Demirtaş: Dokunulmazlığım devam ediyor

Selahattin Demirtaş, bugün Mardin'de görülen davanın duruşmasına, SEGBİS ile katıldı. Demirtaş, ifadesinde dokunulmazlıkların geçmişe dönük kaldırıldığını söyleyerek "20 Mayıs'tan sonra dokunulmazlık zırhı olduğu gibi korunmaktadır. Temsil yetkimiz zorla elimizden alınmıştır" diye konuştu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Mardin 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakkında açılan davada, ses ve görüntülü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığıyla verdiği ifadede, Türkiye'de ağır aksak işlese de güç ayrılığının esas olduğunu belirterek, "Hiçbir erkin diğer erkin üzerinde kontrol vasfı oluşturma hakkı yoktur. Parlamentoda şu anda görev yapan milletvekilleriyle aramızda dokunulmazlık vasfında zerre kadar fark yoktur. Milli irade temsil yetkimiz zorla elimizden alınmıştır" dedi.

Hakkında Diyarbakır'da açılan soruşturma nedeniyle bir süre önce tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi'nden SEGBİS sistemiyle Mardin'de hakkında açılan tutuksuz yargılanacağı davanın duruşmasına katıldı. Demirtaş hakkında 3 Şubat 2016 tarihinde Mardin'de yaptığı bir konuşmada, 'Türklüğü, Cumhuriyet'i ve TBMM'yi alenen aşağılamak' suçundan 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşmasına HDP Milletvekilleri Osman Baydemir ve Meral Danış Beştaş tanık olarak; avukatları ile HDP milletvekilleri Mehmet Ali Aslan ve Ali Atalan ile DTK Eş Başkanı Leyla Güven izleyici olarak katıldı.

'DOKUNULMAZLIK 20 MAYIS ÖNCESİ İÇİN KALKTI'

Demirtaş, 1700 kilometre uzaklıkta ve kısıtlı imkanlarla, adil bir yargılamanın olamayacağını ifade ederek, şunları söyledi:

"Bir kısım avukatlarım yanımda. Bazısı ise duruşma salonunda. Bu şekilde avukatlarımla bilgi alışverişinde bulunmam mümkün değil. Çok sağlıklı bir savunma yapma ortamı olmamasına rağmen dosyanın bulunduğu Mardin 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde savunma yapmayı kabul ediyorum. Hakkımdaki suçlamaları cevaplandırmak istiyorum. İddiannamede çözümü yapılan konuşma bana aittir. Ama bazı yerlerde deşifre ve yazım hatası vardır. Konuşmamın hangi cümlesinde Türklüğü, Cumhuriyeti ve TBMM'yi aşağıladığım somut olarak belirtilmiyor. Çünkü konuşmamın hiç bir yerinde Türk Milleti'ni veya üyesi olduğum TBMM'yi itham eden veya ima eden bir aşağılama yoktur. Konuşmam baştan sona dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki, hükümeti eleştiri ve çağrı mahiyetindedir. Bu aşamada beraat kararı verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Benim ve diğer dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilleriyle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Parlamentonun 3'üncü büyük partisinin Eş Genel Başkanı ve grup başkanıyım. Dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme geldiğinde görüşlerimi hem parlamento içinde, hem dışarıda dile getirmiştim. 20 Mayıs itibariyle dokunulmazlıklar geriye doğru kalkmıştır. Dokunulmazlıklar 20 Mayıs'tan sonra halen devam ediyor. Yani dokunulmazlıklar geleceğe doğru değil, geçmişe doğru kaldırılmıştır. Adil yargılama ile birlikte hakkımdaki ithamlardan kurtulma fırsatı olarak görüyoruz. Yargılanmaktan kaçmak için yaptığımız manevralar değildi. Parlamentoda şu dakika itibariyle görev yapan vekillerle aramızda dokunulmazlık konusunda zerre kadar fark yoktur."

'TEMSİL YETKİMİZ ZORLA ALINDI'

Selahattin Demirtaş, dokunulmazlığının şu anda mutlak olarak devam ettiğini de belirterek, "İfade vermeyi kabul etmesem de, mahkemeye gelmesem de, mahkeme benimle ilgili hiçbir tedbir alamaz. Yapılan düzenleme ile 20 Mayıs'tan sonra dokunulmazlık zırhı olduğu gibi korunmaktadır. Yasama yetkim halk tarafından tescillenen milli irade, temsil yetkimiz zorla elimizden alınmıştır" diye konuştu.