ABD’li diplomattan Kerry’ye: NATO sözleri aptalcaydı

ABD’nin eski Ankara Büyükelçilerinden James Jeffrey, “Batı’nın darbe girişimi sonrası tutumunun nedeni, Erdoğan’a kızgınlığı. Her zaman yaptığımız gibi biz yine Erdoğan’ı eleştirelim dediler” ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye’de 2008-2010 yılları arasında ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak çalışan James Jeffrey, ABD’nin ve Batı ülkelerinin darbe sonrası tutumunu eleştirdi. Ankara’nın darbe nedeniyle Avrupa’ya yönelik söz ve tutumlarını da eleştiren Jeffrey, ülkesinin dışişleri bakanı John Kerry’nin NATO’nun Türkiye’nin durumunu gözden geçirebileceğine ilişkin sözleri hakkında, “Hangi kafayla bunu söyleyebildiyse! Tam bir delilik” dedi.

Söyleşiden bazı satırbaşları şöyle:

EMARELER GÜLEN’İ GÖSTERİYOR

- 15 Temmuz gecesi Türkiye’de yaşananları nasıl değerlendirdiniz?

Türkiye’de yaşanan trajediye ve iç savaşa yakın bir şeydi. Gerçekleşmediği için hepimiz memnun olmalıyız. (…) Darbecilerin motivasyonunun tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Ancak demokratik sistemi yıkıp yerine gizli bir teşkilatı iktidara getirmeyi hedefledikleri açık.

- Kimdir o gizli teşkilat?

Hepimiz kesin kanıtları bekliyoruz ancak emarelerin çoğu Gülen hareketine işaret ediyor. Emareler darken de sadece Türk hükümetinin açıklamalarını kastetmiyorum. Bunu planlayanların askeri müesses nizamdan olmadığı ortada. Benim bildiğim kadarıyla Gülen hareketi ordu içine epey sızmıştı. Zaten polis ve yargıya aşırı şekilde sızmalar daha önce gerçekleşmişti. Bunlara Türkiye’de görev yaptığım yıllarda şahit oldum.

SUUDLAR, MISIRLILAR BİZE YALTAKLANIYOR

(Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan Washington’da sevilmiyor. Erdoğan Avrupa’da da sevilmiyor. Otoriter görülüyor. Batı daha önce Erdoğan’dan daha otoriter olan çok liderle muhatap oldu, olmaya da devam ediyor. Ama fark şu; Suudlar, Mısırlılar – lisanımı maruz görün – her koşulda bize yaltaklanıyor.

Erdoğan ise bizimle çatışıyor, çelişkilerimizi yüzümüze vuruyor, dostumuz olmaya çalışmıyor. Ondan daha otoriter liderler ise dostumuzmuş gibi poz yapmakta beis görmüyor. Çok yakın zamana kadar Putin bile böyle davranıyordu. Erdoğan Washington’da bu yüzden sevilmiyor. Biliyorum hiç adil bir durum değil.

KERRY’NİN NATO AÇIKLAMASI

Darbe başarılı olsaydı Washington buna kesinlikle karşı çıkardı ancak darbenin başarısız olacağı çok kısa sürede anlaşılınca hem Washington hem de Avrupa, ‘Erdoğan bunu her zamanki gibi otoriterleşmenin yeni bir aracı olarak kullanacak’ diye düşündü. ‘O halde her zaman yaptığımız gibi biz yine Erdoğan’ı eleştirelim’ dediler. İşte bu nedenle Kerry’den ‘Türkiye’yi NATO’dan atalım’ tarzında aptalca açıklamalar geldi. Hangi kafayla bunu söyleyebildiyse! Tam bir delilik.

Bazı Doğu Asya ve Arap ülkelerinin yaptığı gibi bize yaltaklansanız, özgürlükçüymüş gibi davransanız böyle olmayacak. Oysa Erdoğan gibi yüzümüze karşı çatışmacı bir üslup tercih ediyorsanız insanlar size sempatiyle bakmayacaktır. Bu çok yanlış. Ben ülkemin bu tutumunu eleştiriyorum. Bundan nefret ediyorum.

ÇAVUŞOĞLU’NUN SÖZLERİ KARA TAHTAYA TIRNAK SÜRTMEK GİBİ

- Fetullah Gülen bu bahsettiğiniz denklemin tam olarak neresinde?

