'Öğretmene 'dönemezsin' baskısı yapıldı'
KHK ile en çok öğretmenin açığa alındığı illerden biri de Hatay. Kentte Eğitim Sen’li 9 öğretmen meslekten ihraç edildi, 928 öğretmen ise açığa alındı. Konuyu değerlendiren 26 yıllık öğretmen ve şair Servet Üstün Akbaba, Hatay’da oluşan algının, Alevi ve Kürt öğretmenlerin açığa alındığı yönünde olduğunu söyledi. Akbaba, görevden alınan öğretmenlere 'geri dönemezsin' denilerek hak aramaktan uzak durmasının sağlanmaya çalışıldığını söyledi.
HATAY - Hatay’da 23 yıldır görev yapan Servet Üstün Akbaba 26 yıllık öğretmen. Çektiği fotoğraflar ve şiir kitabı “Yalnızlık Yer Değiştiriyor” ile tanınan Akbaba, bir dönem Eğitim Sen Şube Sekreterliği görevini üstlendi. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile öğretmenlikten ihraç edilen Akbaba, Hatay İnsan Hakları Derneği Şube Sekreterliği görevine devam ediyor.
Servet Üstün Akbaba ile açığa alınan ve ihraç edilen öğretmenlerin sorunlarının yanı sıra Suriye’den yoğun göç alan Hatay’ı da konuştuk.
‘İZAH EDİLİR DURUM DEĞİLDİR’
Servet Üstün Akbaba, kendisiyle birlikte ihraç edilen Eğitim Sen’li öğretmenleri, “Darbelere, baskılara, ayrımcılığa, ırkçılığa, antidemokratik uygulamalara karşı mücadele edenler” olarak değerlendiriyor ve bu öğretmenlerin, Fethullah Gülen cemaati için çıkarılan KHK kapsamında ihraç edilmesinin kabul edilemez olduğunu söylüyor.
Hatay genelinde 928 Eğitim Sen üyesi öğretmenin açığa alındığını hatırlatan Akbaba, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Barış mücadelesi yürüten, sosyal, siyasi ve ahlaki sorumluluk gereği herkese özgürlük ve eşitlik isteyen, şiddet söylemlerine karşı çıkan, meslek hayatlarında oldukça başarılı arkadaşlarımızın KHK’lerle bu şekilde şiddet yanlısı gösterilmesi izah edilir durum asla değildir.”
Mustafa Kemal Üniversitesi'nde görevli Eğitim Sen üyesi Yrd. Doç. Utku Sayın’ın da görevine son verildiğini aktaran Akbaba, "Utku Sayın 'Bu suça ortak olmayacağız' başlıklı bildiriyi imzalayan 2212 akademisyenden biridir ve bu nedenle sözleşmesi feshedilmiştir” dedi.
'VELİLER İMZA KAMPANYASI DÜZENLEDİ'
Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevden ihraç edilen ve açığa alınan öğretmenlerin yerine ücretli öğretmen ataması yaptığına dikkat çeken Akbaba, bu duruma velilerin ve öğrencilerin tepki gösterdiğini belirtti.
Akbaba, velilerin ve öğrencilerin tepkisini şöyle anlattı: “Öğrenciler okullara gitmek istemedi, birçok veli kendi bölgelerinde imza kampanyaları düzenleyerek toplumsal bir direniş, tepki örgütledi. Topladıkları imzaları Milli Eğitim Müdürlüklerine götürerek ‘öğretmenimizi geri istiyoruz’ dediler.”
