İstifasına rağmen ihraç edilen akademisyen: Düzgün direnemedik
Ankara Üniversitesi'nden KHK ile ihraç edilen Doç. Dr. Levent Ünsaldı: Bunu bir özeleştiri olarak söylüyorum direnemedik. Ama pes etmeyeceğiz...
DUVAR – Resmi Gazete'de yayınlanan son Kanun Hükmünde Kararname ile en fazla ihraç edilen akademisyenler arasında 71 kişi ile Ankara Üniversitesi'nde görev yapanlar öne çıktı. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nden istifası kabul edildikten sonra ihraç edilen Doç. Dr. Levent Ünsaldı, ihraçların sadece akademisyenlere değil, aynı zamanda bütün muhalif kesimlere ve Kürt öğrencilere yapıldığını söylüyor. Ünsaldı, “Bunun mesuliyeti aynı zamanda bize de ait. Sorun şu: İmza meselesi başladığından beri Türkiye'nin nereye gittiğini görebiliyoruz. Buna karşı bir şeyler yapmak gerekirken biz de durduk. Bu ciddi bir sorun. Benim gördüğüm kadarıyla direnmek bu olmasa gerek” dedi.
'HÂLÂ BECEREMİYORUZ BU İŞİ...'
Ünsaldı, 20 Ocak'ta Ankara Üniversitesi'ne verdiği istifası kabul edilmesine rağmen son yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen akademisyenler arasında yer alıyor. Böylece kararnamelerle devlet kurumlarından atılanların başka bir yerde çalıştırılmasının engellenmek istenmesi ve yurt dışına çıkış yasağı konulmasının amaçlandığını söyleyen Ünsaldı, “20 Ocak tarihinden beri Ankara Üniversitesi'nden istifa ettim. Buna rağmen Kararnameyle beni üniversiteden ihraç ettiler. Bu durum iktidarın derdinin insanları acıtmak olduğunu gösteriyor. Ufak hesaplarla bertaraf etmek ve yok etmek istiyorlar. KHK'lerin amacı bu. Baktığımız zaman Ankara Mülkiye'de akademisyen kalmadı. Dil Tarih Bölümü'nde Tiyatro Bölümü kapandı. Bu feci bir şey. İhraç edilen akademisyenlerin ne FETÖ'yle ne de başka bir şeyle ilişkisi bulunmuyor. İhraç edilen akademisyenlerin çoğu solcu, muhalif ve barış imzacıları. Dertleri belli ki hoyratça Türkiye'deki muhalifleri yok etmek ve ortadan kaldırmak. Bunu açıkça görebiliyoruz. Fakat biz ne yazık ki baştan beri buna düzgün direnemedik hâlâ beceremiyoruz bu işi.”
'DİRENMEK BU OLMASA GEREK'
"Aynı zamanda bunun mesuliyeti bize de ait" diyen Ünsaldı, "Türkiye'nin nereye gittiğini görebiliyoruz. Buna karşı bir şeyler yapmak gerekirken biz durduk" diyerek şöyle devam etti: "Bir yerde yanlış yaptık. Atılan akademisyenler ihraç sonrası daha da radikalleşiyor. Ama atılmadan önce bu kadar radikal değillerdi. Ya da atılınca istifalar gündeme geliyor. Bu ciddi bir sorun. Son ihraçlarda Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş ihraçlarla kendini bir şekilde birilerine göstermek istiyor. Bu açıkça ortada. Ne yapmaya çalışıyor anlam vermek zor. Ama şunu açıkça söylemek gerekiyor: İbiş'in bu kadar gayretli olması bize bir şeyleri ifade ediyor. Ankara Üniversitesi'nde fütursuzca böyle bir kıyıma geçilmesi demek ki bir yerlerde emir alındığı anlamına geliyor."
'BUNLARIN HEPSİNİ TARİH YAZACAK'
Yapılan ihraçların sadece akademisyenlere değil, aynı zamanda Kürt öğrencilere ve bütün muhalif kesimlere yönelik olduğunun altını çizen Ünsaldı şöyle devam etti: “Bu ihraç sadece akademisyenlere değil doğrudan sola, muhalif kesime ve Kürt öğrencilere de yapıldı. Son dönemde Kürt öğrencilerin de çoğunu içeri attılar. Ama bundan 3 sene önce 21 Mart Newrozu'nda odunları dekanlık veriyordu. Şimdi nereden nereye geldik. Sadece akademi değil bütün öğretmenler kamudan toptan temizlenmek isteniyor. Artık farklı direniş yolları bulmalıyız. Elbette ki yılmak yok. Bilimi, özgür düşünceyi, eleştiriyi başka yerlerde yaşatıp yapacağız. Bunu yaparken de ne akademiye ne de başka bir şeye ihtiyacımız var. Oturup çalışacağız. Ama artık Türkiye'ye yeni bir format atılıyor. Bunların hepsini tarih yazacak.”