Rakel Dink: Bu dava dostlarımızın davasıdır
Şişli’de katledilen Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink vurulduğu yerde anıldı. Agos gazetesi önünde toplanan kitle 'Biz bitti demeden bu dava bitmez' sloganları attı. Anma töreninde Rakel Dink konuştu. Rakel Dink "Neler neler oldu önümüze bir dava sürdüler. Alay edildi ya sev ya terk et dediler" dedi.
DUVAR- Agos gazetesinin kurucusu Hrant Dink, bir suikast sonucu katledilişinin 10. yılında İstanbul’da ve dünyanın farklı şehirlerinde anılıyor. İstanbul'daki anma töreni için Hrant'ın vurulduğu yere Ermenice, Kürtçe ve Türkçe “Hrant için, adalet için” yazılı pankart asıldı. Polis, anma öncesi Agos binasına çıkan tüm ara yolları kapattı. Osmanbey Metro çıkışı ve Mecidiyeköy tarafına ise arama noktası kuruldu. Anma öncesinde Agos önüne yürüyüş gerçekleşti. Törende konuşan Rakel Dink "Bizle alay edildi ya sev ya terk et dediler" dedi.
19 Ocak 2007’de Şişli'de bulunan Agos Gazetesi’nin çıkışında vurularak katledilen Hrant Dink gerçekleşti. HDK, HDP Gençlik, Halkevleri, ÖDP, Nor Zartonk, gibi çok sayıda kitle örgütünün çağrısıyla bir araya gelen kitle, yürüyüşle Agos önüne geldi. Yürüyüşte sık sık Türkçe, Kürtçe ve Ermenice 'Yaşasın halkların kardeşliği, hepimiz Hrant'ız hepimiz Ermeniyiz' sloganları atıldı. Siyasi parti ve kitle örgütlerinin aynı sıra bir çok sendikacı, oyuncu ve kitle örgütü temsilcisi de anmaya katıldı. Sanatçı Ferhat Tunç, Oyuncu Orhan Alkaya, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, TTB Başkanı Raşit Tükel, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Dilci Necmiye Alpay, Akademisyen Onur Hamzaoğlu ve barış aktivisti Hakan Tahmaz da yürüyüşte yer aldı.
Anmanın sunuculuğunu yapan Bülent Aydın yaptı. Aydın "Hrant Dink'i tertip sürecinde korumayan devlet cinayete göz yumanları korudu, terfi ettirdi. Hrant'ın arkadaşlarının çabasıyla kamu görevlilerinin yargılanmasına başlandı. Gerçek katiller hala ortaya çıkarılmadı. 10 yıl oldu, hala adalet yok." dedi.
Hrant Dink’in yüzü ve Ermeni nefreti
'HER GÜN VE HER GECE İŞLENEN CİNAYETLER SAYILMIYOR'
Aydın'dan sonra Hrant'ın eşi Rakel Dink konuşmaya başladı. Rakel Dink: "10 yıl oldu dile kolay hiç kolay değil. Acısı 20 yılı 30, 40 yılı bulanlara ne diyeyeyim? Çocuğu öldürenlere ne diyeyim? Ne kadar tuzluymuş bunları yaşamak. Analar çocuklarını gömmek için doğurmuşlar sanki. Operasyonlar, Suruç, İzmir, Ortaköy, Ankara.. Ülkede yaşananlardan dolayı ülkeyi karabasan sardı. Kişilikler ayaklar altına alındı. Her gün ve her gece işlenen cinayetler sayılmıyor. Kimse üstüne alınmıyor. Ey gök ve yeryüzü bu topraklara dökülenlere siz tahammül edin. Akıllar durdu akıllılar durdu. Kalkın dağlar denizler siz tanık olun tarihe, yaşamların söndüğüne, adaleti saptıranlara, bu kadim topraklarda yaşananlara siz tanık olun"
'SEVGİ EN GÜÇLÜ RUHSAL SAVAŞTIR'