'ALEVİ VE KÜRT ÖĞRETMENLER AÇIĞA ALINDI'
Hatay'da yaşayanlarda açığa almaları "muhalefeti sindirme" olarak değerlendirdiğini kaydeden Akbaba, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Ayrıca halkta yaygın olarak ‘hükümet toplumsal muhalefeti oluşturan kesimlere karşı sindirme hareketi oluşturdu, Hatay’da Alevi ve Kürt kökenli öğretmenler bilinçli olarak görevinden uzaklaştırılıp, ihraç edilmiştir’ kanısı gelişti. Eğitim Sen üyelerinin haksız bir şekilde görevden uzaklaştırılmasına tepki göstermiştir. Sadece Eğitim Sen üzerinden düşünürsek, yaklaşık 30.000 öğrenci ve aile bu süreçten etkilendi. Halk, milletvekillerine, muhtarlara, belediye başkanlarına baskı yaparak il genelinde ciddi anlamda toplumsal tepki üretti. İskenderun, Samandağı ve 12 Eylül’den beri demokratik tek eylemin olmadığı Altınözü ilçesinde halkın desteği ile Eğitim Sen açığa alınan öğretmenlerle ilgili İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basına açıklaması yaptı.”
'KARAR SOYUT İDDİALARA DAYANIYOR'
Servet Üstün Akbaba, Eğitim Sen olarak bu süreçte güçlü bir şekilde örgütlendiklerini ve yaklaşık 50 gündür Hatay’da haklı bir mücadele verdiklerini aktardı. Bakanlığın görevden uzaklaştırma kararının soyut iddialardan başka hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını dile getiren Akbaba, bu uygulamanın Eğitim Sen’e yönelik olduğunu ileri sürdü:
“Binlerce eğitim emekçisinin adının alt alta yazılması gözdağından başka bir şey değildir. Geniş toplumsal kesimlerde yaygın olarak bilince vuran gerçeklik şudur ki, Eğitim Sen’i hedef alarak, il düzeyinde iradesini kırmak, korkutarak üyelerini istifa etmeye zorlamak isteniyor. Bu gerçeklik tümüyle anayasanın örgütlenme özgürlüğüne, düşünce ve ifade özgürlüğüne, en önemlisi eşitlik ilkesine aykırıdır.”
'GEZİ'NİN İNTİKAMI ALINIYOR'
Savaşa karşı barış isteyen Eğitim Sen üyelerinin halk nezdinde birer barış emekçisi olduğunu söyleyen Akbaba, “Yasal olan savunma hakkımız hiç sayıldı, soruşturma açmadan, darbe fırsatçılığı yaparak işimizden uzaklaştırıldık” dedi.
Barış, insan hakları, demokrasi talepleri için alanlara çıktıklarını, Suriye savaş politikalarını eleştirdiklerini belirten Akbaba, ayrıca Gezi eylemlerini desteklerini de hatırlatarak, bu nedenle cezalandırıldıklarını söyledi: “Hatay’da Gezi olaylarına destek verildi, bu eylemler aylarca sürdü ve iki genç bu olaylarda hayatını kaybetti. Bu nedenle halkta, sivil toplum örgütleri, odalar, dernekler vb. kuruluşlarda ‘Gezi’nin intikamı alınıyor’ kanısı yüksektir."
EĞİTİM SEN HAKKINDA ALGI OLUŞTURULUYOR
Eğitim Sen üyesi öğretmelerin muhalif tutumlarından dolayı kamuoyunda kriminalize edilmek istendiğini ifade eden Akbaba, “Amaç sendikal faaliyetlere darbe vurmaktır” dedi. Servet Üstün Akbaba şunları dile getirdi:
“Eğitim Sen’in terör örgütleriyle bağı var algısı oluşturulmaya çalışılıyor. İlimizde eğitim emekçilerine hukuksuz şiddet uygulandı, eğitimciler psikolojik baskıya uğradı ve istifa etmeye zorlandı. Ayrıca eylem ve etkinliklere katılan görevinden uzaklaştırılmış öğretmenlere dönük, ‘Eylemlere katılmayın, geri dönüşünüz mümkün olamaz’ baskısı yapıldı. Eylem ve irade kırıcı baskılar uygulandı idareciler tarafından.”
'HATAY HALKI KENDİNİ ÖTEKİ HİSSETTİ'
Servet Üstün Akbaba ile Suriye’deki savaştan Hatay’ın nasıl etkilendiğini de konuştuk. Akbaba, Suriye’den Hatay'a gerçekleşen göç nedeniyle kentin demografik yapısının değiştiğini, milyarlarca doları bulan ticaretin sıfırlandığını anlattı.
