Duvar Arkası: AK Parti, MHP ve HDP'lileri ikna etmeye çalışacak
Siyasi partiler referandum hazırlıklarına girişti. Partilerin seçim taktikleri de belli olmaya başladı. AK Parti, ‘Hayır’cı MHP’lileri ve küskün HDP’lileri kazanmaya çalışıyor, HDP ise 'her koşulda sandığa gideceğiz' diyor.. Duvar Arkası Ankara kulislerinde konuşulanları aktarıyor... Gündemin bir diğer konusu ise oylarının rengini 'belli' eden sanatçılar oldu, Sanatçıların bu çağrısı sandıkta karşılığını nasıl bulacak?
PARTİLERİN REFERANDUM STRATEJİLERİ
AK Parti, ‘Hayır’cı MHP’liler, küskün HDP’liler ve kadınları ikna etmeye çalışacak.
AK PARTİ 'HAYIR'CI MHP'LİLER, KÜSKÜN HDP'LİLER VE KADINLARI İKNA ETMEYE ÇALIŞACAK
Evet’in ağırlıklı yükü AK Parti’de olacak. AK Parti bir yandan MHP’nin ‘hayır’cı tabanını ikna etmeye çalışacak diğer yandan HDP’den uzaklaşmış Kürt oylarının peşine düşecek. Her ikisine de farklı sloganlarla seslenecek. Tüm anketlerde oranları farklı açıklansa da AK Parti içinde de bu değişikliğe ikna olmamış bir seçmen kitlesi var. Özellikle daha önce AK Parti’ye ve Erdoğan’a oy vermiş olan kadınların bu kez ‘hayır’ deme ihtimaline karşılık AK Parti’nin kadın seçmen için ayrı bir slogan arayışında olduğu belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydana çıkmanın sonuçlarını iyi hesaplamaya çalıştığı’ yorumları yapılsa da miting performansı en yüksek siyasetçilerden biri olarak bilinen Erdoğan’ın meydanları boş bırakacağı düşünülmüyor. Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre Erdoğan’ın 40’a yakın ilde miting yapmayı planladığı, bu süreçte televizyon programlarına katılarak seçmene mesajlarını vereceği de kamuoyuna yansıyan bilgiler arasında.
Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamasına göre AK Parti’nin kampanyası 7 Şubat’ta başlayacak. İktidar partisinin referandum kampanyasıyla ilgili ilk işaretler AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı tarafından hazırlanan 50 sayfalık ‘Kararımız Evet’ kitapçığıyla ortaya çıktı. Anayasa değişikliklerinin tam metnine yer verilen kitapçıkta hedefler de açıklandı. AK Parti’nin referandum kampanyasında ise anayasa değişikliğinin detaylarına girmek yerine ‘Partili Cumhurbaşkanlığı gelecek terör bitecek’, ‘İstikrar için güçlü Cumhurbaşkanı’, ‘Büyük ve güçlü Türkiye’, ‘İstikrar gelecek ekonomi düzelecek’ gibi sloganlarla seçmeni etkilemeye çalışması bekleniyor.
‘Hayır’cılar neden hayır dediklerini detaylarıyla anlatırken ‘evet’çilerin söylem sıkıntısı çektiği görülüyor. 15 yıldır iktidarda bulunan bir partinin ‘istikrar’ arayışında olmasına kitlelerin nasıl ikna edileceğine ajanslar hâlâ kafa yoruyor. AK Parti’nin daha çarpıcı sloganlara, yeni argümanlara ihtiyacı var. Bu nedenle güçlü sloganların yer aldığı bir referandum kampanyasının hazırlıkları sürüyor.
CHP, REFERANDUM SÜRESİNCE GÜVENLİĞİN SAĞLANABİLMESİ İÇİN ÇAĞRI YAPACAK
Ana muhalefet partisi ‘güler yüzlü bir kampanya’ için hazırlık yapıyor. Üç ayrı profesyonel ajansla görüşüldü. Ajanslar içerik üretimini yaparken son sözü parti yönetimi söyleyecek. Referandum tarihi yaklaştıkça özellikle de son 40 günde çalışmaların yoğunlaşması bekleniyor.
Kampanyanın ilk bölümünde daha çok anayasa değişikliğinin neye yol açacağı konusunda bilgilendirme amaçlı bir çalışma yürütülecek. Son bölümde ise yönlendirmeye ve propagandaya yoğunlaşılacak. CHP Genel Başkanının bu süreçte kritik birçok kenti ziyaret etmesi planlanıyor. Çalışmalarda eski milletvekilleri de yer alacak. Konu, ‘partilerüstü’ görüldüğü için sivil toplum örgütleri, sendikalar ve meslek odalarıyla her zamankinden daha fazla dirsek teması olacak.
