HDK: Referandumda 'hayır' diyeceğiz

Halkların Demokratik Partsi'nin de içerisinde yer aldığı geniş bir platform olan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) başkanlık referandumuyla ilgili tavrını açıkladı. HDK Eşsözcüsü Koçyiğit, "Bütün görüşmeler ve sonuçlar birçok kesimin hayır oyu var biz de hayırları örgütleyeceğiz. Referandumda 'evet' dahi çıksa meşru değildir ve biz bu anayasayı tanımayacak açık ve net şekilde mücadele edeceğiz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) referandumda alacağı tutumuna ilişkin spekülasyonlar sürerken, HDP'nin de bileşeni olduğu Halkların Demokratik Kongresi'nden (HDK) ilk resmi açıklama geldi. HDP dahil 35 bileşeni olan HDK, referandumda "Hayır" diyeceğini açıkladı.  Başkanlık referandumuna ilişkin açıklamayı İstanbul Taksim'deki Hill Otel'de basın toplantısı düzenleyen HDK Eşsözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Onur Hamzaoğlu yaptı. Koçyiğit ve Hamzaoğlu, referandumun OHAL koşullarında yapılacağına dikkat çekerken, matematiksel olarak 'hayır'ın mümkün olduğunu savundu.

24 OCAK'IN YILDÖNÜMÜ

Konuşmasına başlamadan önce, Türkiye'de gazetecilerin tutuklandığını basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığını hatırlatan Hamzaoğlu, şöyle devam etti:

"24 Ocak kararlarının yıl dönümündeyiz. Ondan birkaç ay sonra da 12 Eylül askeri darbesini yaşadık. Bu kararlardan sonra askeri darbe ortaya çıkmıştı. Ekonomik krizin hızla derinleşti. Hep birlikte yoksullaştık. Bu durum küçük yerlerde çok daha açık görünüyor. Birçok işyeri kapatıldı. Bu yapısal krizi halkçı politikalarla aşabileceğimiz aşikar. Fakat görülen o ki bu durum hükümetin ve de sarayın gündeminde değil. Hükümet halklar arasında ikilemler yaratarak ve halkları ötekileştirerek bir politika güdüyor. Tarihimizi silmeye çalışıyorlar. Cumhurbaşkanının 2014 yılında seçildikten beri yönetim biçiminin değiştiğini referandumdaki metnin içeriğini işaret etmişti. Bu sadece rejim değişikliği değil yeni bir sistem inşası. Kamudan ihraç edilenler bu yeni sistem inşasının örneğidir. Yeniden inşa süreci var. Dolayısıyla sistem değişmesi hedefleniyor. Bu yeni döneme fiili hukuksal kılıf biçme olarak ifade edebiliriz."

'HER GÜNE BİRDEN FAZLA ANMA DÜŞÜYOR'

Hamzaoğlu konuşmasını bitirdikten sonra söz alan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit'de gazeteci Uğur Mumcu'nun ölüm yıl dönümünü hatırlatarak, Türkiye'de her güne birden fazla anma düştüğünü söyledi. Koçyiğit, şöyle devam etti:

"12 Eylül karanlığını bu ülkeye yaşattılar ve referandum sürecini yüzde 92 ile yasalaştırdılar. 12 Eylül koşullarında darbe yapanların hazırladığı Anayasa nasıl gayrı meşru idiyse bugün karşı karşıya olduğumuz süreç de ondan farklı değil. Yapım itibariyle benzerle. 12 Eylül sürecinde de yapım aşamasında toplumun hiçbir kesimine sorulmamıştı. Bugün de baktığınız zaman meclisteki 2 partiyle yapılmış diğer partilere kapatılmış. Yapım itibariyle toplumsal katılıma açık değildir. En köklü sorunlardan biri tekçi sistemdir. Ülke kendi çoğulcu yapısını kuramadığı için anayasaya yamalar yaparak geçiştirmeye çalışmıştır."

'REJİM DEĞİŞİKLİĞİNE İTEN NE?'

