Suriye'de cephe genişliyor, risk artıyor
TSK’nın çok daha ağır bir yükün altına girmesi demek. Operasyonun ÖSO ile yürütüldüğü ve TSK’nin idari anlamda müdahil olduğu savunulabilir. Ama ne olursa olsun içeride özel kuvvet ya da başka bir gücün bulunmasını gerektirecek bir genişlikte bu alan.
Musa Özuğurlu [email protected]
Türk ordusu bu sabah itibarı ile al Rai’ye de (Çobanbey) girdi. Böylece operasyonda ikinci cephe de açılmış oldu.
Bu gelişme Cerablus’a yönelik operasyonun daha geniş planlandığını gösteriyor.
Ordunun desteklediği silahlı grupların yaklaşık 10 gün önce girdiği Cerablus–Fırat’ın batısı tarafı ile bu sabah girilen Al Rai arasında yaklaşık 20 kilometre var.
Fırat’ın batısından (Cerablus’tan) aşağı (güneye) doğru inildiğinde YPG’nin (SDG) bir süre önce ele geçirdiği Menbiç’in bulunması operasyonun IŞİD ile birlikte eş zamanlı olarak YPG’nin hakim olduğu alanlara dönük olduğu ve bununla sınırlı kalacağını düşündürüyordu.
Ancak yeni gelişme operasyonun nokta değil alan operasyonu olduğunu ve çok daha geniş düşünüldüğünü gösteriyor.
Çünkü Al Rai IŞİD ya da YPG’nin değil; Nusra öncülüğündeki Fetih Ordusu oluşumunun elinde bulunuyor.
Çobanbey’in güneyinde El Bab, güney batısında Mare ve en batıda da Afrin bulunuyor. Afrin’e Kürtler hakim.
TSK böylece IŞİD’in hakim olduğu alanlara en doğudan ve en batıdan girmiş oldu.
En doğu aynı zamanda Kürtlerin hakimiyet alanının en batısı olan Fırat (Cerablus). En batı ise IŞİD’in hakimiyet alanının bittiği ve El Nusra hakimiyetinin başladığı El Bab.
Yani operasyonun bundan sonra iki taraftan kıskaç altına alma şeklinde süreceği öngörülebilir. Derinlik ise muhtemelen El Bab ve Mare’ye kadar uzanacaktır.
Böylece Türkiye Suriye’de sadece Cerablus ile sınırlı bir operasyon ile yetinmemiş olacak; Menbiç hariç, Fırat’ın batısından Azaz’a kadar derinlemesine bir alanı hakimiyeti altına almış olacak.
Bu da TSK’nın çok daha ağır bir yükün altına girmesi demek. Operasyonun ÖSO ile yürütüldüğü ve TSK’nin idari anlamda müdahil olduğu savunulabilir. Ama ne olursa olsun içeride özel kuvvet ya da başka bir gücün bulunmasını gerektirecek bir genişlikte bu alan.
Dolayısıyla risk de alındığı söylenebilir. Çerçevesini çizdiğimiz bu bölgede IŞİD, YPG, El Nusra ve bileşenlerinin hakimiyeti söz konusu.
IŞİD'İN NE PLANLADIĞI BİLİNMİYOR
IŞİD Cerablus’tan ‘sorun çıkarmadan’ çekildi. Bu, normal değil. TSK’nın veya desteklediği grupların geniş bir alanı kontrol etmekte güçlüklerle karşılaşacağı aşikar. IŞİD’in Cerablus’tan savaşmadan çekilmesi sonucu çok kolay gibi görünen cephede cevap vermek için ne gibi hazırlıklar yaptığını bilmiyoruz.
Bu hamle ile Türkiye’nin hedefinin sadece IŞİD olmadığı da düşünülebilir ve Türkiye uluslararası hukuk açısından yeni sıkıntılar ile karşılaşabilir.
Buna pratikte Suriye, Rusya, İran’dan gelecek tepkileri de eklemek gerekiyor.
Girilen ve girilecek alanların ‘cepte’ görülmesi ise çok tehlikeli. Medyamızda yer alan haberlere bakılacak olursak Türk askeri ve ÖSO örgütü çok sıcak karşılanıyor. Ama bu manzaralar gerçeği ne kadar yansıtıyor? Bir süre sonra hiç duymak istemeyeceğimiz haberler duyabiliriz.