3 gazetecinin davası 24 Ocak'a ertelendi

Faruk Eren, İhsan Çaralan ve Ertuğrul Mavioğlu nöbetçi genel yayın yönetmenliğinden hâkim karşısına çıktı. Birçok STK, duruşmayı izledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla başlatılan “nöbetçi genel yayın yönetmenliği” kampanyasına katılan gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve gazetenin sorumlu yazı işler müdürü İnan Kızılkaya ile DİSK Basın - İş Genel Başkanı Faruk Eren hakim karşısına çıktı. Duruşmayı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, Barış Vakfı Sözcüsü Hakan Tahmaz'ın yanı sıra çok sayıda gazeteci de izledi.

DAVA 24 OCAK'A ERTELENDİ

"Örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla yargılanan Mavioğlu, Kızılkaya ve Eren'in davaları 24 Ocak'a ertelendi. Mavioğlu'nun ardından 'Nöbetçi Yayın yönetmenliği'ni bir günlüğüne devralan DİSK Basın - İş Genel Başkanı Faruk Eren de Kızılkaya'yla birlikte hakim karşısına çıktı. Kızılkaya önceki duruşmalarda sunduğu savunmayı tekrarlayıp beraatini isterken, Faruk Eren de önceki savunmasını tekrar etti. Evrensel gazetesi başyazarı İhsan Çaralan yaptıkları haberlerin gazetecilik kapsamında olduğunu söyledi. Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmalar 24 Ocak'a ertelendi. Mavioğlu ve Eren'in duruşmalardan vareste tutulma talebi oldu.

'GAZETECİYİM VE DOĞRUYU SÖYLEMEK ZORUNDAYIM'

Duruşma, Özgür Gündem gazetesinin 31 Mayıs 2016 tarihli sayısında çıkan haberlere ilişkin "Terör örgütü propagandası yapmak", "Suç işlemeye alenen tahrik" ve "Suçu ve suçluyu övme"  iddialarıyla haklarında dava açılan Çaralan ve Kızılkaya'nın kimlik tespitiyle başladı.

Hakkındaki iddiaları reddeden Kızılkaya, "Yaptığımız haberler gazetecilik düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır. Cemal Süreya'nın bir sözü var, 'Bu ülkede Arnavutlar yalan, Kürtler doğru söylemek zorundadır'. Ben Kürdüm, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, bu ülkenin asli unsuruyum. Ülkede ne yaşanıyorsa onu haber yaptık. Gazeteciyim ve doğruyu söylemek zorundayım. Daha önce de bu tür haberler çıkıyordu fakat 2015 Temmuz'dan sonra gazetenin her sayfasına, her yayına soruşturma açıldı" diyerek tüm yayınların gazetecilik faaliyeti olduğunu ve herhangi bir propaganda olmadığını söyledi. Kızılkaya beraatini talep etti.

'TÜRKİYE'DE BASIN HER ZAMAN BASKI ALTINDA OLMUŞTUR'

Suça konu olan gazete sayısındaki haberlerin tümüyle başkalarının haberleri üzerinden kurulduğunu söyleyen İhsan Çaralan ise "Özgür Gündem gazetesi üstünde artan baskılar dolayısıyla dayanışma çağrısı yapıldı. Ben de bu dayanışma çağrısı üzerine 1 günlük nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptım. Türkiye'de basın her zaman baskı altında olmuştur. Her zaman büyük bedeller ödemiştir. Gazeteciler terörle mücadele adı altında mahkemelere sürükleniyor. Gazetede çıkan ve iddianameye konu olan haberler suç teşkil etmiyor" dedi.  Yayın yönetmeninin bütün haberleri okuma şansı olmadığını belirten Çaralan, "Ben dayanışma için gitmiştim gazeteye ve haberlere müdahale hakkı görmedim kendimde. Zaten öyle bir genel yayın yönetmeni olmaz olsa olsa sansürcü başı olur, iddianamede bu mantıkla hazırlanmıştır. Demokrasi ve basın özgürlüklerinin olduğu ülkede böyle bir davadan ceza almayacağımı düşünüyorum" diyerek beraatini talep etti. Duruşma 24 Ocak 2017'ye ertelendi. (HABER MERKEZİ)