Duvar Arkası: Ak Parti'de yeni tedirginlik
Türkiye'nin 'sırları' neler? Haberlerin gerisinde neler oluyor? Duvar Arkası her hafta haberlerde yazılmayanları, kulislerde konuşulanları aktarıyor...
AK PARTİ'DE TEDİRGİNLİK
İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın istifa ettirilerek yerine Süleyman Soylu'nun getirilmesi hem Hükümet'te hem de AK Parti içinde yeni bir tedirginliğe neden oldu. "Bu süreçte kimsenin dokunulmaz olmadığı anlaşıldı" yorumu yapılırken bir yandan başka bir tedirginlik var parti içinde.
Daha önce istihbarat raporlarıyla cemaatle ilişkileri tespit edilen milletvekillerinden bahsetmiştik, bu kez de iş çevrelerinden gelen AK Parti milletvekilleri kendilerini topun ağzında görüyorlar. Cemaatçi patronlara yönelik operasyonları yakından takip eden milletvekilleri, "Ya bizim de her şeyimize el koyarlarsa" korkusu yaşıyorlar.
SEMİH TERZİ YAŞASA HAREKATTAYDI!
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Darbeci Semih Terzi bizim Kilis sınırımızın Koruyucu Özel Harekat Komutanı idi. Başımıza ne geldiyse o adam sınırdayken geldi" demişti.
TSK'nın Fırat Kalkanı harekâtı akıllara hemen Semih Terzi'yi getirdi. Terzi hayatta ve görevinin başında olsa harekâtta etkin rol oynayacaktı şüphesiz.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmeye çalışan darbeci general Semih Terzi, Astsubay Ömer Halisdemir tarafından, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın telefonda Halisdemir'e verdiği "vur emri" üzerine öldürülmüştü. Kendisi de darbeci askerler tarafından vurularak öldürülen Halisdemir, darbenin seyrini değiştiren isimlerden biri olarak anılıyor.
GÖMÜLÜ SİLAHLAR ÇIKARTILIRKEN DARBE PLANI VAR MIYDI?
15 Temmuz darbe girişimi gecesi Özel Kuvvetler'i savunmaya giden 'Bordo Bereliler'in evlerinden sivil kıyafetlerle çıktıkları, ellerinde sadece beylik tabancaları ve birkaç av tüfeği olduğu yazılmıştı.
Özel Kuvvetler mensubu askerler o geceyi anlatırken şöyle diyorlar, "FETÖ darbeyi uzun zamandır en ince ayrıntısına kadar planlıyormuş. Seferberlik Tetkik Kurulu'nun lağvedilmesi, bu tip olağanüstü durumlarda kullanmak üzere yerin altına gömülen o silahların hepsinin FETÖ'cüler tarafından 'Ergenekoncuların silahları bulundu' diyerek çıkartılması bu işin bir parçasıymış meğer."
Acaba 9 Ocak 2009 tarihinde, "Ergenekon'da bomba gelişme! Gölbaşı'nda gömülü silahlar bulundu!" manşetiyle haber yapanlar o gün, bu bombaların yerinin İbrahim Şahin'den elde edilen krokiler sayesinde bulunduğu senaryosunu biraz sorgulasaydı bunun bir kurgu olduğunu anlayamaz mıydı? Ve o gömülü silahları bulan polisler bugün nerede?
KENAN EVREN'LE TURGUT ÖZAL'IN KESİŞTİĞİ YERDE DARBEYE KARŞI!
CHP Adana İl Örgütü 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda meşaleli yürüyüşe çağırmıştı herkesi. Buluşma adresini görenler, duyanlar gülmekten alamadı kendini. Çağrıda adres aynen şöyle tarif ediliyordu, "Kenan Evren Bulvarı ile Turgut Özal Bulvarının kesiştiği noktada toplanıp, ellerimizde meşalelerle yürüyeceğiz"... 12 Eylül darbe döneminin cumhurbaşkanı ve başbakanın kesiştiği yerdeydi buluşma!
KİM BU İTFAİYECİ?
Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın Che Guevara'ya "eşkıya" demesinin ardından 31 Ağustos günü Meclis'te Dev-Lis'li (Devrimci Liseliler)bir grup gençle basın açıklaması yapmak isteyen CHP milletvekili Ali Haydar Hakverdi'ye polisler müdahale etti. Öğrencilerin elindeki Che tişörtlerini almaya çalışan polisleri Hakverdi sakinleştirmeye çalışırken olaylar sırasında en saldırgan tavırları sergileyen kişi resmi kıyafetiyle bir itfaiye görevlisiydi! Peki onun orada ne işi vardı ve kimin talimatıyla bir milletvekilinin basın toplantısına müdahale ediyordu?
Meclis'te görev yapan o itfaiyecinin tesadüfen oradan geçerken ellerinde Che tişörtü taşıyan gençleri gördüğü ve kendi kendine olaya müdahil olduğu konuşuluyor. Meclis'te daha önce örneği yaşanmayan bu olay için muhalefet gruplarından şu yorum yapılıyor, "Artık canı isteyen herhangi biri, üzerindeki itfaiyeci üniforması da olsa bir muhalefet milletvekilinin basın açıklamasına canı istediği gibi müdahale etme hakkını kendinde görebiliyor. Bu kabul edilemez bir durumdur."