Darbeye karşı vali ile DBP'li başkan omuz omuza
Darbe gecesi Ağrı'da kendini sıkıyönetim komutanı ilan eden Tuğgeneral Mehmet Ozan'ı İl Jandarma Alay Komutanı Albay Coşkun Sel tutukladı. Darbeye karşı vatandaşlar sokağa dökülürken valilikte bir toplantı yapıldı. Toplantıya katılanlar arasında DBP'li Belediye Başkanı Sırrı Sakık da vardı.
Özlem Akarsu Çelik [email protected]
ANKARA - 15 Temmuz darbe gecesini Duvar’a değerlendiren bir subay, “Darbe, TSK içindeki kahraman askerlerin karşı çıkmasıyla ve bu askerlerin halkla bütünleşmeleriyle önlendi” diyerek Ağrı ilini örnek göstermişti.
Darbe girişiminde Ağrı’da, kendisini sıkıyönetim komutanı ilan eden 1’inci Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Ozan’ın talimatını hiçe sayarak onu tutuklayan İl Jandarma Alay Komutanı Albay Coşkun Sel’in yaptığının bir kahramanlık olduğunu söyleyen subay, “O gece Ağrı’da belki de ilk kez valinin huzurunda yapılan toplantıda DBP’li belediye başkanı komutanlarla bir aradaydı” dedi. Bu söz üzerine Sırrı Sakık’ı aradık.
Ağrı’da darbe girişimi sonrası belediyeye pankartlar asıldı.
Sabah 05.00’a kadar valilikte kaldığını belirten Sakık, orada bulunan komutanlara ve vali Musa Işın’a 80 darbesinde nasıl tutuklandığını anlattığını söyledi. Sakık, “Her darbe Kürtlere acılar yaşatmıştır. Bu ülkenin en büyük mağdurları Kürtler katillerin safında yer alır mı hiç!” diye sordu. Sakık o gece yaşananları şöyle anlattı:
'DARBEYİ DUYUNCA VALİLİĞE GİTTİM'
Medyadan darbe girişimine dair haberleri duyar duymaz önce HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ı aradım. Bunun bir darbe girişimi olduğunu, açıklama yapmaya hazırlandıklarını söyledi. Sonra Vali Musa Işın’ı aradım. “Neler oluyor, ne yapacaksınız?” diye sordum. “Ben hemen vilayete geçiyorum, direneceğim” dedi. E bizim de genetik mirasımızda direnmek var. Koşarak valiliğe gittim özel kalem müdürümle. Vali Bey’den sonra giden ikinci kişiydim. Halk da yavaş yavaş toplanmaya başlamıştı. Polis namlulara mermiyi sürmüş, TOMA'larla hazırlık yapıyordu. Saat 05.00’a kadar valilikte oturduk.
'ANILARIMI ANLATTIM'
Vali Bey çok dirençliydi. Gerçekten çok dik duruyordu. Biz darbe görmüş, yaşamışız ama onlar genç, ilk kez yaşıyorlar bunu. Hepsi heyecanlıydılar.
Baktım orada genç bir komutan var. Hani o askerlerin eşitler arasında birinciliği vardır ya. Kim bu, dedim. Vali, bizim Jandarma Tugay Komutanı dedi. Jandarma Alay Komutanı da oradaydı. O da gençti. Tabii bu nesil daha önce darbeyle karşılaşmamış. Ben 80 darbesinde 20’li yaşlardaydım. O dönem CHP’liydik. Darbeden yarım saat sonra gözaltına alınmıştım. Kendileriyle bu anıları paylaştım. Biz hesapsız, amasız darbelere karşıyız.
'HER DARBENİN MAĞDURU KÜRTLER'
Halkımızla sokaktaydık o gece. Zaten bölgede bir bütünlük içinde darbeye karşı bir duruş vardır. Kürtler’in duruşunun sorgulanmaması gerekir. Her darbe Kürtlere acılar yaşatmıştır. Bu ülkenin en büyük mağdurları Kürtler katilinin safında yer alır mı hiç!
Çok sonra belediye binasına geçtim. Ağrıda büyük bir birliktelik oluştu o gece. Gerçi tüm Türkiye genelinde öyleydi. Darbeye karşı duruş iklimi vardı. Bizim belediyemizin duvarına astığımız “Darbeye Hayır, Demokrasi Hemen! Alanlardayız…” pankartı hâlâ duruyor.
'DARBE HEPİMİZİ EŞİTLEDİ'
Geçmişten bugüne kadar genellikle Türkiye’de Kürtler’e, sol, sosyalist kesime karşı darbeler hep daha acımasız davranmıştır ve bu cenah bunlara hep seyirci kalmıştır. İlk kez eşitlendik. İlk kez saldırı herkese yönelikti. OHAL parlamentodan geçince bir tweet attım, “OHAL’i biz Kürtler yıllardır yaşıyoruz” dedim. Diliyoruz ki bu topraklarda darbe bir daha yaşanmasın.
Sırrı Sakık darbe gecesi yaşananları anlattı.
Maalesef şimdi böyle bir iklim var. Siyaset dünyası bizi yok sayıyor. Hiç umurumda değil. Onlarla var olmadım, onlarla da yok olmam. Bu ablukaya rağmen biz koşulları zorluyoruz. Yumruklar sıkılarak barış olmaz. Biz halkın iradesiyle oradayız ve vali gibi o kente hizmet için varız. Herkes halkın iradesine saygı duymak zorunda.
'HERKES DERS ÇIKARMALI'
Herkesin 15 Temmuz’dan ders çıkarması lazım. Biz bu toprakların realitesiyiz. Hepimiz ‘ortak vatan’ şiarıyla bu topraklarda yaşayacaksak bu sürecin içine parlamentonun 3’üncü büyük partisi HDP’nin de toplumun tüm kesimlerinin de davet edilmesi gerekir. Toplumun tüm kesimleri darbe karşısında dik duruş sergilemiştir. Siz Kürt sorununu çözemediğiniz için, bu topraklarda demokrasiyi var edemediğiniz için darbeler oluyor. Şimdi ortak bir sözleşmeden, yeni bir anayasadan söz ediliyor. Kimin anayasası olacak o? Üç partinin mi? Cumhurbaşkanı’nın da Hükümet’in de bir an önce bu yanlıştan dönmesi gerekir.
'BARIŞ GÖRÜŞMELERİ BAŞLAMALI'
Meclis’te bir komisyon kuruldu. Orada sadece 15 Temmuz değil, öncesi de sorgulanmalıdır. Ceylanpınar’da polisleri kimin öldürdüğü, Roboski’nin sorumluları ortaya çıkarılmalıdır. Külliye’ye gitmeyeceğiz, elini sıkmayacağız diyenler, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli şimdi tıpış tıpış gidiyorlar. Daha önce bir uzlaşı kültürü yaratılamaz mıydı? Yaratılabilmelidir. Bir an önce barış görüşmeleri hayata geçirilmelidir. Bu felaket bir fırsata dönüştürülebilmelidir. Hep birlikte özgürlükleri hayata geçirirsek darbecilere alan bırakmayız.