OHAL kararnameleri OHAL'den sonra ne olacak?
OHAL kararnameleriyle görevden almalara hukuk yolu açık mı? Olağanüstü hal bitince bu kararlar geçerliliğini yitirecek mi? Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, olağanüstü hal kapsamında alınan kararlarla ilgili beş temel soruya yanıt verdi.
Özlem Akarsu Çelik [email protected]
ANKARA - Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan kararnamelerle pek çok kurum ve kuruluş kapatılırken, on binlerce kamu çalışanının da görevine son verildi. Bu kararnamelerden hiç biri henüz TBMM'de görüşülmüş değil.
Özellikle üniversitelerle Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki ihraçların önemli bir bölümünün darbe girişimi sonrası başlatılan Cemaat soruşturmalarıyla bir ilgisinin olmadığı iddiaları da kamuoyuna yansımış durumda.
OHAL kararnameleriyle görevlerinden uzaklaştırılanların durumu olağanüstü hal uygulaması sona erince ne olacak? Bu uygulamalara hukuki yallardan itiraz mümkün mü? Onbinlerce kişiyi ilgilendiren bu soruları Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Kerem Altıparmak'a yönelttik.
1) KHK'LER ANAYASAYA AYKIRI MI: Anayasanın 15'inci maddesinde, olağanüstü hal (OHAL) kısıtlamalarının, 'milletlerarası hukuka aykırı olmaması' ve 'durumun gerektirdiği ölçüde olması' sınırı çizilmiştir. Anayasa'nın 13'üncü maddesi de "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir..." diyor. Bu durumda bu KHK'ler (Kanun Hükmünde kararname) anayasaya aykırı mı?
YANIT: Olağanüstü hal ilan edildiğinde, olağan hukuk sınırları değil olağanüstü hal sınırları söz konusu oluyor. Bu nedenle ana ölçütümüz 15. maddedir ama sadece bu değil tabii ki. Örneğin olağanüstü hallerde neler yapılacağına dahil 121. madde veya olağanüstü hallerde yürütmeyi durdurma kararı verilmesinin kısıtlanabileceğini söyleyen 125/6yı da dikkate alabiliriz.
Şimdi bu KHKlar iki yönden Anayasaya aykırı. Birincisi, sadece olağanüstü halle sınırlı kalabilecek düzenlemeler bu kurallarla yapılabilir. AYM’nin (Anayasa Mahkemesi) daha önceki içtihadı bu yönde. Ama bu KHKler devlet örgütlenmesine, bürokrasiye ilişkin bir çok kalıcı değişiklik yapıyor. Askeri liselerin kapatılmasından, kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasına kadar bir çok husus.
Öte yandan onbinlerce kişiyi sayma usulüyle kamu hizmetinden çıkarıyor. Bu da yetmiyor bir daha hiçbir şekilde kamu hizmetine de giremeyeceklerini söylüyor. Bunu yaparken de bu kişilerin savunması alınmadığı gibi suçlama bile yapılmıyor. Şimdi bunun milletlerarası hukuka aykırı olduğu ve Anayasa 15. madde uyarınca da bunun mümkün olmadığı çok açık. Bu nedenle de Anayasa'nın 15. maddesine aykırı bir durum söz konusu.
2) UZAKLAŞTIRILAN AKADEMİSYENLER DÖNEBİLİR Mİ: 1983 yılında Sıkıyönetim Komutanlığı 1402 Sayılı Kanun'la çok sayıda akademisyenin işine son vermişti. Onbinlerce kamu çalışanının da etkilendiği o dönemde 1402'lik akademisyenlerin üniversitelere dönüşü ancak 1990'da başladı. Şimdi ilişiği kesilenlerin akademiye dönmesi için öngördüğünüz bir süre var mı? Akademisyenleri nasıl bir hukuki süreç bekliyor?
