Hastane cezaevine 10 saat

DUVAR - İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) 2015'te hazırladığı rapora göre cezaevlerinde 756 hasta tutuklu ve hükümlü var. Bunlardan 300'nün durumu ağır.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Berivan Korkut, bir çok cezaevindeki hasta tutuklu ve hükümlülerin sağlığa erişim hakkının engellendiğini belirtiyor.

HASTA ODALARI MORGLARIN YANINDA

Hastaneye götürülen tutuklu ve hükümlülerin kelepçeli muayene edildiğini ancak bu uygulamanın hasta haklarına aykırı olduğunu belirten Korkut, şunları anlatıyor:

"Hastanelerin mahpus bekleme odaları ve mahpus koğuşları insan sağlığına ve onuruna uygun değil. Buraların yeniden düzenlenmesi hatta yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Hastanelerdeki hasta koğuşlarının morglara yakın olması da diğer ciddi bir sorun."

'MUAYENE ETMEDEN İLAÇ YAZDILAR'

Kendilerine mektupla ulaşan bir hükümlünün anlattıklarını da aktaran Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Sağlık Sorumlusu Berivan Korkut, şu bilgileri veriyor:

"Bu hükümlü, doktora elleri kelepçeli götürüldüğünü yazmış. Muayene odasına girdiği zaman doktorun kendisinin yüzüne bile bakmadan ilaç yazdığını söyledi. Aradan 3 ay geçtikten sonra hükümlü tekrar hastaneye kaldırılıyor. Hükümlünün hastanede durumu ağırlaşınca kanser teşhisi konuluyor. Bunun gibi durumlarla karşılaşmamak için cezaevlerindeki hasta hükümlü ve tutukluların acilen hastanelere sevk edilmesi çok önemli:"

360 CEZAEVİNDE 35 AMBULANS VAR

Korkut, sağlığa erişim hakkının engellenmesinde cezaevi yönetimlerinin sorumluluğunun büyük olduğuna dikkat çekiyor:

"Cezaevi yönetimleri hasta olduğunu söyleyen bir çok hükümlü ve tutukluyu hastaneye sevk etmiyor. Sevkleri kabul edilen hastalar da ringlerle taşınıyor. Bu yüzden normal şartlarda 3 saat sürmesi gereken yol, 10 saati buluyor. Cezaevi ringleri hijyenden son derece uzak. Bu nedenle hastane yolu işkence yolu haline geliyor. Türkiye'de 360 hapishane var. Bunların sadece 35'inde ambulans bulunuyor."

SABRİ'NİN KAYA'NIN DURUMU AĞIR

Dernek olarak hükümlü ve tutuklu hastaların durumunu izlemek için başvurduklarını ancak cezaevleri yönetimleriyle Adalat Bakanlığı'nın izin vermediğini kaydeden Berivan Korkut, kendilerine ulaşan başka bir mektupta anlatılanları ise şöyle aktarıyor:

"Sabri Kaya ismili hükümlünün 3 kalp kapakçığında çürüme var. Kaya bize gönderdiği mektupta bu durumun hastane raporlarında kayItlı kayıtlı olduğunu belirtiyor. Cezaevi yönetimine defalarca başvurmasına rağmen jandarma olmadığı gerekçesiyle 2 ay sonra hastaneye kaldırıldığını anlatıyor."