'Darbe oldu, polisin işi gücü var'

Kadın Dayanışma Merkezi’nin raporuna göre şiddetle mücadeleye OHAL bahane gösterildi. Merkezlere başvuran kadınlara “Darbe oldu, polisin işi gücü var” denildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kadın Dayanışma Vakfı bünyesindeki Kadın Dayanışma Merkezi, 2016 yılı faaliyet yılı raporuna göre, sadece Kadın Dayanışma Merkezi’ne bir yılda 336’sı maruz kaldığı şiddet nedeniyle olmak üzere 465 kadın başvurdu. Kadınların yüzde 22’sinin çocukları da anneleriyle birlikte şiddete maruz kaldı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gelişmelerin etkileri nedeniyle şiddete maruz kalan kadınlar görmezden gelindi ve "OHAL dönemi uygulamaları" gerekçe gösterildi.

'ŞİKAYETİNİ GERİ ALMAZSAN...'

Cumhuriyet gazetesinden Şeyma Paşayiğit'in haberine göre, kadınların büyük çoğunluğu vakfa başvurmadan önce savcılık, mahkeme, baro, adli yardım bürosu, Ankara Barosu Gelincik Merkezi gibi kurumlara başvurdu ancak kurumların duyarsızlıklarıyla karşı karşıya kaldı. Rapordaki örneklerden biri; dini nikâhlı olduğunu söyleyen kadın, savcılıkta “Resmi nikâhlı değilsin, çocuğunun soyadı eşininkiyle aynı, şikâyetini geri almazsan çocuğunu babaya veririm” ifadeleriyle karşılaşınca şikâyetinden vazgeçiyor. Bir diğeri; eşinden defalarca şikâyetçi olan ancak sonuç alamayan kadının duruşmasında tanık olan oğluna, hâkim tarafından “Bak iyi düşün, sonuçta babandır, bir şey olursa sonra sen üzülürsün” denilmesi üzerine oğlu ifadesini geri çekiyor ve dava delil yetersizliği nedeniyle düşüyor.Cumhuriyet gazetesinden Şeyma Paşayiğit'in haberine göre,

YANLIŞ BİLGİLER VERİLİYOR

Vakfa başvuran kadınlardan 117’si polis karakolu, ilçe Emniyet müdürlüğü, hastane polisi, jandarma karakolu ve 155 Polis İmdat Hattı gibi kurumlara şiddet esnasında veya sonrasında bu şiddeti durdurmak ve şiddet uygulayan kişiden şikâyetçi olmak için başvurdu, ancak başvurular işe yaramadı. Kolluk güçlerine başvuran kadınlar; ciddiye alınmadı, eksik bilgilendirildi, ifadesi kayda geçmedi hatta suçlayıcı ifadelerle karşı karşıya kaldı. Yine rapordaki bir örnekte, jandarma karakoluna başvuran 9 ve 4 yaşlarında çocukları olan bir kadına, "Seni sığınmaevine yerleştiririz ama çocuklarını yetiştirme yurduna vermen gerekir" şeklinde yanlış bilgi veriliyor ve kadın başvuru yapmaktan vazgeçiyor. Bir başka örnekte maruz kaldığı cinsel şiddetin hemen ertesinde şikâyetçi olmak için karakola giden kadın 12 saat süreyle yazılı ifadesi alınmadan bekletiliyor, bu sürede birçok polis memuru kendisine olayı en baştan sözlü olarak anlattırıyor. Kadınla görüşen polis memuru bakire olup olmadığını sorup, “Bakire değilsen tecavüz sayılmaz” demesi olayın ne boyutlarda olduğunu gözler önüne seriyor.

ŞİDDETE MARUZ KALAN KADINLARA OHAL BAHANESİ

15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’in bilançosu kadınlara ağır oldu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hem “aileyi korumak” hem “kadına şiddeti önlemek” için kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’ne başvuran kadınlar, koşulların kötülüğünden dolayı sığınağa tahammül edemedi. Şiddete maruz kalan kadınlar, devlet kurumları tarafından görmezden gelindi.

'DARBE OLDU, POLİSİN İŞİ GÜCÜ VAR'

Rapor, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gelişmelerin bazı kurum ve kuruluşların işleyişlerine etkileri nedeniyle şiddete maruz kalan kadınları olumsuz yönde etkilediğini ve daha önce de yaşanmakta olan aksaklıkların OHAL dönemi ve uygulamaları ile gerekçelendirildiğini gösterdi. Kadınların anlatılarından; polislerin “Darbe oldu, polisin işi gücü var” diyerek herhangi bir işlem yapmaması, savcıların "çok sayıda dosya olduğu" gerekçesiyle “hiç davayla falan uğraştırmaması” gerektiğini söylemesi yine 15 Temmuz sonrası karakola giden kadına "tüm dosyalarımız şiddet gören kadınlarla dolu, hangi birine bakalım, sizinki basit bir taciz olayı" denmesi, psikiyatri tarafından “25 yıl sonra mı aklın başına geldi, şimdiye kadar niye bir şey yapmadın?” benzeri suçlayıcı ifadeler kullanılması OHAL bilançolarının da göstergesi oldu.