Erdoğan: Hayat tarzına sistematik tehdit yok

Reina katliamıyla ilgili konuşan Erdoğan, "Toplumumuzda var olan fay hatlarını kırma amacı güdenler her yöntemi kullanmaktan çekinmiyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştep'de 33. muhtarlar toplantısında konuşru. Reina saldırısına değinen Erdoğan, şu mesajları verdi:

"Biliyoruz ki milletimizin öfkesi büyüktür. Bizler de sizler kadar öfkeliyiz. Bu saldırıların asıl amacı bizi birbirimize düşürmektir. Toplulumuzda var olan fay hatlarını kırma amacı güdenler her yöntemi kullanmaktan çekinmiyor. bu oyuna gelmeyeceğiz. Maruz kaldığımız terör saldırıları yüreğimizde düşürdüğü acı bir yana yel kayadan ne götürür anlamında bir hadisedir." Erdoğan 'hayat tarzı nedeniyle kimsenin sistematik tehdit altında olmadığını' söyledi.

Türkiye'nin Osmanlı'nın son döneminde, 1. Dünya Savaşı'nda ve Kurtuluş Savaşı'nda verdiği kayıplara değinen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu millet için yapılan saldırılar can yakıcı olsa da teslimiyet gerekçesi olamaz. Mücadeleye yeniden başlayacak ve zafere ulaşacak gücümüz her zaman vardır.  Bu mücadeleyi kaybedersek 100 yıl önce başarılamayan bir Sevr tezgahı yeniden önümüze getirilecek."Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

YENİ YILA UMUTLA GİRERKEN... Muhtarlar toplantımızın 33'üncüsünde, 2017 toplantısının ilkinde sizlerle birlikteyiz. Yeni yıla yeni umutlarla girmenin heyecanı içindeyken maalesef terör bir kez daha en kalleş, en alçak, en sinsi yöntemleriyle ülkemizi hedef aldı. 2017'nin ilk saatlerinde İstanbul Ortaköy'deki eğlence mekanını basan terörist 39 kişiyi katletti, 71 kişiyi yaraladı. Bu vesile ile bir kez daha saldırıda hayatını kaybedenleri teessür ve saygıyla yad ediyor, yaralılara Allah'tan acil şifa diliyorum.

TÜRKİYE İMTİHAN EDİLİYOR: Türkiye terör örgütleri üzerinden ateşle imtihan ediliyor. Her mücadele gibi bu asimetrik saldırılarda malesef kayıplarımız oluyor. Toprağa düşen her can kor bir ateş gibi yüreğimizi yakıyor. Bu saldırıların asıl amacı bizim muvazenemizi bozmadır. Duygularımızın aklımızın önüne geçirmektir. Bizi birbirimize düşürmektir. Bu oyuna gelmeyeceğiz, gerekirse kan kusup, kızılcık şerbeti içtik deme pahasına dik duracağız, soğukkanlılığımızı her daim muhafaza edeceğiz.

YANLIŞ YAPAN VARSA... DEAŞ'a karşı en etkili mücadeleyi veren bir ülkeyi hâlâ o alçak örgüte destek sağlıyor iması tam da Türkiye'ye saldıranların istedikleri türden bir söylemdir. Türkiye'de etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan başka birisi daha var mıdır bilemiyorum. Tüm siyasi hayatım bu mücadele ile geçmiştir. Yıllarca Kürt sorunu kavramını istismar edenlerinin dertlerinin Kürt kardeşlerim olmadığı çukur eylemleriyle ortaya çıkmıştır. Bunlar dürüst davranmadı, hep yalan söyledi. Şimdi gerçekler ortaya çıkıyor. Mezhepçilik üzerinden kendilerine alan açanların dertleri de aslında bu vatandaşlarımızın olmadığı her cinayette, ittifakta ortaya çıkıyor. Bu meselede yanlış yapan varsa hesabını güvenlik ve adalet kurumlarına verir, zaten veriyor.

GAZİANTEP DE ORTAKÖY DE TERÖR EYLEMİDİR... FETÖ gibi hayat tarzı üzerinden milletimizi istiskal edenlere aynı muamele yapılacaktır, bu böyle bilinsin. Gaziantep'le Ortaköy saldırısı arasında ne fark var? Ortaköy'le ilgili feveran edenler, yazanlar, acaba Gaziantep'teki o 56 kişiyle ilgili ne yazdılar, ne söylediler, ne konuştular, soruyorum. Orada niye sustunuz. Orada niye konuşmadınız? Gaziantep'teki olay da canımızı yakar, Beşiktaş'ta da, Ortaköy'de de. Bunların hepsi terör eylemidir. Gaziantep'teki saldırıya gösterilmeyen tepkiler Ortaköy saldırısına yapılınca oraya soru işaretini koymamız gerekiyor. Hemen bunu yaşam biçimleri vesaire buraya kaydırmanın hiçbir anlamı yok. Bunlar tamamen ülkemizdeki siyasi iradeyi bir kenara ötelemek, ülkeyi bölme operasyondan başka bir şey değildir.

KİMSENİN HAYATINA SİSTEMATİK TEHDİT YOK: O saldırgan pazar yerinde aynı saldırıyı yapsa yine benzer tavırlar sergilenecek miydi acaba? Buradaki amaç orada ölenlerin yasını tutmak değil, bir çatlak oluşturup, toplumu kutuplaştırmak olduğu çok açıktır. Bu gerçeği görmek için aynı çevrelerin her iki olayla ilgili ifadelerini yanyana koyup bakmak kafidir. En iğrenç istismar Ortaköy saldırısında olduğu gibi ölü bedenler üzerinden yapılan istismardır. Türkiye kimsenin hayat biçimine sistematik bir tehdit altında değildir. Buna asla müsaade etmeyiz. 14 yıllık iktidarımız döneminde fırsat vermedik. Aksini iddia eden varsa somut örnekleriyle bunu ortaya koymak mecburiyetindedir.

HAYAT TARZI BASKISI ALTINDA ACABA BİR KİŞİ VAR MIDIR? 79 milyon vatandaşımızın tamamının Cumhurbaşkanı olarak herkesin hakkını, hukukunu, özgürlük alanını korumak benim görevimdir. Bu kardeşiniz İstanbul'da 4,5 yıl büyükşehir belediye başkanlığı yaptı, 11 yılı aşkın kesintisiz Başbakanlık görevini yürüttü. 2,5 yıldır da Cumhurbaşkanı olarak ülkeme hizmet veriyorum. Görev verdiniz ben de görevimin gereğini yerine getiriyorum. Yaptığım her işin, attığım her adımın, her sözün kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiği bu uzun sorumluluk döneminde hayat tarzı baskısı altında kalan acaba tek bir kişi var mıdır? Kim, 'ben şu şekilde giyinmek istiyorum' dedi de giyinemedi. Birileri sosyal medyada, gazetelerde hâlâ utanmadan, sıkılmadan bunları yazabiliyorlar. Bu istismarı yapanların kendileri en başta olmak üzere kimin yediğine, içtiğine, gezdiğine, giydiğine, aldığına, sattığına karışılmıştır, soruyorum. (HABER MERKEZİ)