Hasan Ocak davasında zaman aşımına itiraz edildi
Hasan Ocak davasında zaman aşımı kararı verilmesinin ardından insan hakları aktivistleri ve kayıp yakınları Beykoz adliyesi önünde protestoda bulundu. Avukat Gülseren Yoleri, Cumhuriyet Başsavcılığı'na itiraz dilekçesini sundu.
DUVAR - 'Cumartesi Anneleri'nin çıkışının sembol isimlerinden Hasan Ocak davasında yargının zaman aşımı kararına itiraz edildi. İtiraz dilekçesinde, Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ocak soruşturmasını adli bir olay gibi ele aldığı belirtilerek, insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı olmadığına dikkat çekildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu ve Kayıp Yakınları, 1995'te gözaltında öldürülen Hasan Ocak davasında zaman aşımı kararı verilmesini protesto etmek amacıyla Beykoz Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Ocak'ın annesi Emine Ocak basın açıklamasında, "Katilleri istiyorum" derken, Ocak ailesinin avukatı Gülseren Yoleri, Cumhuriyet Başsavcılığı'na itiraz dilekçesini sundu.
'ETKİN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ'
Maside Ocak, ağabeyinin devletin tüm engellemelerine karşın, aylar süren ısrarlı bir arayışın sonunda gömüldüğü yerin tespit edildiğini belirterek, böylece 90'lı yıllarda ilk kez gözaltında kaybedilen birinin bedenine ulaşıldığını anlattı. Ocak, bu gerçekler karşısında dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu'nun "Toplumdan hükümet adına özür diliyorum" dediğini hatırlattı. Ağabeyinin dosyası hakkında son olarak 17 Ekim 2016 tarihinde Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı'nın zaman aşımı kararı vermesini eleştiren Ocak, "Bu kararı itirazımız var, çünkü Hasan Ocak dosyasından maddi gerçeği açığa çıkartacak, faillerin yargılanmasını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma yürütülmedi. Hasan Ocak dosyası evrensel hukukun gereği olarak insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilmedi. İnsanlığa karşı suçlar bakımından kanuni sınırlamalara aykırı olarak zaman aşımı kararı verildi. Özetle soruşturma failleri koruyan, onları hukukun üstünde tutarak cezasız bırakan cezasızlık geleneğini devam ettirdi" dedi.
ANNE OCAK:KATİLLERİ İSTİYORUM
Ocak'ın annesi Emine Ocak ise "Oğlunun katillerini istiyorum, başka da ne diyeyim" diyerek dava hakkında zaman aşımı kararı verilmesine tepki gösterdi. Basın açıklamasında konuşan Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak da, "Faillerin bulunması amacıyla buraya başvurduk. Fakat yıllarca Beykoz savcılığı adeta ipe un serdi. Hasan Ocak gözaltına alındığında onu gören hiçbir tanığın beyanı dikkate alınmadı. Haklarında suç duyurusunda bulunduğumuz hiçbir sorumlu hakim karşısına çıkarılarak ifade vermedi" yorumunda bulundu.
'AŞINAN ADALETSİZLİKTİR'
Gözaltında kaybedilen bir diğer isim olan Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız da, basın açıklamasına katılan isimlerden biriydi. "Oğlumu İzmir'de karakola ben götürdüm" diyen Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti: "Biz adalete güvendik. Ne yazık ki 21 yıldır bu adalet ne oğluma ne davama sahip çıkmadı. Zaman aşımı denilen şey aşınmıyor. Biz kaç yaşına geldik, aşınan biziz. Aşınan şey adaletsizliktir, hukuksuzluktur. Zaman aşımı denilen şey katilin rahat gezmesi demektir. Biz buna asla razı olmayacağız. Ölene kadar ellerimiz yakalarında olacak."
Berkin Elvan'ın Annesi Gülsüm Elvan, kayıp faillerinin yargılanması durumunda ekmek almaya giden çocukların katledilemeyeceğini vurguladı. Gözaltında kaybedilenlerin aileleri Kenan Bilgin'in ağabeyi İrfan Bilgin, Cemil Kırbayır ağabeyi Mikail Kırbayır, Hayrettin Erenin kız kardeşi İkbal Eren'de karara tepki gösterdi.
'ADLİ BİR OLAY GİBİ HAREKET EDİLDİ'
Eylemde son olarak söz alan Ocak ailesinin avukatı Gülseren Yoleri, zaman aşımı kararına bu gün itiraz edeceklerini söyleyerek, bu itirazın dayandığı temel noktayı anlattı: “Birincisi; bu karar verilirken savcılık tarafından adli bir olay gibi nitelendirilmiş. Bu olayın, insanlığa karşı işlenen suça ilişkin araştırma veya soruşturması yapılmış değil. Türk Ceza Kanunu'nun 71'inci maddesi işkenceyle öldürmeyi, özellikle de belli bir sınıfa ve siyasi düşünceye yönelik olmasını yasaklıyor. Hasan Ocak davası da tam olarak böyle bir dava. Tüm faili meçhul cinayetler gibi.''
BAŞSAVCILIĞA İTİRAZ DİLEKÇESİ
Basın açıklamasının ardından avukat Gülseren Yoleri, Hasan Ocak dosyasının 'kovuşturmaya yer yoktur' kararının kaldırılmasına ilişkin Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Başvuru dilekçesinde sanıkların ifadelerine yer verilerek, şöyle denildi:
“Özellikle Ergenekon davası sırasında ortaya çıkan gerçekler bir kez daha göstermiştir ki gözaltında kayıp ve işkence sonucu ölüm olayları, organize olarak ve belli tarih aralığında sık sık işlenen bir suçtur. Suçu işleyen devletin güvenlik güçlerine mensup kişilerdir. Suç esas olarak siyasi kimliklerinden ve inançlarından dolayı öne çıkan kişilere karşı işlenmiştir. Uzun yıllar sistemli ve planlı olarak gerçekleştirilmiş olup bu suç nedeniyle Türkiye AİHM önünde birçok kere mahkûm olmuştur. Durum böyle olduğu halde iddialar araştırılmadan suçun zaman aşımına uğradığı yönünde yapılan tespitler ile soruşturmanın kapatılması hukuka aykırıdır. İtirazlarımız incelenerek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer yoktur kararının kaldırılmasına ve kamu davası açılmasına karar verilmesini talep ederiz."
NE OLMUŞTU?
Hasan Ocak Gazi olayları sırasında 21 Mart 1995'te gözaltına alındı. Görgü tanıklarına karşın Emniyet, Ocak'ı gözaltına aldığını reddetti. Ocak’ın Beykoz’daki kimsesizler mezarlığına gömüldüğü bilgisinin ulaşması üzerine ailesi, kamuoyunu da seferber ederek, aramalara başladı. Ve nihayet ailesi, 15 Mayıs 1995’te Adli Tıp Kurumu kayıtlarından oğullarının cesedini teşhis etti. Ocak’ın gözaltına alındıktan beş gün sonra, 26 Mart 1995’te Beykoz’da işkence edilerek öldürülmüş halde bulunduğu, “kimliği tespit edilemediği” için kimsesizler mezarlığına gömüldüğü anlaşıldı.
(HABER MERKEZİ)