’ın cenazesinde 2 milyonun üzerinde insan sokaktayken onları kriminalize etmişti. Kendisine oy ve destek verenler dışındaki insanları kafasındaki millet kavramına dahil edip etmediğini açıklaması lazım bence."

‘TOPÇU KIŞLASI'NI YAPACAM DERSE...’

Cihaner örnek vererek özellikle Özel Yetkili Mahkemeler döneminde sesini duyuramayan yüzlerce, binlerce kişinin bu yapının mağduru olduğunu ve bu özrün bu mağduriyetleri ayıklayıp, yargılamaları belki de yeniden ele alacağı bir komisyona dönüşmesi gerektiğini söyledi. Cihaner şöyle devam etti: “Şimdi biz genellikle popüler ceza davaları üzerinden cemaatin yargıdaki performansını görüyoruz. Ama yurt dışına eğitime gönderilmeden tutun, ticari davalara kadar kamunun elinin değdiği hemen her alanda yaşanmış inanılmaz hukuksuzluklar var. Eğer bu özür, bu tarz bir yüzleşmeye, bu tarz bir tamir mekanizmasına yansımazsa insani olarak orada kalır ve bunu çok samimi bulmayabiliriz. Yine kalkıp yurttaşların önemli bir kısmının muhalefetine rağmen ‘Ben idam cezasını getireceğim, Topçu Kışlası’nı yeniden yapacağım’ derse bu özrü sadece insani bir jest olarak kalır. Devlet adamlarının özürü anlamında bir anlam ifade etmez.”