'O belgeyi imha et yoksa hepimiz yanarız'

Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin görülen davanın üye hakimi Bünyamin Karakaş, FETÖ soruşturması kapsamında duruşma sırasında gözaltına alındı. Duruşmada savunma yapan dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Celalettin Cerrah'ın, cinayetle ilgili istihbarat belgesinin imha edilmesini istediği iddia etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesine ilişkin İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu sanık eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in savunma yaptığı sırada mahkeme başkanı duruşmaya bir anda ara verdi.

DURUŞMAYA KATILMAMIŞTI

Bu sırada bu mahkemenin üye hakimlerinden olan ancak bu duruşmada bulunmayan Bünyamin Karakaş'ın polis ekipleri tarafından odasında gözaltına alındığı ortaya çıktı. Üye hakimin odasında arama yapıldığı öğrenildi.

FETÖ soruşturması kapsamında, hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan gözaltı kararı verilen 192 hakim ve savcıdan 55'inin İstanbul'daki adliyelerde görev yaptığı ortaya çıktı.

'DEVLETİN SORUMLULUĞU ÜZERİME YÜKLENMEKTE'

Dink'in öldürülmesiyle olarak 2'si tutuklu 35 kişinin yargılandığı davada, bugün dönemin Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek savunma yaptı. Hakkındaki iddiaları reddeden Akyürek, "Devletin tüzel kişiliğine ait bütün sorumluluklar tarafıma yüklenmektedir" dedi. Akyürek'in savunmasının ardından tahliye taleplerine reddeden mahkeme, duruşmayı erteledi.

Agos gazetesinin haberine göre, tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek ve Ogün Samast duruşma salonunda hazır bulundu. Hamdi Egbatan, Yasin Hayal, Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç, Özkan Mumcu SEGBİS aracılığıyla bulundukları cezaevlerinden duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanıklar Reşat Altay, Ahmet İlhan Güler ve Erhan Tuncel ise duruşmaya katıldı.

Dink cinayetiyle ilgili olarak bilgileri ilgili yerlere ilettiğini belirten Akyürek, İstanbul Emniyeti'nin koruma tedbiri almadığını söyledi. Akyürek, Dink'e yönelik suikast bilgisinin yer aldığı F4 raporunun kendisine sunulduğunu aktardı. Akyürek, "F4 raporundaki ‘Ne pahasına olursa olsun öldürecek’ ifadesinin ‘ses getirecek eylem’ olarak farklı olduğunu ben de cinayet sonrası öğrendim ama istihbarat sistematiği açısından eksik ya da yanlış bir içerik değildir" şeklinde konuştu.

Ramazan Akyürek, 8 Nisan 2006 tarihli ikinci F4 raporunda ise, Yasin Hayal'in eylem fikrinden vazgeçmek üzere olduğu bilgisinin yer aldığını belirtti.

Örgüt kurmak ve yönetmek suçlamasını reddeden Akyürek, "Dink cinayet tasarısıyla ilgili bilgilerin geldiği iki buçuk ay içinde Trabzon'da çalıştım. Ancak iddianamede ilelebet daire başkanıymışım gibi davranılmış, devletin tüzel kişiliğine ait bütün sorumluluklar tarafıma yüklenmektedir" ifadelerini kullandı.

'OPERASYON GEREKTİRECEK BİR DURUM YOKTU'

Operasyon yapma yetkisinin şube müdürlüklerinde olduğunu dile getiren Akyürek, "Engin Dinç'in de söylediği gibi o dönem operasyon yapılmasını gerektirecek bir durum yoktur. Ben de öyle düşünmekteyim" dedi.

Dink'e yönelik suikast bilgisinin emniyet müdürü olduğu dönemde İstanbul'a ve İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderildiğini söyleyen Akyürek, "Koruma konusunu bana değil o dönemdeki istihbarat daire başkanı ve görevlilerine sorulması gerekir" diye konuştu.

'O BELGEYİ İMHA ET YOKSA YANARIZ'

Akyürek, Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından yaşananları şu sözlerle anlattı:

"Cinayetten sonra İstanbul'a gitmeden, Yasin Hayal konusunu araştırttım. Ali Fuat Yılmazer, Yasin'in Trabzon'da olduğunu, Erhan Tuncel'in katili tanımadığını söyledi."

“İstanbul Emniyeti, Dink hakkındaki tehditlerden ve Yasin Hayal isminden haberdardır. İstanbul görevlileri cinayetten bir saat sonra Yasin Hayal ismini sistemden sorgulamıştır, bilirkişi raporunda vardı.”

“21 Ocak Pazar günü İstanbul’dan Ankara’ya döndüm. Cerrah telefonla arayıp, benden Trabzon'un İstanbul'a gönderdiği yazıyı imha etmemi istedi, 'Ramazan sen Trabzon’un bu konuyla ilgili gönderdiği bir evrak varmış, sen onu imha ediyorsun kardeşim. Yoksa hepimiz yanarız’ dedi. Ben de bunu asla yapamayacağımı söyledim. Cerrah'la yaptığımız telefon görüşmesinde, Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanı olduğunu ve İstanbul'a gitmemi istedi. Reddetim.

İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, arayarak İstanbul'a gitmemi istedi. Ben de gitmek istemediğimi söyledim. Emniyet Genel Müdürüne gidip yüz yüze görüştüm. Yaşananları anlattım. Emniyet Genel Müdürü, Bakan Aksu'ya görüştü ve gitmeme gerek olmadığını söyledi. Bakan Aksu bir kere daha arayarak gitmem için talimat verdi. Ben de İstanbul'a gittim. Erhan Tuncel'in ifadesine müdahale edilmemesi gerektiğini ve evrakı imha edemeyeceğimi söyledim. Soğuk bir hava da görüştüm. Sonra ilgili makamlara elimizdeki evrakları aktardım.

“Başbakanlığa çağrıldım. Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da oradaydı. Başbakan’a bilgi verdim. F4 raporlarını ve ilgili yazıları kendisine anlattım.”

Etiketler dava hakim Dink