Bugün her şeyi daha da kötü hale getiren Fetullah Gülen’in yargılanmasının meselenin kalbinde oluşu. Bizim Amerika’da en önem verdiğimiz değerlerin başında adalet ve hukukun üstünlüğü gelir. Adaletin siyasi ya da diplomatik herhangi bir değerlendirmeden ari olması gelir. Tırnağınızı kara tahtaya sürterseniz çıkan korkunç sesi ve duyguyu bilirsiniz değil mi? Dışişleri Bakanınız Mevlüt Çavuşoğlu’nun ‘Bu mesele ABD ile siyasi ilişkilerimizle ilgili’ demesi tırnağı kara tahtaya sürtmek gibi aynen! Bizim atalarımız 19 Nisan 1775’te Amerikan iç savaşında adalet ve hukukun üstünlüğü için savaşmak için silah kuşandılar. Adalet herhangi bir siyasetçinin kafasına göre karar verebileceği bir şey değil. Belki kızgın geliyor sesim... Evet kızgınım. Bu konuda Türklere kızgınım. Çünkü bizim için çok kıymetli olan yargının bağımsızlığı prensibini anlamıyorlar.

GENERAL CLAPPER ve DAVID IGNATIUS

- Türkiye gibi ABD açısından da bir istihbarat zaafı yok mu şu durumda?

Burada yeniden kendi hükümetimi ve General Clapper’ı eleştirmek zorundayım. Çıktı dedi ki ‘Gülen’in bu teşebbüsün arkasında olduğuna dair bir istihbaratımız yok’. Bu sözleri söylediği röportajı yapan David Ignatius’a da çok kızgınım. İnsan şu cevabın üstüne ‘General pekala herhangi bir istihbaratınız var mıydı?’ diye sormaz mı! Bu soruların sorulmamış olması utanç verici. Ben meslektaşım John Bass’e güveniyorum. Bence yüzde 99 hiçbir istihbarat gelmedi. O zaman General Clapper çıkıp nasıl oluyor da ‘arkasında Gülen’in olduğuna dair istihbarat yok’ gibi salakça bir şey diyebiliyor. ‘Darbenin arkasında kimler olabileceğine dair pek çok istihbarat var elimizde ama emin olun Gülen bunlardan biri değil’ diyebilecek durumda olsaydı o zaman önemli olurdu. Ama ne Clapper’ın ne de Amerika’nın elinde bir istihbarat yoktu.

GÜLEN’E KARŞI İDARİ TEDBİR

- Amerikan yönetimi yargının Gülen kararına müdahale edemez tamam, en azından iyi niyetli olarak çaba sarf ettiği anlamına gelecek başka hiçbir tedbir alamaz mı?

Hükümetin idari yetkileri kullanılarak Türkiye’de suçlandığı şeylerden dolayı Gülen’in hayatını daha zor hale getirilebilir. İstihbarat ve polis birimlerinin Gülen’in hareketlerini takip edip incelemek üzere yönlendirilmesi gibi bürokratik adımlar atılabilir. Tabii şunu hatırlatmam lazım; bu tür bürokratik adımlar kolay atılmaz. Yönetimin ‘bürokratik prosedürlere ya da basındaki eleştirilere takılmayın, bu iş olacak’ şeklinde bir talimat vermesi şart. Amerika’da ya da Türkiye’de bürokrasiye iş yaptırmanın tek yöntemi budur. Şu anda Türk diplomasisine büyük iş düşüyor; Amerikan yönetiminin üst kademelerini Gülen dosyasını bir an önce mahkemeye sevk etmeye ve Gülen hakkında bazı idari adımlar atmaya ikna etmeleri gerekiyor. Burada mesele şu; Türkiye tehditkâr tavrını bırakabilecek mi? Sırf siz ABD’yi ilişkilerin geleceğiyle tehdit ediyorsunuz diye burada kimse yargıyı bir kenara bırakıp Gülen’i uçağa koyup gönderemez. Bu tehditkâr tavır Amerika’da herkesi çok sinirlendiriyor. Büyük güçler sinirlendiklerinde normalde yapabilecekleri şeyleri de yapmazlar. O nedenle endişeliyim ve ilişkilerin bir felakete sürüklendiğini düşünüyorum.

(Söyleşinin tamamını okumak için: http://www.hurriyet.com.tr/abdnin-eski-ankara-buyukelcisi-james-jeffrey-emareler-onu-isaret-ediyor-40194019)