'Türkiye de AB de boş tehdit savuruyor'
AB-Türkiye mülteci mutabakatının mimarı Gerald Knaus, AB'nin de Türkiye'nin de 'boş tehdit' savurduğunu söyledi. Knaus, AB'ye 1 Ocak'ta Türkiye'ye 'vize serbestisi' teklifi yapmasını öneriyor.
DUVAR - AB-Türkiye mülteci mutabakatının mimarı olarak anılan ve Türkiye'nin AB süreci ile vize serbestisi konularındaki çalışmalarıyla tanınan Avrupa İstikrar İnisiyatifi’nin (ESI) Başkanı Gerald Knaus, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'sınır kapılarını açma' tehdidini de de AP'nin Türkiye ile müzakereleri durdurma önerisini de içi boş tehditler olarak nitelendiriyor. AB ve Türkiye’den yapılan karşılıklı sert açıklamalara rağmen, her iki tarafın da birbirine ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti.
Knaus Deutsche Welle Türkiye'den Değer Akal'a verdiği röportajda Erdoğan'ın sınır kapısından kastının Bulgar kapısı olduğunu söyleyerek Bulgaristan'ın Schengen'e dahil olmadığını hatırlatıyor. Knaus, Knaus Ege ile yapılan mutabakatın Bulgar sınırını kapsamadığını söyleyerek Bulgaristan’a geçirme tehdidinin bir baskı aracı olamayacağını iddia ediyor.
Gerald Knaus AB'nin müzakereleri dondurmasıyla ilgili ise bunun 'dramatik bir algı yaratmak için alınan bir karar' olduğunu söylüyor. Bu kararın sadece yeni başlık açılmaması anlamına geldiğini belirten Knaus son altı yılda sadece üç başlık açıldığını da vurguluyor.
Gerald Knaus'a göre Türkiye ve Avrupa arasındaki vize mutabakatının uygulanmasını tehdit eden sorunlar esas olarak AB'den kaynaklanıyor. Knaus'un verdiği bilgilere göre Avrupa’dan Türkiye’ye 8 ayda geri gönderilen mülteci sayısı 700’ün altında. Özellikle Yunanistan’da iltica taleplerini inceleyecek yeterli sayıda görevli olmadığı için sorun AB'den kaynaklanıyor. Buna ek olarak AB'nin kabul ettiği mülteci sayısı ise sadece 2 bin.
Gerald Knaus, krize çözüm olarak AB'nin Türk kamuoyuna 1 Ocak itibariyle, “Ben size vize serbestisi tanımak istiyorum” mesajını verip, Türkiye’den 'gözle görülür bir şekilde güvenilir' bir üçüncü ülke olmasını talep etmesini öneriyor. Knaus'a göre bu şekilde vize serbestisinin muhafazası için de insan haklarıyla ilgili, işkencenin önlenmesi gibi kriterler öngörebilir, Türkiye’nin işkenceye karşı Avrupa Konseyi, AB ve diğer örgütlerle tam işbirliği beklentisini aktarabilir.