'Oğlum, komutanının FETÖ'cü olduğunu nereden bilsin?'
Terhisine 5 gün kala komutanı 'tutuklanan er Hakan Yazıcı, 16 Temmuz gününden beri cezaevinde. Askerliğinin bitmesine 3 ay kala Tuğgeneral Sadık Köroğlu'nun emir eri olarak göreve alınan Yazıcı, 15 Temmuz gecesi koğuştan çıkmadığını sadece komutanı 'FETÖ'cü diye cezaevine atıldığını söylüyor.
DUVAR - 15 Temmuz darbe girişiminin ardından çok sayıda asker tutuklandı. Tutuklanan askerlerden birisi de, Ankara'da bulunan Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığı'nda er olan Hakan Yazıcı. Darbe girişimi soruşturması kapsamında Ankara'da tutuklanan Tuğgeneral Sadık Köroğlu'nun emrinde görev yapan er Hakan Yazıcı, 15 Temmuz gecesinde, babasına buralar çok karışık şeklinde mesaj attı.
Baba Ruşen Yazıcı, sabaha kadar oğluyla telefonla konuştuğunu, oğlunun koğuştan ayrılmadığını söyledi. Yazıcı, komutanı Fethullah Gülen cemaati üyesi olduğu için, oğlunun tutuklanarak Sincan Cezaevi'ne gönderilmesine tepki gösterdi.
ASKERLERE 'GECE EĞİTİMİ VAR' DENİLDİ
Er Hakan Yazıcı, Ankara Emniyeti'nde verdiği ifadede Tuğgenaral Sadık Köroğlu'nun, 15 Temmuz öğle saatlerinde kendisine, "Akşam, gece eğitimi var kıyafetlerimi hazırlattır" dediğini söyledi. Yazıcı emniyete verdiği ifade de şunları söyledi: “Tuğgeneral Sadık Köroğlu, 15 Temmuz'da öğlen saatlerinde bana gece eğitimi var kıyafetlerimi hazırlattır dedi. Ben de verilen emri yerine getirdim. Akşam saat 23.30 sıralarında, subay rütbesindeki askeri personel tarafından koğuşlarımızın içerisine yönelik olarak herkesin ışıkları açmadan yatmaları gerektiğini ve herhangi bir ses duyulduğunda ranzaların altına girmemiz gerektiği konusunda ikazlar yapıldı. Yapılan bu işlerin tatbikat olduğu belirtildi. Biz de koğuştaki arkadaşlarımızla birlikte, ilerleyen saatlere kadar sohbet ettim. Gece saat 03.00 sıralarında bulunduğumuz binanın çok yakınlarından bir uçağın geçtiğini anladım ve sonrasında şiddetli bir patlama sesiyle irkildim. Ulaştırma bölüğü arka tarafına atılan bomba dolayısıyla etrafın toz duman olduğunu gördüm. Bulunduğumuz yerin yakınlarında sürekli olarak helikopter hareketliliği olmaktaydı. Ancak o gün hem uçak hem de helikopter hareketliliğinde rutinin dışında bir artış olduğunu anladım. Sabaha kadar tedirgin bir vaziyette koğuşumda bekledim ve hiçbir yere gitmedim.”
'TERHİS OLMAMA 5 GÜN KALMIŞTI'
Hakan Yazıcı, haberciliğini yaptığı Tuğgeneral Sadık Köroğlu'nun genel olarak saat 18.00, 19.00 sıralarında eve gittiğini fakat, o gece saat 02.00'ye kadar makam odasında kaldığını duyduğunu söyledi.
Yazıcı ifadesine şunları ekledi: “16 Temmuz sabah 08.00'de koğuşumuzun önüne gelen astsubay bana ne yapıyorsun ve görevimi sordu. Bende kendisine okullar komutanının habercisi olduğumu söyledim. Bunun üzerine bana orada bulunan ambulansa geçmemi beni komutanın bulunduğu yere götüreceklerini söyleyerek araca bindirdiler ve 2 No'lu nizamiyeye gittik. Sonra askeri personel tarafından emniyet birimine teslim edildim. Benim herhangi bir terör örgütü ile ilişki ve irtibatım kesinlikle yoktur. Yaşanılanların benim Tuğgeneral'in habercisi olmam dolayısıyla başıma geldiğini değerlendirmekteyim. Terhis olmama 5 gün kaldı. Bu olaylara bir ilişki ve irtibatım yoktur.”
'OĞLUM TUTUKLANSIN DİYE Mİ ASKERE GÖNDERDİM?'
16 Temmuz'da tutuklanıp cezaevine gönderilen er Hakan Yazıcı'nın babası Ruşen Yazıcı, Cumhurbaşkanın bile kendi yaverini 3 senede tanıyamadığını, oğlunun 3 ayda komutanının 'FETÖ'cü olduğunu bilemeyeceğini belirtti.
Darbe girişimi sırasında oğluyla gece 02.00'ye kadar mesajlaştıklarını aktaran Baba Yazıcı, şunları kaydetti: “Biz kendisine koğuştan çıkmaması gerektiğini söyledik. Oğlum koğuşundan dışarıya adımını bile atmadı. Sabaha kadar konuştuk. 16 Temmuz sabahından sonra oğluma ulaşamadım. 4 gün boyunca Ankara'da oğlumu aradık. Barodan bir avukat bizi arayarak oğlumun cezaevinde olduğunu söyledi. Önce Mamak Cezaevi'ne daha sonra Sincan Cezaevi'ne götürmüşler. Oğlumla görüştüğümde, 'Baba ben sabaha kadar koğuştaydım. Dışarıya adımımı bile atmadım' dedi. 4 gün boyunca oğlumun ellerini arkadan kelepçeleyip bir ahıra atmışlar. Yemek bile vermemişler. Şu an oğlum darbe komutanları ile aynı koğuşta kalıyor. Biz oğlumuzu askere tutuklansın, cezaevine gönderilsin diye mi gönderdik? Son olarak Ankara Cumhuriyet Savcısı ile görüştüm. İtiraz dilekçesi verdik. Bize araştırılacağını söylediler, ama hiçbir yerden gerekli açıklamalar yapılmıyor. Her gün Sincan Cezaevi önünde oğlumu beklemekten harap oldum.”