7 Haziran seçimlerinde çıkan sonucu da hatırlatan, Koçyiğit, şunları söyledi: "7 Haziran demokratikleşmek için önemli bir adımdı fakat iktidar bunu kabul etmedi ve 1 Kasım baskın seçimlerini yaptı. Darbe girişimine maruz kalmış OHAL'le yönetilen KHK'larla yönetilen ceberrut zorba yönetimin uygulandığı süreçte tek derdimiz buymuş gibi başkanlık rejimi geçirilmeye çalışıyor. Bunları bu kadar hızlı rejim değişikliğine iten nedir diye hepimizin sorması lazım. Bu anayasa HDK ve HDP ilkelere değerlere ve bu ülkede yeşertmeye çalıştığı bir rejim değişiKliğidir. 20 Temmuz'dan sonra 4 parti ve bütün halkların darbeye karşı karşılıklı bir tutumu varken OHAL rejimi altında bizi rejim değişikliğine götürmesi 15 Temmuz'un oluş koşullarını yeniden düşünmeye itiyor. Keza kendisi de 15 Temmuz için Allah'ın bir lütfu demişti. Sadece rejim değil rejimin ideolojik aygıtlarında da değişiklik var. Türkçü anlayışın yanına İslamcılığı da ekliyor."

'REFERANDUM SÜRECİNDE BASKILAR ARATACAK'

Referandum sürecinde baskıların artacağını iddia eden Koçyiğit, şu görüşleri dile getirdi: "Refarundum sürecinde toplumsal muhalefeti daha fazla baskı altına alacaklar basın yayın organlarıyla beraber algı manipülasyonu yapacaklar. Referandumda 'evet' dahi çıksa meşru değildir ve biz bu anayasayı tanımayacak açık ve net şekilde mücadele edeceğiz. Referandum ülkenin demokratikleşmesi için tünelden önceki son çıkış. 7 Haziran'daki gibi AKP'yi hezimete uğratabiliriz. Toplumda AKP'ye biriken bir öfke var ve biz bu öfkeyi Hayır'a çevirmek için çalışacağız. 21. yüzyılda da 2017 yılında demokratik yürüyüşü geriye alınması Türkiye toplumuna bir darbedir. Çoğulcu yapıyı inkar eden tekçiliğe işaret eden bir sistemi bizlerin kabul etmesi mümkün değildir. Bize rağmen toplumsal muhalefete rağmen bu anayasa geçmeyecektir. Çantada keklik gibi görünen yurttaş pozisyonunu AKP bu seçimde görecektir. Bütün görüşmeler ve sonuçlar birçok kesimin hayır oyu var biz de hayırları örgütleyeceğiz. Biz demokrasi güçleri kendi ittifaklarını doğru bir temelde değerlendirerek ceberrut sisteme dur diyecek."

'MATEMATİKSEL OLARAK HAYIRIN KOŞULLARI VAR'

Hamzaoğlu ve Koçyiğit konuşmalarını bitirdikten sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hamzoğlu, referandumda çıkması muhtemel sonuca ilişkin şunları söyledi:

"Matematiksel olarak hayırın koşulları var. Hayır verdikten sonra olacaklara inandırmamız lazım. Görünür olmaktan vazgeçersek telafisi mümkün olmayan hatalara yol açar o bakımdan meydanlara çıkacağız. Ama öncesinde umudu ve cesareti toplumun geneline yaygınlaştırmalıyız. Biz 8 Haziran'da ne yapacağımızı planlamamıştık fakat referandumdan sonra sonuç ne olursa olsun ne yapacağımızı konuşmaya başladık. HDK olarak yakın zamanda bunu Türkiye muhalefeti ile de konuşacağız. Refarandum 2 Nisan'da yapılacaksa biz 3 Nisan'da ne yapacağımızı bileşenlerimizle birlikte konuşup değerlendireceğiz."

'EVET OHAL'İN DEVAMI DEMEKTİR'

Hamzaoğlu, 'evet' demenin birçok sorun doğuracağını savunarak, "Evet demek, OHAL'in devamı demektir. Evet demek işsizlik, 30 günlük gözaltı yargının fiilen kapanması polis ve savcı arasında tamamlanması, ekonomik krizin devam etmesi, Türkiye'nin Suriye batağında kalması, Kürt illerini yıkıp dökmenin devam edeceği demektir. Evet demenin açacağı sorunları yaymak hayırın çıkmasına yarayacaktır" dedi.

Kürt illerinde sandığa ilginin nasıl olacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Koçyiğit ise şöyle konuştu: "Kürdistan'daki sorun sandığa gidip gitmeme sorunsalı. Çünkü Kürtler kendilerini savaşın içinde buldular, iradeleri tutuklandı. Kürdistan'da OHAL katmerli bir OHAL. Her yerde askeri araç geçiyor, her yere aramayla girip çıkıyorsunuz. Halk hayır oyu verdiğinde güvende olup olmayacağını bilmek istiyor. Ama evet demenin çözümsüzlüğün de bir devamı olduğunu bildikleri için oradan da yüksek bir hayır bekliyoruz. Çok güçlü, çok net ve çok saf bir hayırımız var. Bu hayırı Türkiye'nin yarını için örgütleyeceğiz."