YANIT: Bunu kestirmek gerçekten güç. 1402'liklerle ilgili dönüş sürecini Danıştay açmıştı. 1402'liklerle ilgili de benzer bir hikaye vardır. O zaman da onlar için bir daha kamu görevine dönemezler kuralı getirilmişti. Ama Danıştay o zaman böyle bir kısıtlamanın ancak sıkıyönetim boyunca geçerli olabileceğini belirtmişti. Şimdi olağanüstü hal bitince idari yargıdan yine öyle bir karar çıkar mı bilemiyorum. Ama şimdi de elimizde AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) yolu var. AİHM bu kadar açık hukuka aykırılığa bir noktada dur diyecektir. Muhtemelen onun ardından da kısmi bir iyileşmenin olduğunu görebiliriz.
3) İHRAÇ EDİLENLERİN DURUMU OHAL SONA ERİNCE NE OLACAK: KHK’ler kamu hizmetinden çıkarılanlar için “bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler, bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler” diyor. OHAL sona erince ne olacak?
YANIT: Bu bir soru önce söylediğim gibi bir muamma. Şimdi bu OHAL KHK'lerinin ne olacağı ile yakından ilgili. Eğer kanunlaşırlarsa, oradaki hükümler de kalıcı olur ama o zaman da AYM'ye iptal için götürülebilirler. Bir başka ihtimal, bunların kanunlaşmaması. O durumda da OHAL bitince uygulanamazlar argümanını ileri sürmek mümkün olacak. Üçüncü bir olasılık, hükümetin bunların olağan döneme geçişteki geçerliliği ile ilgili bir yasama işlemi yapması. Buna ilişkin bir belirti yok şimdilik. Eğer OHAL'in uzatılmasına karar verilirse, bu konuda alınacak kararı da geciktirebilirler. Hukuken ise yukarıda da söylediğim gibi ebedi bir karar alınamaz OHAL KHKleri ile.
4) HANGİ TEMEL HAKLAR İHLAL EDİLİYOR: Kamu çalışanları hakkında hem idari hem cezai işlemler yapılıyor. Bu işlemlerde hangi temel hak ihlalleri ortaya çıkıyor?
YANIT: Ceza davalarında çeşitli iddialar var. Ancak en azından bunun hakim önünde ileri sürülebildiğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte, verilen tutuklama kararlarının ne kadar koşulları taşıdığı tartışılabilir. İdari işlemler söz konusu olduğunda ise hiçbir savunma alınmaksızın, suçlama yapılmaksızın kamu hizmetinden çıkarma yaptırımı uygulandığını görüyoruz. Bu uygulama AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) açısından 6. maddeyi ihlal ediyor. Bunun yanında, kamu hizmetine girme hakkının ve istediği bir işte emeğiyle gelir elde etme imkanının ihlal edildiği de ortada.
5) KADAN ATILANLAR HANGİ YOLLARA BAŞVURABİLİR: Kamudan ilişiği kesilenlerin haklarını geri alabilmek için hukuki olarak kullanabilecekleri yollar var mı? İdare mahkemeleri, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM'ye yapılacak olası başvurulardan ne tür sonuçlar çıkabilir?
YANIT: Ben şahsen bu aşamada AİHM'e doğrudan başvurulabileceği görüşündeyim. Çünkü OHAL KHK'lerini Danıştay ve diğer idari yargı yerleri iptal edemez. AYM de bireysel başvuruda OHAL KHKlerinin iptali yoluna gidemez, Anayasa'ya aykırılık saptaması da yapamaz. Bu nedenle etkili bir hukuk yolu yoktur ve AİHMe gidilmeli diye düşünüyorum. Ama bu idari yargıyla eşzamanlı bir başvuru yapılmasına engel değil. İdari yargıya gidip, her bir çıkarma işleminin ayrı bir idari işlem olduğunun ileri sürülebileceğini söyleyenler de var. İdari yargı yanında AİHM de denenebilir.