Evrensel’de Metin Göktepe tedirginliği

İki muhabiri 12 gündür gözaltında tutulan Evrensel Gazetesi yönetimi, “Metin Göktepe” tedirginliği içinde. Fatih Polat, yetkililerin tutumundan endişe duyduklarını dile getirdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Olağanüstü Hal ilanından sonra hem “FETÖ/PDY” soruşturmaları çerçevesinde hem de “terör” başlığı altındaki diğer soruşturmalarda çok sayıda gazetecinin gözaltına alınması, medyaya baskı eleştirilerini güçlendirirken, Evrensel gazetesinde “Metin Göktepe” tedirginliği yaşanıyor. Bunun temel nedeni de gazetenin muhabirlerine yönelik gözaltılar ve gözaltı sürecinde yaşananlar.

Evrensel gazetesi muhabirlerine yönelik ilk resmi işlem 10 Ağustos’ta Diyarbakır’da yapıldı. O gün Sur’da gerçekleşen saldırıyı izleyen Evrensel muhabirleri Hasan Akbaş, Fırat Topal ve Serpil Berk, serbest çalışan Sertaç Kayar ile birlikte gözaltına alındı. İki gün sonra serbest bırakılan muhabirler, gözaltında darp edildiklerini dile getirdiler.

23 Ağustos günü ise Mersin’de Cemil Uğur ve Halil İbrahim Polat gözaltına alındı. Yine haber takibi yapıyorlardı. OHAL nedeniyle gözaltı süreleri uzun tutulan iki muhabirden son haber, 2 Eylül günü avukat Ali Bozan’dan alındı.  Avukat Bozan, muhabirlerin hakaret ve tehditlere maruz kaldığını aktardı.

POLAT: OHAL KEYFİYETİ

Evrensel’in Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, endişelerini şöyle dile getirdi:

“Son bir aydır sahada haber takibi yapan muhabirlerimiz üzerindeki baskı nedeniyle adeta bir Metin Göktepe tedirginliği yaşıyoruz. Hatırlanacağı gibi Evrensel Muhabiri Metin Göktepe 8 Ocak 1996 günü haber takibi yaparken gözaltına alınmış ve götürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonu’nda dövülerek öldürülmüştü.

10 Ağustos günü Diyarbakır’ın Sur ilçesinde gerçekleşen saldırı sonrası haber takibi yapan Evrensel muhabirleri arkadaşlarımız Hasan Akbaş, gözaltındayken darp edildiler. Yoğun bir takip ile ciddi bir dayanışma sonucunda 12 Ağustos’ta serbest bırakıldılar.

Gözaltındaki Evrensel muhabirlerine ölüm tehdidiGözaltındaki Evrensel muhabirlerine ölüm tehdidi

Cemil Uğur ve Halil İbrahim Polat da yine haber takibi yaparken gözaltına alındılar. Mersin Baro Başkanı ricamız üzerine savcılığı konuyla ilgili aradı. Görüştüğümüz 3 CHP Milletvekilinden ikisinin Mersin Emniyet Müdürü ile bizzat görüştüğünü biliyorum.

Muhabirlerimiz 12 gündür tam bir OHAL keyfiyetiyle gözaltına tutuluyorlar. Son olarak da dün akşam kendileriyle görüşen Avukat Ali Bozan, muhabirlerimize götürüldükleri Terörle Mücadele (TEM)’de tehdit ve hakaretler de bulunulduğunu aktardı.

Polis muhabirlerimize, Metin Göktepe’yi sormuş ve Metin Göktepe’ye hakaret ve küfürler savurduktan sonra, “Seni buradan aşağı atsak ya ölürsün ya da sakat kalırsın” demiş.

Bu gelişmeler tedirginliğimizi artırıyor ve ciddi anlamda takibimize rağmen Mersin Emniyeti ve savcılığın olay karşısındaki tutumdan ötürü endişe ediyoruz. Bu tehditler nedeniyle hukuki girişimlerde bulunacağız ve konuyu Meclis’e taşıyacağız.”

METİN GÖKTEPE KİMDİR?

Evrensel Gazetesi Muhabiri Metin Göktepe, 8 Ocak 1996'da "Mutlaka ben izlemeliyim arkadaşlar" diyerek gittiği haberde gözaltına alınmıştı. Ümraniye Cezaevi'ne düzenlenen operasyonda öldürülenlerin cenaze törenine katılan yaklaşık 1000 kişiyle birlikte gözaltına alınan Göktepe, Eyüp Kapalı Spor Salonu'na götürülmüştü. 'Gazeteciye özel muamele' diyen polislerce dövülerek öldürülen Göktepe'nin ölümü büyük yankılar uyandırmıştı. Dönemin İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan 11 Ocak 1996 günü 32. Gün programında şöyle demişti: Konuyla ilgili tam bilgim yok. Ancak son gelen bilgiler Metin Göktepe'nin duvardan düşerek öldüğü şeklindedir.

metin1

Ancak kamuoyu baskısı 'duvardan düştüğü' iddia edilen Göktepe'nin gözaltında dövülerek öldürüldüğünün kabul edilmesini sağladı. Dönemin içişleri bakanı, savunduğu bu iddianın doğru olmadığı ortaya çıkınca annesi Fadime Göktepe'den özür diledi. Fadime Göktepe bu özrü kabul etmeyerek sorumluların yargılanmasını talep etti. İlden ile taşınarak 4 yıl süren dava Şubat 1999'da sonuçlandı, 11 polisten 6'sına 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Usul yönünden bozulan dava 5 Mayıs 1999'da Yargıtay tarafından 5 polise ceza şeklinde onandı. Polisler 1 yıl 8 ay sonra çıkarılan afla serbest kaldılar.