'Suriyelilerin ne yaşadığı medyada yok'

Türkiye'deki Suriyeli mülteciler, son aylarda ekonomiden toplumsal sorunlara kadar her sorunun ana kaynağı gibi gösteriliyor. Hamiş Suriye Kültür Evi'nden Şenay Özden, özellikle medyada ve siyasetçiler arasında Suriyelilere karşı cinsiyetçi ve ırkçı söylemlerin yaygınlaştığını altını çiziyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazete ve dijital medyada yayın yapan birçok haber sitesi, Suriye'deki krizden kaçıp Türkiye'ye sığınan mültecileri hedef gösteriyor. Haber içeriklerinde Suriyeli sığınmacılara karşı nefret söylemleri içeren cümleler kullanılıyor. Bunun yanında sadece haber içerikleri değil aynı zamanda bazı siyasetçilerin de bu konuda söylemleri 'ırkçılık' tartışmalarını gündeme getiriyor.

Hamiş Suriye Kültür Evi Kurucu Üyesi Şenay Özden, haber sitelerinde Suriyeli mültecilerle ilgili olarak bir kılavuz hazırlanmasını öneriyor. Özden ayrıca, hem medyanın hem de siyasetçilerin mültecilere karşı patriarkal (erkek otoritesine dayanan bir tür toplumsal örgütlenme düzeni) cinsiyetçi dil kullanıldığını söylüyor... Özden "Medyada Suriyelilerin kendi görüşlerine yer verilmiyor" diyor.

Mülteciler hakkındaki ayrımcı haberlerden bir kısmına örnek olarak, şunlar gösterilebilir:

  • Suriyeliler geldi, kiralar 3 kat arttı (NTV-2 Ağustos 2012)
  • Mersin'de Suriyeliler iş yeri açtı, 3 ayda bin 250 esnafa kepenk kapattı (Hürriyet-11 Mayıs)
  • Suriyeli üniversite öğrencisi olmak varmış / 400 bin öğretmen atama beklerken Suriyeliler atandı (Sözcü-18 Aralık 2015/3 Ocak 2016)
  • İşsizlik artışında Suriyeliler etkili oldu (Reuters-15 Aralık 2015)
  • Ege'ye turist değil mülteciler akın etti (Cumhuriyet-14 Ağustos-2015)kupur2

Gazete Duvar'ın 16 Ocak 2017 tarihli ''Talimhane'yi bitiren fuhuş'' başlıklı haberinde görüş beyan eden bazı esnafların da, tüm yaşananlardan mültecileri sorumlu tutması dikkat çekti.

'KILAVUZ HAZIRLANMALI'

Şenay Özden, Suriyeliler konusundan yapılması planlanan haberlerde, Suriyelilerin görüşlerine yer verilmediğine ve tek taraflı aktarım yapıldığına dikkat çekiyor. Muhabirlerin ve editörlerin eğitilmesi amacıyla bu konuda hazırlanacak bir kılavuzun önemine vurgu yapan Özden'in bu konudaki değerlendirmeleri şöyle: "Basında da bu tür söylemler yayılıyor. Özellikle Sözcü gazetesinin mültecilerle ilgili bazı haberlerinde ve yazılarında kullanılan nefret söylemi için dava açılmalı. Medyada Suriyelilerin kendi görüşlerine yer verilmiyor. Sürekli Suriyeliler üzerinde konuşuluyor. Ama genel olarak Suriyelilerin kendi yaşadıkları sorunları ya da memnuniyetleri alınmıyor. Ayrıca çok büyük bir kavram kargaşası da var. Haber yapanların bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor. Medyada nasıl cinsiyetçiliğe karşı bir kılavuz varsa, mültecilere ilişkin de nasıl bir haber yapılması gerekir, nasıl bir dil kullanılması gerekiyor şeklinde kılavuz hazırlanmalı.”

'SİYASET DİLİ DE SORUNLU'

Şenay Özden, sadece haberlerde değil, aynı zamanda siyasetçilerin de Suriyelilere karşı kullandığı dilin de ırkçı ve nefret barındırıcı unsurlar barındırdığını söylüyor. CHP'nin Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz'ın geçen ocak ayında Meclis'te düzenlediği basın toplantısında sarfettiği, "Bizim Mehmetimiz El Bab’da, Suriye’de şehit oluyor. Ama Türkiye’ye gelen Suriyeli erkeklerin yaş aralığına baktığımızda, 15 ila 44 arasında 819 bin 350 askere alınabilecek erkek, Türkiye’de kafelerde, pub’larda Türk kızlarıyla geziyor. Bizim Mehmetimiz Suriye’de şehit oluyor” sözlerine çok kızgın olduğunu söyleyen Özden, “Burada bir yandan patriarkal cinsiyetçi söylem, bir yandan da çok ırkçı bir söylemle ikisini de yerine getiriyor. Özellikle sosyal demokrat parti olduğunu iddia eden bir partinin içerisinde bu söylemlere karşı bir tepki olmaması çok şaşırtıcı. Hükümete karşı muhalefet etmek adına ne kadar cinsiyetçi söz söylediklerinin farkında değiller” diyor.

Şenay Özden, mülteci haberleri için medyada bir kılavuz hazırlanmasının şart olduğunu söylüyor. Şenay Özden, mülteci haberleri için medyada bir kılavuz hazırlanmasının şart olduğunu söylüyor.

'BİLGİ EKSİKLİĞİNDEN KAYNAKLANIYOR'

Haberlerde, siyasette, normal yaşantımızda Suriyelilere karşı kullanılan nefret söylemlerin bilgi eksikliğinden kaynaklandığını ifade eden Özden, şu uyarılarda bulunuyor "Yetkililer bu konuda halkı bilgilendirmiyor. Bilgiye ulaşılamadığı için bu tür ırkçı dedikodular çok rahat yayılabiliyor. Özellikle sosyal medyada bu tür söylemler çok rahatlıkla yayılabiliyor. Örneğin, ''Suriyeliler görüntü kirliliği yapıyorlar, ya da eğitim seviyesi, sermaye üzerinden vatandaşlık vermek...'' Bu yaklaşımlar sınıfsal ayrımcılık olarak nitelendirilebilir. İnsanlar Suriyelilere vatandaşlık verilmesine karşı çıkıyorlar. Çünkü mültecileri oy deposu olarak görüyorlar. Bu tarz söylemler ve argümanlar üzerinden değil, hak savunuculuğu üzerinden Suriyelilerin oylarını kazanmak gerekiyor. Bu sorun da büyük bir sınıfsal sorun. Suriyelilerin hakkını kim savunuyorsa onlara oylarını verirler.  Tüm mültecilerin, mülteci haklarına sahip olmaları gerekiyor söylemleri ve bütün Suriyelileri kapsayan bir argümanı da göz önünde bulundurmaları gerekiyor.”