Bakkal bakan oğlu: Babam devlete ihtiyacı olan girsin derdi
1995-96 yıllarında Çevre Bakanlığı yapan Hamdi Üçpınarlar’ın oğlu Mehmet Üçpınarlar, işportacılığın ardından bu kez de bakkalda çalışmaya başladı. Kamuda yaptığı iş başvurularından olumsuz sonuç alan Üçpınarlar, mini bakkalında telefonla sipariş alıp kapılara teslim ediyor, bakan baba ise kasada duruyor.
DUVAR - Çevre Bakanlığı, TBMM KİT Komisyonu Başkanlığı ve Çanakkale Milletvekilliği görevlerinde de bulunan Hamdi Üçpınarlar’ın 31 yaşındaki oğlu Mehmet Üçpınarlar, 2012’de Bulgaristan’da bulunan Paisi Hilendarski Üniversitesi Uluslararası Ekonomi ve Halkla İlişkiler bölümünden mezun oldu. İlk iş deneyimini ise yazarkasa fişlerine reklam alan bir ajansın satış bölümünde çalışarak edindi. Kısa bir süre de Demokrat Parti’de Gençlik Kolları Genel Başkanvekilliği de yaptı. Üçpınarlar, yaklaşık üç yıl önce de sosyete pazarlarında tezgâhtarlık yaparak gündeme gelmişti.
Hürriyet gazetesinden Umut Erdem'in haberine göre, yeteri kadar sermayesi olmadığı ve işlerin durgunluğundan dolayı pazarı bırakmak zorunda kalan Üçpınarlar, TÜBİTAK, TRT World gibi bir çok kamu kuruluşuna iş başvurusunda bulundu. Başvurulardan olumlu sonuç alamayan Üçpınarlar, bir site içerisinde 45 metrekarelik bir bakkalı ilkokul arkadaşı ile birlikte devraldı.
Üçpınarlar, babasının kendisine kamu kurumlarında iş imkanı sağlayamaması ile ilgili olarak, “Mum dibine ışık vermezmiş. Babam benim için hiç iş konusunda, konuşma durumunda bulunmadı. ‘Hep ihtiyacı olanlar girsin, size bakarız oğlum. Sizin ne ihtiyacınız var’ derdi. Ben de kendi yağımda kavruldum. Uzun süre iş aradım, bulamadım. Kötü komşu ev sahibi yaptırırmış, kötü piyasa da bizi küçük bakkalımızla mini patron yaptırdı” dedi.
BAKAN BABA HEM KASADA HEM TEDARİKÇİ
Babasının da bakkalda kendisine çok yardımcı olduğunu ve rafların düzenini birlikte yaptıklarını belirten Üçpınarlar, “Beş-altı gün kasada durmak şartıyla bekledi. Çanakkaleye gittiğinde ‘peynir al’ diyoruz ve getiriyor, tedarikçimiz de oldu. Annem ise hep dua ediyor, bir de sağolsun, evin alışverişini istiyor. Gece bakkalı kapatırken ben de temin ediyorum” diyor
“Dükkan şu anda kendini çeviriyor, borçları ödemeye çalışıyoruz” diyen Üçpınarlar, telefon ile sipariş alıyor ve kendisi evlere teslim ediyor. Aldığı bahşişleri ise kimsesiz çocuklara ve çevresindeki ihtiyacı olanlara veriyor. Üçpınarlar, yaklaşık üç aydır devam eden bakkal serüveninde yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bakan oğlu olduğumu hiç kimseye söylemedim. Bilmiyorlar. Yaptığım işten hiç bir rahatsızlık duymadım, severek de yapıyorum. İnsanlarla sohbet etmek de hoşuma gidiyor. İlk zamanlar sitenin görevlilerine malzeme verdiğimizden dolayı, saat beşte kalkıyordum. Gazete bayisinden gazeteleri alıyordum ve sütleri ekmekleri sabah 6 gibi site görevlilerine teslim ediyordum. Daha sonra kendim ekmek ve sütleri kapıya asmaya başladım.
KAPIYI YÜZÜME KAPATTI
Siparişin birinde geç kaldım. ‘Yarım saat geç kaldınız, niye böyle’ deyip malzemeyi aldı, parasını ödedi, ‘Neyse yenisiniz, alışacaksınız’ deyip çat diye kapıyı yüzüme kapattı. Bir müşteri de sigara istedi, aldı elimden bunu da yaz deyip yüzüme kapıyı kapattı. Moralim bozuluyor; ama çok uzun sürmüyor. Kendimi toparlıyorum; çünkü bu işi yapıyorum, bunlara alışık olmam lazım. Damacana su dağıtmaya başlamıştık. Damacanın tutacağı yok ve merdivende yuvarlanmıştım. Eskiden ilk zamanlarda bahşiş veriyorlardı, elim ayağım düzgün görünce vermemeye başladılar. Hatta bir müşterim, ‘Elin ayağın çok düzgün, sen sahibi misin?’ diye sordu. Ben de ‘evet’ deyince, ‘Bahşiş vermeye çekiniyordum, poğaça yapmıştım’ deyip poğaça verdi. Bahşişlerimi kimsesiz çocuklara ve çevremde ihtiyacı olanlara verdim.”