CHP milletvekillerinin, anayasa teklifinin Meclis’te oylanması sırasında sosyal medyadan paylaştıkları kendi çektikleri kısa videoların benzerlerini yine çekerek seslerini duyurmaya çalışmaları bekleniyor. Partililere, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı dilden uzak durmaları için sık sık uyarıda bulunan parti yönetimi, özellikle MHP’nin Bahçeli çizgisinden uzak tabanını iknanın yollarını arıyor. CHP’liler ‘hayır’ çalışması yürüten partililerine yönelik silahlı saldırı vb. şiddet olaylarını da gündeme getirerek seçim güvenliği için gerekli koşulların sağlanması amacıyla siyasi iktidara baskı yapacaklar.
CHP'den 'hayır' için yol haritası
REFERANDUMUN KİLİT PARTİSİ MHP'NİN İÇİ KAYNIYOR
Kritik seçimlerin kaderini kararsızlar belirler ve kararsızlar genelde kendi partileri/liderleri lehine oy kullanma eğilimindedir. Ancak bu referandumda iş farklı. ‘Evet’çiler de ‘hayır’cılar da kararsızları ikna etmenin yollarını arıyor. Bu nedenle herkesin gözü, kulağı MHP seçmeninde. MHP’nin ise içi kelimenin tam anlamıyla kaynıyor.
MHP’ye yakın olduğu bilinen Kamu Sen(Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu)’in Genel Başkanı İsmail Koncuk’un oyunun rengini ‘hayır’ olarak açıklamasının ardından hedef haline gelmesi, sendika genel merkezinin basılarak tehdit edilmesi medyada haber oldu ama Koncuk konuyla ilgili açıklama yapmamayı tercih ediyor. Konfederasyonun internet sitesinden yapılan kısa açıklamada da ‘basında yer alan haberlerin kaynağı biz değiliz’ mesajı vardı. Koncuk’un özel sohbetlerinde “Bunu yapanlar, bizi tehdit edenler, yıllardır birlikte yürüdüğümüz insanlar, dostlarımız. Bu yüzden kimseyi kimseye şikâyet etmem!” dediği konuşuluyor. Sendika camiasında ise Koncuk’un bu çıkışının ardından ilk yönetim kurulu seçiminde hedef alınarak genel başkanlık koltuğundan indirilebileceği dedikoduları şimdiden dillendirilmeye başladı bile.
MHP’nin referandumda nasıl bir yol izleyeceğine gelince… Son seçimde birkaç bölgesel miting yapan MHP’nin referandumda da büyük bir kampanya yapması beklenmiyor. Bu durumda ‘evet’ için asıl sorumluluğun Meclis’te yerine getirilmesinin de etkisi var. MHP bir anlamda ‘evet’in referandum yükünü AK Parti’ye bırakmış görünüyor. Bu, MHP liderinin çalışmayacağı anlamına gelmiyor. İl ziyaretleri, kapalı salon toplantıları yapılması yüksek ihtimal. MHP çevrelerinde bu toplantıların daha çok MHP seçmeninin, ‘Neden Evet?’ sorusuna yanıt vermekle geçeceği konuşuluyor. MHP Genel Başkanı’nın ‘hayır’cı cephe olarak ‘CHP, HDP, PKK, FETÖ’ iş birliği iddiasını dile getirmesi, özellikle CHP’yi hedef alması da bekleniyor.
MHP'de muhalifler sahaya iniyor
HDP: HER KOŞULDA SANDIĞA GİDECEĞİZ
Hukukçu milletvekili Meral Danış Beştaş, kendisi de gözaltına alındıktan sonra yaptığı açıklamada, HDP milletvekillerinin her gün gözaltına alınıp bırakılmalarını eleştirerek ‘Anlaşılan referandum kampanyasını adliye koridorlarından yürüteceğiz’ dedi. Bu süreçte HDP’nin referanduma nasıl hazırlanacağı ve kampanyayı nasıl yürüteceği herkesin merak konusu. Eş Genel Başkanları da dâhil 11 HDP milletvekili cezaevinde; yüzlerce parti yöneticisi ve belediye başkanları tutuklu, belediyelerine kayyım atanmış durumda.
Ana akım medya, HDP’lilere neredeyse hiç yer vermezken troll hesaplar da sosyal medya üzerinden farklı bir algı operasyonu yürütüyorlar. HDP yöneticilerinin her fırsatta yaptıkları, ‘sandığa gideceğiz, hayır diyeceğiz’ açıklamalarına rağmen, HDP seçmeninin sandığa gitmeyeceği, HDP’nin aslında ‘evet’ diyeceği türünden bir takım yalan haberler sosyal medyadan eksik olmuyor. Bütün bunların bir sebebi var. HDP seçmeni, referandumun kilitlerinden biri.
