Ahmet Şık’ın annesi Fatma Şık: Çıkıp yine yazacak

Yaptığı haberler ve paylaşımlar nedeniyle tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’ın annesi Fatma Şık, “Oğlum yine çıkacak, yine yazacak” dedi. Şık'ın bir kitap hazırlığında olduğunu söyleyen annesi, ‘Bu yüzden FETÖ torbasına koyacaklar, her şeye hazırlıklı olun’ dediğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Fetullah Gülen Cemaati’nin devletteki yapılanmasını konu alan ‘İmamın Ordusu’ isimli kitap henüz yayınlanmadan Mart 2011’de Oda TV davası kapsamında tutuklanan ve 375 gün cezaevinde kalan gazeteci Ahmet Şık’ın kitabı cezaevindeyken “Dokunan Yanar” adıyla yayımlanmıştı. Aradan 5 sene geçti ve yeni bir kitap hazırlığında olduğu belirtilen Ahmet Şık, bu kez de yaptığı haberler ve yaptığı sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek ‘FETÖ, DHKP-C VE PKK’ propagandası yapmak suçlamasıyla 30 Aralık’ta tutuklandı. Şık’ın Antalya’da yaşayan annesi Fatma Şık, oğlunun çocukluğundan bu yana haksızlıklar karşısında durduğunu ifade ederek, “Ya hukuk okuyup mazlumların haklarını savunacağım, ya da gazeteci olup mazlumların, haklıların sesini duyuracağım derdi. Nitekim gazeteci oldu” dedi. Antalya Körfez gazetesinden Müzeyyen Yüce'ye açıklamalarda bulunan Fatma Şık, Türkiye’de muhaliflere yönelik bir 'korku imparatorluğu' oluşturulduğunu söyleyerek, oğlunun üzerinde çalıştığı kitabı yazmasını engellemek için tutuklandığını savundu. Şık, “5 sene öncesiyle aynı senaryo. Ahmet yine çıkıp o kitabı yazacak” diye konuştu. Fatma Şık'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Aile olarak sosyal demokrat bir yapıya sahip olduğunuzu biliyoruz. CHP’de uzun yıllardır siyaset yapıyorsunuz? Çocuklarınızın şu an ki karakterlerinin bu anlayış doğrultusunda şekillendiğini düşünüyor musunuz?

Biz atalarımızdan CHP’liyiz. Çocuklarımızı da bu düsturla yetiştirdik. Her zaman sesi olmayanın sesi olup, haksızlıkların karşısında durduk. Çocuklarımıza da bu anlayışı aşıladık. Her biri de doğruların üzerine gitti, haklıların ve mazlumların yanında oldu. Çocuklarım ile gurur duyuyorum.

Ahmet Şık, ilk olarak 2011 yılında 'FETÖ' soruşturmasında hakkında yakalama kararı bulunan ve yurt dışına kaçan eski savcı Zekeriya Öz’ün yürüttüğü Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmış, 375 gün cezaevinde kalmıştı. O dönemde FETÖ karşıtı bir kitap yazıyordu. Şimdi de FETÖ propagandası yapmak suçlamasıyla tutuklandı. Suçlamalar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Oğlum her dönemde gazetecilik yaptığı için yargılanıyor. İktidarın işine gelmeyen yanlışları ortaya çıkarıp halkı bilgilendirdiği için susturulmak isteniyor. 2011 yılında tutuklandığında FETÖ’nün devlet yapılanmasını ortaya çıkaracak olan kitabı yüzünden yargılanmıştı. Şimdi ise FETÖ propagandası yaptı deniyor. Bu ne kadar inandırıcı? Benim çocuğum haksızlıklara karşı susmadı, susmayacak. Bu ülkede hukuk namına bir şey kalmadı. Siyasiler hedef gösteriyor, hâkim ve savcılar ‘emir demiri keser’ diyerek hareket ediyor. Biz acılara alıştık artık. Bu süreci 5 sene önce de yaşadık. Bizi bu şekilde sindiremezler. Adalet geç de olsa tecelli edecek. Ahmet yine özgür kalacak. Ahmet’in tek suçu muhalif olmak. Ben de muhalifim, sokaktaki çocuklar da iktidara muhalif. Ahmet’in 90 yaşındaki gözleri görmeyen babası da muhalif. Ben çocuğuma helal ekmek yedirdim. Biz işçi ve emekçi bir aileyiz. Çocuğumun hiçbir örgütle alakası yok.

En son ne zaman Ahmet Şık ile görüştünüz?

