'Türkiye Rusya'yla Suriye'de barışacak'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ziyareti ne anlama geliyor, yakın gelecekte ne beklenmeli? Türkiye Rusya Araştırmalar Merkezi Başkanı Aydın Sezer'e sorduk...
DUVAR – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti uçak krizinden sonra iki ülke arasında açılan yeni sayfanın ilanı oldu. Peki ilişkiler 'düzelirken' nasıl bir seyir izleyecek. Özellikle Suriye konusunda nasıl bir değişim beklenmeli? Merak edilen soruları Türkiye Rusya Araştırmalar Merkezi (TÜRAM) Başkanı Aydın Sezer'e yönelttik.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ziyaretinin en önemli tarafı neydi?
Ziyaretin kendisi... Öncelikle şunu söylemeliyiz: Uçak krizinden sonra böyle bir zirve başlı başına önemli ve dönüm noktasıdır. Ziyarette ne olduğu ya da pratik sonuçlar doğurup doğurmamasından önce iki ülke arasındaki ilişkilerin derin ve kapsamlı olarak ele alınmasının yolu açıldı.
Bunun ötesinde tabii ki konuyu izleyenlerin de hep belirttiği gibi ziyaretin iki temel gündemi vardı. Türk Rus ilişkilerinin geleceği ve Suriye'deki durum.
Enterasan olan Putin ve Erdoğan'ın başbaşa görüşmelerinin detayları yok. Bu da doğal. Çünkü iki ülkenin Suriye konusundaki duruşları bugüne kadar çok farklıydı ve uçak krizinden beri aynı masada da oturulamadı.
- Peki bundan sonrası için Suriye'de iki ülkenin durumu nasıl olabilir?
Artık inisiyatif Rusya'da... Rusya'nın stratejisi dışında ses çıkarmamız mümkün değil. Zaten bunu Sayın Cumhurbaşkanı da daha gitmeden önce, “Biz Suriye'de en önemli aktörün Rusya olduğunu biliyoruz” diyerek açıkladı. Fakat ironik bir şekilde Rusya'nın Suriye'deki poziyonu bize avantaj yaratıyor. Çünkü anlaşılıyor ki Rusya ile ilişkiler Suriye üzerinden düzelecek. Türk yetkililer de son dönemde sık sık dile getirdi ki Türkiye için artık Suriye'nin toprak bütünlüğü önemli. Bunun Esadlı ya da Esad'sız olması da önemli değil
- Rojava bölgesi için Türkiye'nin çekinceleri?
Türkiye'nin Suriye'ye ilişkin daha önceki, Davutoğlu döneminden bu yana gelen tezlerini masada tutacak gücü yok. Bu konuda da Rusya'ya yakın durmak ve Rusya ne isterse vermek durumunda. Bu ABD ve Avrupa ile son dönemde gerilen ilişkiler nedeniyle de böyle. Tamam Türkiye'nin Rusya kartı var ama o 'kart' Rusya'nın inisiyatifinde. Ama belli ki Rusya hiçbir şey için aceleci davranmayacak, her adımı ağırdan alacak. Bu da Suriye'de ne durumda olacağımızı belirleyecek.
- Suriye'ye bağlı da olsa ikili ilişkiler diğer alanlarda nasıl olacak?
İki lider de beklentilere değindi. İhracat, turizm, Rusya'daki Türk müteahhitlerin durumu, Türk vatandaşlara vize... Rusya müspet cevap verdi ama bugünden yarına değil. 'Mucizevi' bir sonuç olmadı sonuçta. Aslında iki ülke arasında hiçbir siyasi sorun yok. Rusya'nın temel beklentileri de Akkuyu ve Türk akımı. Özellikle Akkuyu'da Rusya'ya 'stratejik yatırım' statüsünü verdiğimizi söyledi Erdoğan. Bu ne anlama geliyor? Bu açıklamadan sonra yapılan bazı yorumlardaki gibi strateji kelimesinin ilk anlamı ile ilgili değil. Asıl olarak Türkiye'nin yabancı yatırımlara tanıdığı teşvikleri kapsıyor. Bu çok büyük bir yükümlülük ve Rusya'ya verdik. Dolayısıyla önemli bir jestle başlamış olduk. Türk Akımı zaten uçak krizinden önce de sorunlu olmuştu. Burada iki hat söz konusu. Birincisi genel olarak sanıldığı gibi Türkiye'ye ek gaz getirecek bir hat değil de bizim Ukrayna üzerinden aldığımız hattı ikame edecek. İkincisi ise Yunanistan üzerinden Avrupa'ya gidecek hat. İlişkilerin gidişatında bunların hayat geçirilmesi de önem taşıyacak. Burada önemli bir dipnot da vereyim: Bugüne kadar Doğalgaz'da Rusya'ya bağımlılığımızın yüzde 50-60 olduğunu söyleyenler iki ülke arasındaki ilişkileri germeye yönelik bir faaliyet yürüttüler diye düşünüyorum. Özel sektör dahil toplam ithalatta yüzde 42, sadece kamu ithalatında yüzde 29.