Eski AÜ Rektörü Taluğ: Toplumun kendine yaptığı en büyük hata

Ankara Üniversitesi'nin eski Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ, “Bir üniversite rektörünün temel görevi, üniversitenin değerlerini, üniversitenin saygınlığını, akademisyenlerimizi korumaktır” dedi. Taluğ, ihraçlar için de, "Bu, bir toplumun kendine yaptığı en büyük hatalardan biri" uyarısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Ankara Üniversitesi (AÜ) eski Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ, akademisyenlere yapılan müdahaleye tepki gösterdi. Üniversitelerin özgür düşüncenin kalesi, ana vatanı olduğunu belirten Taluğ, “Akademisyenlerin üniversiteden koparılmaları bir toplumun kendine yaptığı en büyük hatalardan biridir” dedi.

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş'den önce 4 yıl rektörlük yapan Prof. Dr. Cemal Taluğ, üniversitelerdeki ihraçları ve bu ihraçları protesto eden Ankara Üniversitesi'nde yaşananları Gazete Duvar'a değerlendirdi. Taluğ, ihraçları protesto eden akademisyenlere polis müdahalesi için şunları söyledi:

“Ankara Üniversitesi'nde yaşanan manzarayı, o manzaraya getiren süreci büyük üzüntüyle izliyorum. Ankara Üniversitesi çok önemli, değerli bir üniversite. Cumhuriyet'in kurduğu ilk üniversite. Ama ne yazık ki bu durumlarla ilk kez karşılaşmıyoruz. Daha önce de üniversitelerden atılanlar oldu ama kısa süre sonra görevlerine döndüler. Bugün hepsi saygıyla anılıyor. Üniversite özgür düşüncenin özgür ifadenin kalesi, ana vatanı. Akademisyenlerin üniversiteden koparılmaları işsiz bırakılmaları inanılacak gibi değil. Bu, bir toplumun kendine yaptığı en büyük hatalardan biri.”

REKTÖRÜN TEMEL GÖREVİ...

OHAL kararnamelerine dayanılarak yapılan ihraçlarda Ankara Üniversitesi dikkat çekiyor. Akademisyenler bundan mevcut Rektör Erkan İbiş'i de sorumlu tutuyor. Prof. Dr. Cemal Taluğ, bu eleştirilerle ilgili, aynı üniversitede daha önce görev yapmış bir rektör olarak konuşmasının uygun olmayacağını söyledi, ama şu değerlendirmede bulundu:

“Bir üniversite rektörünün temel görevi üniversitenin değerlerini, üniversitenin saygınlığını, akademisyenlerimizi korumaktır. Üniversitede özgür düşünce, özgür ifadenin yeşerdiği koşullar vardır. Bu koşulları korumak ve yaratmaktır. Bir akademisyenin düşüncesi nedeniyle, yazdığı-çizdiği nedeniyle, imzası nedeniyle üniversiteden koparılması inanılmaz ve dünyanın hiçbir yerinde olmayacak bir şey.”

'HEPSİ BİZİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ'

60-70'li yıllarda, 12 Eylül döneminde atılan, sonrasında geri dönen akademisyenlerin bugün en kıymetli hocalar olarak anıldığına dikkat çeken Taluğ, “Bu arkadaşlarımız da aynıdır. Umarım bunlar da dönecek, 21. yüzyılda üniversiteyi koruyup kollamaya, birer yurtsever olarak görevlerini yapmaya devam edecekler. Hepsi bizim için çok kıymetli” dedi.