'Devlet dairelerinde Süryanileri de görmek istiyoruz'

İstanbul Beyoğlu Süryani Kadim Meryem Ana Kilisesi Vakfı Başkanı Sait Susin, Umarım herkesin hakkına sahip olduğu bir ülke oluruz. Örneğin, silahlı kuvvetlerde, devlet dairesinde, bir polis olarak Süryanileri ve diğer azınlıkları da görmek istiyoruz" diyor. Susin, "Süryaniler referandumda evet mi hayır mı diyecek" sorusu içinse 'zaman'ı işaret etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR -  İstanbul Beyoğlu Süryani Kadim Meryem Ana Kilisesi Vakfı Başkanı Sait Susin, Süryanilerin haklarını elde etmesi konusunda son yıllarda önemli gelişmeler olduğunu söyledi. Susin referandumda oylarının ne yönde olacağı sorusunu ise "Bunu ilerleyen zamanlarda ayrıntılarıyla birlikte açıklayacağız" diye yanıtladı.

Sait Susin ile 16 Nisan'da yapılacak anayasa referandumu ve Süryanilerin beklentilerini konuştuk:

Öncelikle şunu sormak istiyorum: Referandumu sunulan anayasa değişikliğine ilişkin ne düşünüyorsunuz?

Bizim daha önce anayasal çalışmalarla ilgili bütün cemaatlerin ortak toplantısı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunduğumuz genişçe bir taslak bulunuyor. Ayrıca daha önce Süryaniler olarak verdiğimiz bir taslak da var. Burada az önce söylediğim çerçeve içinde azınlıkların haklarının verilmesi ile ilgili olarak son 14, 15 yıl içerisinde birçok konuda büyük ilerlemeler sağlandı. Süryaniler, Türkiye'nin 5 bin 500 yıllık sakinleri. Biz bu topraklarda doğduk ve bu topraklarda büyüdük. Varlığımızı da ancak bu topraklarda koruyabiliriz. Biz, batıda olsun Amerika'da olsun neresi olursa olsun gideceğimiz her ülkede yok olmaya mahkumuz. Yaşayacağımız tek alan Ortadoğu. Ortadoğu ve ülkemizdeki barış her şeyden önemlidir. Ülkemiz için hangisi hayırlı olacaksa ve ülkemizi ileriye taşıyacaksa biz onunla beraberiz.

'TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİ PARLAK GÖRÜYORUM'

Türkiye'de ne kadar Süryani bulunuyor? Süryanilere hem referandum için hem de referandumdan sonrası için bir çağrınız var mı, referandumdan sonra beklentileriniz nedir?

Genel ortalama olarak Türkiye'de 25 bin Süryani bulunuyor. Bunların 17 bini İstanbul'da ikâmet ediyor. 3 bin kişi Midyat ve civarında yaşıyorken geriye kalanı Mardin, Adıyaman, Elazığ, Diyarbakır, Ankara ve İzmir gibi şehirlere dağılmış. Seçimden yeni çıktık şimdi bu referandum ortamında sonuç ne olursa olsun Türkiye'nin geleceğini parlak görüyorum. Kendimce hep Ortadoğu'da yaşamanın bir bedeli var diye düşünüyorum. Ne yazık ki birçok olay bizim dışımızda gelişiyor. Tabi kendi kendimizi idare edecek bir noktaya gelmiş olmamız çok iyi. Türkiye'nin çok çeşitli mozaikleri var. Özellikle azınlıklar açısından Türkiye'de çok büyük göçler oldu. Bundan sonra en azından geriye kalanların rahat, herkes gibi herkesin, herkesin hakkına sahip olduğu bir ülke oluruz. Örneğin, silahlı kuvvetlerde, devlet dairesinde, bir polis olarak Süryanileri ve diğer azınlıkları da görmek istiyoruz.

Peki 16 Nisan'da anayasa referandumunda hangi oyu vereceksiniz...

Bunu açıklamak için daha çok erken. İlerleyen zamanlarda ayrıntılarıyla birlikte açıklayacağız.

'EĞİTİM HAKKINDAN MAHRUM BIRAKILDIK'

Son 14, 15 yıl içerisinde azınlıklarla ilgili çok büyük bir aşama kaydedildiğini söylediniz. Bunu biraz açar mısınız?

Mesela bizim Cumhuriyet tarihi boyunca Lozan'da bütün azınlıklara kendi dillerinde eğitim hakkı verilmiş olmasına rağmen biz 87 yıldan beri okul açamıyorduk. Okul açmak istediğimiz zaman bir taraftan "Siz azınlık değilsiniz" diyorlardı, diğer taraftan ise "Haydi ben Harp Okulu'na gireyim" dediğiniz zaman siz "Giremezsiniz" diyorlardı. Yani normal şartlarda Lozan'da Müslüman olmayan herkes azınlık olarak görülüyordu. Biz de bu azınlıkların bir parçasıyız ve kendi dilimizde eğitim alma hakkından uzun bir süre, Lozan'a aykırı olarak çıkarılan yönetmeliklerle, mahrum bırakıldık. Burada biz özellikle Milli Eğitimin çok büyük destekleriyle üç yıl önce ilk defa bir anaokulu açmayı başardık. Biz İstanbul'a 1950'lerden sonra geldiğimiz için burada doğru dürüst bir gayrimenkulümüz yok ama Mardin'de, Midyat'ta birçok gayrimenkulümüz bize iade edildi. Tabi edilmesi gereken daha birçok yer olmasına rağmen iade edilenler de var. 7537 sayılı Vakıflar Yasası ile vakıfların önü açılmış oldu. Her şey resmi olarak gösterildiği zaman istediğiniz bağışı ve istediğiniz yere bağış verebiliyorsunuz, yurt dışından bağış alabiliyorsunuz bunların hepsinin önü açılmış oldu. Eskiden kilisenin bir kazan dairesini yaptırmak için 50 tane formalite gerekiyordu. Böylece bunlar kalkmış oldu.

Peki referandumdan sonra Süryaniler ya da diğer azınlıklarla ilgili olarak bir açılım talebiniz var mı?

Bu soruya kendi açımızdan cevap vermek istiyorum. Çünkü daha doğru olur. Bizimle ilgili olan her sorunda her problemde çok rahatlıkla en üst makama kadar gidip derdimizi gidip anlatabiliyoruz. Bizi çok rahatlıkla dinliyorlar ve samimiyetle ihtiyaçlarımızı, haklı olan isteklerimizi yerine getirmeye çalışıyorlar. Bunun böyle devam etmesini diliyoruz.