Türkiye'nin Suriye’deki savaşı mezhep sorununa indirgemesini eleştiren Akbaba, “Hatay halkı kendini tamamen öteki hissetti. İktidarın söylem ve uygulamaları bu duyguyu pekiştirdi. Yaşam kaygısı ortaya çıktı. Güvenlik sorunu çok belirgin bir hal aldı. Artık sokaklar, evler, toplu alanlar tekin yerler olmaktan çıktı” şeklinde konuştu.
Akbaba, Suriye’den göç ile kentte baş gösteren sosyal ve ekonomik sorunlara da değindi: “İş bulma sorunu büyüdü. Zaten yüksek oranlarda olan işsizlik katlandı. İş gücü ucuzladı. Emeğin sömürülmesi en üst düzeye çıktı. Fuhuş arttı. Suriyeli kadınların evlilik adı altında kölevari satılmaları resmileştirildi.”
'DENETİMDEN UZAK EĞİTİM MERKEZLERİ'
Akbaba, göçmen çocukların eğitimiyle ilgili olarak Hatay’da konuşulan bazı iddiaları da aktardı. Çocukların devletin denetlemediği 'eğitim merkezi' adı taşıyan yerlere gönderildiğini dile getiren Akbaba, buralardan muhaliflerin militan devşirildiğini öne sürdü.
Suriyeli çocukların büyük bölümünün bu geçici eğitim merkezlerine eğitim aldığını belirten Akbaba, “Eğitimin, Suriyeli bazı sözde öğretmen muhalifler tarafından yürütüldüğü iddia edilmektedir. Ancak kesin olan şudur, geçici eğitim merkezleri sağlıklı bir denetimden uzak ve eğitime hizmet etmeyen kurumlardır” ifadelerini kullandı.
2016-2017 eğitim öğretim yılında yeni bir uygulamaya geçildiğini anlatan Akbaba, buna göre ana sınıfı ve ilkokul çağındaki Suriyeli çocukların bulundukları çevredeki okullara kayıt edildiğini ve bunun zorunlu hale geldiğini söyledi.
“Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı çocuklar gibi Suriyeli çocuklar da ana sınıfları ve 1'inci sınıfa kaydedilerek Türkçe eğitim almaya başladılar” diyen Akbaba kuşkularını da dile getirdi: “Bu, Suriyeli çocukların Türkiyeli çocuklar ile eşit tutuldukları algısı yaratabilir. Ama bize göre burada hem bir asimilasyon söz konusu hem de geleceğe yönelik bir oy deposu oluşturma çalışması mevcuttur.”
CUMHURİYET TARİHİNİN EN KÖTÜ KOŞULLARI
Hatay’ın eğitim alanında Cumhuriyet tarihinin en kötü zamanı yaşadığını iddia eden Akbaba, “Belki de bütün bunları devlet politikası olarak görmek gerekir” dedi. Akbaba, konuyla ilgili şunları kaydetti:
“15 yıl önce üniversiteye giriş sınavlarında ilk 10-15 il arasında yer alan Hatay’ın, 60’lara gerilemesini tesadüflere ya da öğrenci profiline bağlamak akılcı olmayacaktır. İdareci atamalarında, öğretmen görevlendirmelerinde, alt yapı çalışmalarında, okul yapımında Hatay’ın sürekli ihmal edilmesi bilinçli bir tercihin sonucudur.”
HATAY’DA MUTSUZ ÖĞRETMENLER
Geçmişte Hatay’da çalışmak isteyen öğretmenlerin çokluğuna değinen Akbaba, şimdi durumun değiştiğine dikkat çekiyor. Akbaba’ya göre mevcut sorunlar nedeniyle öğretmenler Hatay’da çalışmayı tercih etmiyor artık.
Servet Üstün Akbaba sözlerini şöyle tamamladı: “Çok açıktır ki artık öğretmenler Hatay’da mutlu değiller.” (DUVAR)