AK Parti, Kürt illerinde, özellikle hendek ve öz yönetim kararlarıyla birlikte artan şiddet olaylarından ve on binlerce insanın göç etmek zorunda kalmasından PKK’yi sorumlu tutan Kürt seçmeni hedef alan bir kampanya planlıyor. HDP ise güçlü bir kampanyanın toplumun beklentilerinin doğru tespit edilmesiyle mümkün olacağını düşünerek tüm çevrelerden görüş alıyor.
Kıvrak zekâ ürünü, hiciv yüklü, ironik, tıpkı Gezi’deki gibi yaratıcı sloganlar aranıyor. HDP’nin toplantıları bir süre daha devam edecek. Bulunan sloganlar işin uzmanlarına da sorulacak. HDP de tıpkı CHP gibi ‘hayır’ı olumsuz değil olumlu bir yorumla sunmayı planlıyor. OHAL koşullarına ve HDP’lilere yönelik operasyonlara, gözaltına alınmalara rağmen miting dâhil olmak üzere her türlü etkinlik zorlanacak.
HDP’den 'Hayır'da yarışma' çağrısı
***
ÜNLÜLER ‘SOKAĞA ÇIK’ DEDİ AMA SOKAKLAR DAHA DA BOŞALDI
Geçtiğimiz hafta ABD, İsveç, Hollanda Büyükelçilikleri yine Türkiye’deki vatandaşlarını ve çalışanlarını olası saldırılara karşı uyaran resmi yazılı açıklamalar yayımladı. Aynı tarihte sosyal medyada dolaşan bazı yazışmalarda da Ankara, İstanbul, Adana ve bazı sahip kentlerinde bombalı saldırılar olabileceğine dair ihbarlardan söz ediliyordu.
Geçmiş yıllarda medya bombalı saldırı ihbarlarını, ‘halkı galeyana getirmemek, ticari hayatın olumsuz yönde etkilenmemesi’ vb. gerekçelerle yayınlamazdı. Ancak son iki yılda işler değişti. Ateş olmayan yerden duman çıkmadığı kitlesel katliamlarla ne yazık ki ispatlandı. Artık medyanın önemli bir bölümü bu uyarıları kamuoyu ile paylaşıyor ve uyarılar duyulur duyulmaz büyük kentlere bir sessizlik çöküyor.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanmaya başlayan, birçok ünlü ismin yer aldığı, ‘eve kapanma, hayatına sahip çık, sokağa çık’ çağrısı yapan kamu spotları ekranlarda ve radyolarda dönerken bomba ihbarlarının yapılması enteresan bir tezatlık doğurdu. Ekrandan ünlü simalar ‘sokağa çık, maça git, alışveriş yap, arkadaşlarınla yemek ye, korkma’ çağrısı yaparken Başkent Ankara’da bir anda sokakların boşalması ve Akrep adı verilen zırhlı araçların kent meydanında görülmesi insanlara “bu koşullar altında sokağa nasıl çıkalım?” dedirtti.
Meltem Cumbul'dan zincirleme hayır paylaşımları
***
TARIM BAKANLIĞI’NDAN TARTIŞMALI GÜBRE TALİMATI
Tarım Bakanlığı geçtiğimiz hafta çiftçiyi yakından ilgilendiren bir talimat yayımladı. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nün ‘Tarımda Kullanılan Nitratlı Gübreler’ talimatı işi bilenlerce şimdiden tartışılmaya başlandı.
Nitratlı gübrelerin satışı ve dağıtımı, patlayıcı yapımında kullanıldığı gerekçesiyle 26 Haziran 2016 tarihinden bu yana yasaklanmıştı. Bakanlık son talimatıyla amonyum nitratlı gübreleri tamamen yasaklarken kalsiyum nitratlı gübrelerin satışına e- reçete ile izin vereceğini açıkladı. Potasyum nitratlı gübrelerin satışı ise tamamen serbest bırakıldı. Açıklamada şu vurgu özellikle dikkat çekti, ‘E-reçete ile satılan gübre, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl veya İlçe Müdürlüğü personelinin gözetiminde tarlaya atılacak.’
İşin uzmanları bakanlığın bu kadar personeli yokken neden böyle bir ifadeye yer verildiğini sorguluyor. Tarım Bakanlığı’nın ilgili birimlerine gönderilen yazıda gübreleme işine refakat etmesi için kısa adı TİD olan ‘tarımsal işletme danışmanları’nın görevlendirilmesi istendi. Bu personel başına ortalama 250-300 çiftçinin düştüğünü belirten Bakanlık çalışanları, her bir çiftçinin sadece bir arazisi olmadığını da hatırlatarak, “Vaziyet buyken böyle bir uygulama mümkün değil” açıklaması yapıyorlar. Bir diğer önemli detay da tarım için kullanımına izin verilen gübreler laboratuvar koşullarında ayrıştırılarak onlardan patlayıcı yapılabiliyor. Önümüzdeki günlerde konuyla ilgili meslek örgütlerinin bir açıklama yapması bekleniyor.