'Rıdvan, Nazım okuyan bir halk adamıydı'
Rıdvan Dilmen'le ilgili en ilginç yazılardan biri, Aydınlık gazetesi yazarı Metin Tükenmez'den geldi. Tükenmez, Nazım Hikmet okuyan 'halk adamı' Rıdvan Dilmen'i yazdı...
DUVAR - Referandum için sosyal medyada 'Evet' kampanyası başlatan Rıdvan Dilmen gündem olmaya devam ediyor. Son olarak Aydınlık gazetesinin spor yazarı Metin Tükenmez bugün yayınlanan yazısında pek bilinmeyen bir Rıdvan Dilmen portresi çizdi. Tükenmez, Dilmen'le henüz Boluspor'da oynarken tanıştıklarını anlatarak şunları yazdı:
O yıllarda futbolcuların büyük çoğunluğu antrenman dışı zamanlarını Şişli’deki Kent Pasajı’nda geçirirlerdi. Bir kundura dükkanında çalışan Zülfikar Yazgaç aynı zamanda Çeliktepe Ümitspor’un başkanıydı. Rıdvan ile aralarında çok yakın bir dostluk vardı. Zülfikar ile Rıdvan’ın öğlen yemeklerinde domates, peynir, ekmek yedikleri günlerde tanıştım Rıdvan ile... Zülfikar çocukluk arkadaşımdı. Rıdvan sanki birinci ligde oynayan bir oyuncu değil de mahalle takımının bir elemanı gibi Levent Philips Fabrikası’nın tozlu sahasında (şimdiki Metro City’nin yeri) mahalle maçları oynuyor sonra da Zülfikar ile birlikte Çeliktepe Ümitspor Kulübü’ne giderek orada tavla, bilardo gibi oyunları oynardı. En yakını, dostu Zülfikar’dı. Rıdvan tam bir halk adamı olmasının yanında, solcu söylemleri ile Nazım Hikmet şiirleri okumasıyla bilinirdi.
F.Bahçe’ye transfer olduktan sonra Cumhuriyet gazetesinde yazdığım bir yazıda onu dünyanın en yetenekli oyuncularından bir olarak nitelemiştim. Yazı yayımlandıktan sonra ilk karşılaştığımızda “Abi yazını arabamın dikiz aynasına yapıştırdım. Gözümün önündedir ve her gün okuyorum” demesini bugün gibi anımsıyorum. Galatasaray’ın Dinamo Bükreş’e bir ofsayt golüyle 3-2 yenilip Şampiyonlar Ligi’nden elendiği maçı Zülfikar ile birlikte Rıdvan’ın, Etiler’deki evinde izlemiştik. O günkü eşi Dilek Hanım bize ikramlarda bulunmuştu. Gönenç(mutluluk) içinde bir yaşamları vardı. O dönem Rıdvan ile Tanju Çolak’ın aynı takımda oynamaları düşünülüyordu. Rıdvan’a sordum, yanıtı şöyle oldu: “Metin Abi, ben aut çizgisine gidip onu mu bekleyeceğim”. Bugün sorsanız, kesinlikle böyle bir şey söylemediğini belirtir. Olaylar, yaşamın zor dönemeçleri, karşılaşılan yeni durumlar ve ilişkiler Rıdvan Dilmen’i söylediklerini inkar etmek, verdiği sözde durmamak ve daldan dala konmak konumuna getirdi.
Rıdvan’ı en son iflas etmesine neden olduğu Ali Çoban’ın Ortaköy’deki cenaze töreninde gördüm. Gözünde kara gözlük, tanınmamak için hareketlerine özen göstererek, cemaatin arkalarından dolaşıp, ateş almaya gelmiş gibi uğrayıp gözden kayboldu. 1980 yılından sonra futbolda adı duyulan Rıdvan Dilmen’in, o yıllardan başlamak koşuluyla bugüne değin hiçbir iktidar, siyasi görüş ile yakınlığı yoktur. Türkiye’de herkes muhafazakar, tutucu olabilir ama Rıdvan Dilmen asla... Ancak girdiği karanlık ve karmaşık ilişkiler onu siyasi erkin gücüne mahkum etti. Şu anda geldiği konuma bakıldığında başka da çaresi yoktur. Cumhurbaşkanı onu öyle büyük belalardan kurtardı ki, başka türlü düşünmesi olanaksız hale geldi. Aslında bizim Rıdvan çok iyi bir futbolcu ve Ege’de yetişmiş çok güzel de bir insandı. O Rıdvan’ın herkesin gönlünde yeri vardı. Böyle insanlar bir futbol takımıyla özdeşleşebilirler ama bir partinin yandaşı olamazlar. Ama artık o çok zamandır bizim Rıdvan değil...