Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği'nden 'hayır' çağrısı
Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği, "Hayır de! Herkes kazansın" sloganıyla referanduma ilişkin deklarasyonunu açıkladı. Deklarasyonda, referanduma sunulan anayasa değişiklik taslağının, toplumsal ayrışmaya neden olduğu eleştirisi yapıldı.
DUVAR - Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği, anayasa değişikliği referandumuna ilişkin deklarasyonunu bugün İstanbul'da yaptığı basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu. Anayasa taslağının toplumsal ayrışma hali olduğuna vurgu yapılan deklarasyonda, 'Hayır'da birleşme çağrısı yapıldı.
Evrensel'de yer alan habere göre, 'Hayır' deklarasyonunu kamuoyuyla paylaşan Emek Ve Demokrasi İçin Güç Birliği'nin açıklamasına şu kurumlar ve temsilcileri katıldı:
DİSK Genel Başkan Yardımcısı Cafer Konca, KESK Eş Başkanları Lami Özgen ve Şaziye Köse, Türk Tabipler Birliği Genel Başkanı Raşit Tükel, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Emekçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı emre Öztürk, Ezilenlerin Sosyalist Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi, Halkların Demokratik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fatma Kurtalan ve HDP Milletvekili Garo Paylan, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Eş Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Ahmet Kaya, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Eylem Tuncaelli, Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Yoleri, Hacı Bektaşi Veli Vakfı Genel Başkanı Tuncer Baş, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, Hubyar Sultan Alevi Derneği Genel BaşkanıAydın Deniz ve Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir.
'OHAL VE KHK'LERLE ÖZGÜRLÜKLER RAFA KALDIRILDI'
Emek ve Demokrasi için Güçbirliği, anayasa değişiklikliği referandumu hakkındaki görüş ve tutumunu KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse ve TTB Genel Başkanı Raşit Tükel aracılığıyla kamuoyuyla paylaştı. Köse ve Tükel, 15 Temmuz darbe girişimininin ardından AKP'nin OHAL ve KHK uygulamalarıyla temel hak ve özgürlüklerin rafa kaldırdığını, ülkenin neredeyse yarı açık cezaevine dönüştürüldüğünü, üniversitelerin saldırıya uğradığını, yüz binin üstünde kamu emekçisinin işinden atıldığını, binlerce dava açıldığını, aydınların, gazetecilerin tutuklandığını, havuz medyası dışında neredeyse bütün medyanın susturulduğunu, kamu mallarına el konularak 'Varlık Fonu'na devrildiğini, üç gün önce çıkarılan KHK ile hem sendika yöneticilerinin hem de akademinin pek çok hocasının görevlerinden alındığını hatırlattı.
Deklarasyonda, darbe sonrası yaşanan gelişmelerin ana nedeninin referanduma götürülecek anayasa değişikliğinin hayata geçirilmesi olduğu vurgulandı.
Referanduma götürülecek olan anayasa taslağının "toplumsal ayrıştırma" hali olduğunun vurgulandığı deklarasyonda, mevcut paketin toplumun hiçbir kesiminin taleplerini içermediği ve tek adam sultası yaratılarak usul ve esas yönünden bir "anayasasızlaşma" ve "diktatörlük" dayatması olduğu tespiti yapıldı.
'ANAYASA YAPIM ORTAMI YOK'
Türkiye’de içinden geçilen süreçte asgari düzeyde bile anayasa yapım ortamı ve koşullarının olmadığının söylendiği deklarasyonda, "Demokratik bir tartışma ortamının bulunmadığı, her türlü muhalefetin ağır bir baskı altına alındığı, ifade ve toplanma özgürlüğünün yok edildiği, sendikal hakların, örgütlenme özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı ve 'yandaş' olmayan medyanın büyük ölçüde susturulduğu bir iklimde anayasa yapım koşullarından söz edilemez. Bu teklif, halkın serbest ve özgür bir tartışma ortamında kanaat ve tercihte bulunma hakkının gasp edilmesidir" görüşüne yer verildi.
Anayasa değişiklik paketinin, süreklileştirilecek bir OHAL ve KHK'ler rejimini onaylatma paketi olduğunun da altı çizilerek, "Temel hak ve özgürlüklerimizden tek bir kişinin bekası için vazgeçemeyiz 'Hayır' diyelim. Herkes kazansın" çağrısı yapıldı.
Deklarasyonda Anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle, evrensel hukukun ve demokratik ilkelerin temel yaklaşımı olan kuvvetler ayrılığı ilkesinin ortadan kaldırılıp yerine kuvvetler birliğinin geçirileceği, tüm yetkilerin tek elde, tek partide, tek siyasal görüşte toplanacağı ve denetlenemeyen, eleştirilemeyen, tekçi bir sisteme oturtulacağı değerlendirildi.
Deklarasyonun açıklanmasının ardından sahneye çıkarak toplu fotoğraf veren Emek ve Demokrasi İçin Güçbirliği temsilcileri hep bir ağızdan "Hayır de! Herkes Kazansın!" diye seslendi.