En son Kurban Bayramı’nda eşi ve çocuğu ile buradaydılar. 10 gün boyunca yanımızda kaldılar. Bayramı beraber geçirdik. Zaten her boşluklarında gelirlerdi.

Peki, geldiği zaman süreç hakkında veya tutuklanacağına dair bir şeyler söyledi mi?

‘Anne beni FETÖ torbasına koyacaklar, her şeye hazırlıklı olun’ dedi. Son geldiğinde bizlere tutuklanacağının sinyalini vermişti zaten; ama ben ihtimal vermemiştim. Neden olduğunu sorduğumda yeni bir kitap yazdığından ve gerçekleri ortaya çıkaracağından bahsetti. Oğlum bir kitap yazıyordu, yılbaşından sonra çıkacağını söylemişti. FETÖ torbasından geçtik Ahmet’i terör torbasına koydular. Hayatta olamaz; ailecek CHP’li bir aileyiz. Daldan inme değil kökten sürme CHP’liyiz. Atalardan kalma. FETÖ ile de bir alakamız hiç olmadı, zaten FETÖ’ye karşı olan bir duruşumuz var. 3 oğlum var, 3’ü de zalimin yanında olmadı bu güne kadar. Hep ezilenin yanında oldular. Eğer bu suçsa suçludur, ne diyebilirim.

5 sene önce de bir kitap yüzünden cezaevine girmiş, 375 gün tutuklu kalmıştı. ‘İmamın Ordusu’ isimli kitabı da o tutukluyken ‘Dokunan Yanar’ adıyla çıkmıştı. Yeniden bir kitap hazırlığından bahsettiniz. Tutuklanma nedeni sizce üzerinde çalıştığı kitap mı?

Ben bir anne olarak Ahmet’in tutuklanma sebebinin o kitap olduğunu düşünüyorum. Çünkü iktidarın birçok yanlışı o kitapla gün yüzüne çıkacaktı. Önceki tutuklanma sebebi de çıkmayan bir kitaptı. Ama bu dünyada aydınlar ölmemiş. O kitap sonrasında basıldı. Ahmet’in kitabı AKP’nin yurtdışına gönderdiği FETÖ raporunun içinde var. Ahmet’in kitabını kaynak olarak gösterildiği bir olayda nasıl FETÖ torbasına koydular anlaşılır gibi değil. Düne kadar FETÖ iktidarın ortağıydı. İktidar kendi çıkarları ve istediği doğrultusunda benim çocuğumu harcadılar. Ahmet’in kızının boynunu bükük koydular.

Ahmet Şık’ın abisi Bülent Şık da barış bildirgesine imza attığı için Akdeniz Üniversitesi’nden ihraç edildi. Bu olanları iktidara muhalifliğinize mi bağlıyorsunuz?

Biz ailecek sosyal demokrat bir aileyiz. İktidara muhalifiz. Tüm muhaliflerin sesini kıstıkları gibi bize de aynı şey yapılıyor. Biz çocuklarımıza her zaman mazlumların yanında olmayı, merhameti, iyiliği öğrettik. Onları böyle yetiştirdik. Bülent barış bildirgesine imza attığı için hedef oldu. Barış istemek suçsa ben de barış istiyorum. Herkes istiyor. Maalesef iktidarın çapraz politikaları yüzünden olanlar aydınlara oluyor. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan adalet yok; ama adalet istiyoruz. Cumhurbaşkanı demek devletin başkanı demek. ‘Ben ana kokusu almadan uyuyamam’ diyen Cumhurbaşkanı, 90 yaşındaki gözü görmeyen baba ile 70 yaşındaki anneye zulüm yapıyor. Biz bu kadar mı sahipsiziz?

Peki, Antalya’da oturan bir ailesiniz. Gazeteci meslek örgütlerinden ziyaret eden veya destek veren oldu mu?

Antalya Gazeteciler Cemiyeti benim için yok hükmündedir. Benim çocuğum Antalya Kumluca nüfusuna kayıtlı bir gazeteci. Benim çocuğum Antalya çocuğu. Hani neredeler? Bir meslek örgütü kendi meslektaşına sahip çıkmıyorsa o örgütten ne hayır gelir? 5 sene önce de aynı durumda bir açıklama veya sahip çıkma olmadı. Ahmet 5 yıl önce tutuklandığında Çağdaş Gazeteciler Derneği yanımızda oldu. Onlara müteşekkirim. Ama Ahmet’e bir Antalya çocuğu olarak Gazeteciler Cemiyeti’nin sahip çıkmasını beklerdim. O makam kimseye kalmayacak.

RÖPORTAJIN TAMAMI