10 yıldır davayı sürdürdüklerini belirten Rakel Dink şöyle devam etti "Neler neler oldu, davayı süründürdüler. Alay edildi ya sev ya terk et dediler. Cinayeti işleyen devletin içindeki ittifaklar bozuldu. 10 yıl önce sorduğumuz soruyu tekrar soruyoruz. Hedefe koyanlar Hrant bizim hedefimizsin diyenler ne zaman adalet önüne çıkarılacak? Bekliyoruz bakalım bu dava ne zaman nihayete erecek. Bu davanın cinayeti Türk kademeleri ve devlettir. Eğer devlet değilse bu taşları ayıklamak için yine devlet sorumludur. Bu dava milletin önemli davasıdır. Bu dava Türkiye'nin demokratikleşme yollarından biridir. Bu dava hakikati ararken kendini hapislerde bulan tutuklu ve milletvekili dostlarımızın davasıdır. Sevgi başkaları için bir şeyler yapmaktır, sevgi en güçlü ruhsal savaştır. Tarihi seven kendisini de komşusuna sevsin. Sadece birlikte yaşamak değil eşit, özgür ve onurlu yaşamaktır önemli olan. 10 yıl önce sorduğumuz soruyu yeniden soracağız"
Hrant Dink için yazılmış kitaplar
'ANNELER ÇOCUKLARINI TOPRAĞA VERMEK İÇİN DOĞURMUŞ SANKİ'
"Doğumu teşvik ediyorlar, fakat doğanların yaşam hakkını korumayı kimse düşünmüyor" sözleriyle konuşmasına devam eden Dink, "Anneler çocuklarını toprağa vermek için doğurmuşlar sanki. Her gün ve her gece işlenen başka cinayetlerse, iş cinayetleriyse, kadın cinayetleriyse siyasi cinayetten sayılmıyor. Kimse üstüne alınmıyor. Terörün gücü ve gücün terörü altında, olan yine halklara oluyor. Kimin neye ne dediği bize olanı değiştirmiyor. Teröre savaş açtığını söyleyen devletlerin estirdiği terör, berikiyle aynı kapıya çıkıyor. Bir gün bu devlet Ebu Gureyb’te ABD oluyor, öbür gün Halep’te Rusya, bir gün Güneydoğu’da Türkiye oluyor, öbür gün Muhaliflerine karşı Suriye… Bir gün kuzeyden esen rüzgâr ekiyor ölüm tarlasını, bir gün güneyden esen… Lanetli hasadı toplayansa yine biz, yine halk… Kıyılarımıza bebek ölüleri vuruyor… Dahası var mı?" dedi.
'BİLDİRİ YAYINLAYANLAR NE ZAMAN ADALET ÖNÜNE ÇIKACAK?'
10 yıl önceki 'adalet' taleplerini yinelediklerini söyleyen Dink, "Hedefe koyanlar, tehdit edenler, “Hrant, öfkemizin hedefisin” diyenler, Genelkurmay’dan bildiri yayınlayanlar ne zaman adalet önüne çıkarılacak?
Olay yeri görüntüleri yine ortalığa saçılıyor. 10 yıl önce, bu saatlerde, burada sivilden çok jandarma varmış diyorlar. Bekliyoruz bakalım, kaç yıldır süren bu soruşturma ne zaman nihayete erecek.
Daha önce de dedik, yine diyeceğiz. Bu cinayetin faili meşhurdur. Bu cinayetin faili öyle görünüyor ki tüm kademeleriyle devlettir. Bu halkın vicdanının bunu anlamak için 10 yılda ortaya saçılan kepazeliğin ötesinde bir şeye ihtiyacı da yoktur. Yok eğer, devlet değilse yine o devlet kendi içindeki taşları ayıklamakla sorumludur." ifadelerini kullandı.
'GELİN BU ÜLKEDEKİ GÜVERCİN TEDİRGİNLİĞİNİ KALDIRALIM'
Rakel Dink anmada yaptığı konuşmayı, "Sevgiyi giyinin.Tanrı`yı seviyorum deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır. Çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı`yı sevemez.Tanrı’yı seven kendisini de komşusunu da sevsin.
Sevgili dostlar. Tam 10 yıldır sizinle birlikte buradayız. Acıda akraba olduk demiştik. Hikâyelerimizi anlattık, dinledik. Bir o kadar da acı ve acılık dolu, keder ve gözyaşı dolu hikâyeler oluştu, çoğaldı, binlerce, on binlerce…
Sadece birlikte yaşamak değil, eşit ve mutlu yaşamak önemli olan. Ve onurlu, özgür yaşamak… Gelin, bu ülkedeki güvercin tedirginliğini kaldıralım. Gelin, güvercinlere kıymayalım. Çutagımın dediği gibi:
Gelin önce birbirimizi anlayalım... Gelin önce birbirimizin acılarına saygı gösterelim... Gelin önce birbirimizi yaşatalım." sözleri ile sonlandırdı.