Veli Saçılık'ın yerde sürüklenen annesi: 17 yıldır etek giymedim
'İşimi geri istiyorum' eylemi yapan oğlu Veli Saçılık gözaltına alınırken yerlerde sürüklenen anne Kezban Saçılık, 17 yıl önce Burdur'da da aynı şeyi yaşadığını belirterek, "O zaman da beni taşların içinde sürüklemişlerdi, elbiselerim çıkmıştı. Ondan sonra bir daha hiç etek giymedim" dedi.
ANKARA - "Dışarıdakilere, 'benim vatandaşıma şiddet uygulama, atla-itle kovalama' diyor ama beni Yüksel Caddesi'nde metrelerce sürüklüyor. Çocuğumun arkasındayım, devlet utansın."
Bu sözler Kanun Hükmünde Kararname ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nda sosyolog olarak çalışırken bir gecede işinden olan Veli Saçılık'ın annesi Kezban Saçılık'a ait. Saçılık'ın kendisi gibi ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'yla birlikte yaptıkları eyleme bir kez daha polis müdahale etti ve bu müdahale sırasında anne Kezban Saçılık da yerlerde sürüklendi.
Sağlık Emekçileri Sendikası Genel Merkezi'nde oğluyla birlikte katıldığı basın toplantısında konuşan anne Saçılık, "Çocuklarımıza yaptıklarını bize de yapıyorlar. Dışarıdakilere 'benim vatandaşıma şiddet uygulama, atla-itle kovalama' diyor ama aynısını bana yapıyor. Metrelerce yerlerde sürüklediler beni" dedi.
'KENDİMİ BURDUR'DA GÖRDÜM'
Polis müdahale edince şuurunu kaybettiğini, 17 yıl önce oğlunun kepçeyle kolunun koparıldığı Burdur'da yaşadıklarına döndüğünü anlatan Kezban Saçılık şöyle devam etti: "Polis sürükleyince kendimi yeniden Burdur'da gördüm. Burdur'da beni taşların içinde yerlerde sürüklemişlerdi. Oğlum gibi elbiselerim çıkmıştı. Ondan sonra bir daha hiç etek giymedim."
'DEVLET UTANSIN'
Polislerin kendisine, "Oğlunu al, evine git" dediğini anlatan Kezban Saçılık, "Evine gitse, evinde nasıl oturacak? İşini, aşını, ekmeğini elinden aldılar. Ev yemek ister, ev gaz ister. Kirada oturuyorsun. Çocuğun var. Ha içeride, ha dışarıda, ikisinde de açlık var. Çocuğumun arkasındayım, devlet utansın yaptığından" dedi.
'ANNEMİN SÜRÜKLENMESİNE ÇOK ÜZÜLDÜM'
Açlık grevinin 9. gününde yaşanan müdahaleyi anlatan Veli Saçılık, hem üzüntülü hem de öfkeli olduğunu söyledi: "Polis direkt bana yöneldi, 5-10 polisin arasında kaldım. Yerde kasıklarımın arasına tekme attılar, çıplak kalacak şekilde üzerimi soydular. Vücudumu darp ettiler. Bu, polis aracında da sürdü. Bunun adı faşizm değilse nedir? Beni uğradığım şiddetten çok annemin yanımda sürüklenmesi daha çok üzdü, öfkelendirdi."
'O ÇİÇEĞİ EZMEYİ BIRAKIN'
Bugüne kadar bir çok benzer müdahaleye uğradıklarını anlatan Veli Saçılık, polisin bu müdahaleler sırasında hep, anıtın üzerinde duran çiçeği alıp yere fırlattığını, sonra da üstünde zıpladığını söyledi. Son olayda da aynı durumun yaşandığını anlatan Saçılık şunları söyledi: "Bana düşman olabilirsiniz ama anayasal olarak silahsız, şiddetsiz söz söyleme hakkım var. Birincisi polis bunu engelliyor. İkincisi polis o çiçeği yere atarak bütün insani duyguları da ayaklar altına alıyor. Artık bu çiçek ezmeyi bırakın, ailemize saldırmayı bırakın."
'GÖZALTILARI SERBEST BIRAKIN'
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Başkanı İbrahim Kara da yaptığı açıklamada, Hollanda'ya gösterilen tepkiyi hatırlattı, "Demokrasiyi de, insan haklarını da, özgürlükleri de kendilerine yontuyorlar. Bize de faşizm kalıyor. Faşizan uygulamalara son verin. Gözaltında bulunan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'yı serbest bırakın" çağrısı yaptı.