'OHAL'den sonra hapishanelerde sağlık hakkı ihlalleri arttı'
CİSST/TCPS "Hapiste Sağlık" başlıklı çalışmalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıda hasta tutuklu ve hükümlülerin durumuna dikkat çekildi.
DUVAR - Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST)/ Türkiye Hapishane Çalışmaları Merkezi (TCPS) "Hapiste Sağlık" başlıklı çalışmalarına ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Hasta Mahpuslar Ağı temsilcisi Berivan Korkut, 15 Temmuz'dan sonra ilan edilen Olağanüstü Hal ile birlikte cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin yaşadıkları hak ihlallerini anlattı.
'OHAL'DEN SONRAKİ KISITLAMALAR SAĞLIK HAKKI GASPI'
Toplantıda sunum yapan CİSST Yönetim Kurulu üyesi ve Hasta Mahpuslar Ağı Temsilcisi Berivan Korkut, projelerinin ilk ayağının tutuklular ve hükümlülerle mektuplaşarak, sağlık durumları hakkında bilgi almak olduğunu aktardı.
Projelerinin ikinci ayağında ise tutuklu ve hükümlülerle çalışan hekimlerle görüştüklerini söyleyen Korkut, tutukluları neden kelepçeli tedavi etmemeleri gerektiğini anlattıklarını ifade etti. Korkut, son olarak da hasta tutuklu ve hükümlülerin durumlarını kamuoyuna anlattıklarını kaydetti.
'KELEPÇELİ MUAYENEDE CİDDİ ARTIŞ OLDU'
Korkut, "OHAL'den sonra temizlik malzemelerine ilişkin ciddi hak kısıtlaması başladı, bunlar sağlığı etkileyen şeyler. Hapishanelerdeki doluluk oranın 15 Temmuz'dan sonraki artışı zaten sağlık meselesi. Kalabalık ortamlarda kalmaktan kronik sorunlarda ciddi artışlar oldu. Bir çoğu ya tedavi edilmiyor, edilenler de kelepçeli tedavi dayatması yüzünden tedavi olmak istemiyorlar. Kelepçeli muayene ciddi artış oldu. Hasta tutukluların sevkleri zorlaştı" dedi.
Hasta tutuklu ve hükümlülerin yaşadıklarını anlattığı kısa film gösterimi yapıldığı toplantıda; yaşanan hak ihlalleri, tedavi aşamasında karşılaşılan zorluklar, hastaneye sevklerinin ve ilaçların verilmesinde keyfi tutum iddiaları da aktarıldı.
'PSİKOLOG SAYISI SINIRLI'
Film gösteriminin ardından tekrar söz alan Berivan Korkut, ruh sağlığı problemleri olanların hastane sevkinde ciddi sıkıntılar yaşandığını, sevk edilenlerin hapishaneden daha kötü koşullarda tutulduğunu dile getirdi.
Korkut, ruh sağlığı bozuk hastaların kişisel başvuru yapamadıkları için müdahale imkanının zor olduğunu vurgulayarak, hapishanelerde psikolog sayısının çok sınırlı olduğunun altını çizdi.
'KİŞİSEL BİLGİLERİN VERİLMESİ AYRIMCILIĞA NEDEN OLUYOR'
Hapiste sağlık konusunda adli ve siyasi tutukluların farklı dezavantajları olduğunu söyleyen Korkut, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Siyasi tutukluların hastaneye giderken işledikleri 'suçları' doktora verilen evraklarda yazıyor. Bir doktora kişinin ayrıntılarını verilmesi ayrımcılığı arttıran sebepler oluyor. Belli hapishanelerde diş hekimi var ama hekimler de bu konuda yapabilecekler müdahaleler çok sınırlı, tıbbi malzemeler çok yetersiz. Her hapishanede en az bir doktor sürekli bulunmalı. "
Korkut son olarak sağlık hakkının temel insan hakkı olduğunu ve kişilerin temel insan haklarıyla cezalandırılamayacağını belirtti.