Duvar Arkası: Demirtaş açlık grevini neden bitirdi?

Demirtaş açlık grevini ilk gününde bitirme kararını neden aldı? Adil Öksüz'ü İçişleri Bakanlığı aldı Adalet Bakanlığı bıraktı... Halkbank yönetici Hakan Atilla tutuklanınca ortaya çıkan yeni durum... FETÖ davası tanığı eski polis şefi Diyanet dergisinin hakemi..

Google Haberlere Abone ol

CEZAEVLERİNDEKİ AÇLIK GREVLERİ

Cezaevlerinde bir buçuk aydır devam eden açlık grevleri, tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile HDP milletvekillerinin de bu eyleme destek kararlarını açıklamasıyla başka bir boyuta sıçradı.

OHAL sürecinde her cezaevinde, yönetimin tamamen keyfi bir takım uygulamalarla tutuklu ve hükümlüleri pek çok haklarından yoksun bıraktıkları biliniyor. Havalandırma saatlerinin kısıtlanması, cezaevlerine kitap sokulmaması, mahkûmların dışarıyla tek iletişimi olan mektuplaşmanın engellenmesi, savunmalarını hazırlamalarının zorlaştırılması, hastaneye gidiş gelişlerde çıplak arama yapılması vb. uygulamalar OHAL sürecinde en sık duyulan şikâyetler.

Duyduğumuza göre HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın cezaevlerindeki olumsuz koşulları protesto amacıyla açlık grevine destek vereceğini açıklamasının ciddiyetini Edirne Cezaevi yönetimi önce anlamadı hatta umursamaz bir tavır sergiledi. Ancak Cezaevi yönetimi Demirtaş’ın ve onunla aynı hücreyi paylaşan HDP Hakkari milletvekili Abdullah Zeydan’ın açlık grevine başladığı gün olumlu adım atacağını söyledi ve Demirtaş ile Zeydan eyleme son verdi. Konuştuğumuz HDP yöneticileri bu kararın ardından henüz Demirtaş’la görüşülmediğini, bu nedenle cezaevi yönetiminin verdiği sözü bilmediklerini söylediler ama “Eylem ses getirdi ki, olumlu sonuç aldıklarını söyleyerek bitirdiler. Diğer cezaevlerine de örnek olmasını diliyoruz” demekle yetindiler.

GÖZALTINA ALAN İÇİŞLERİ, BIRAKAN ADALET BAKANLIĞI

adiloksuz Adil Öksüz

15 Temmuz darbe girişiminin kilit isimlerinden biri olarak gösterilen Adil Öksüz ile ilgili sorulara her gün bir yenisi ekleniyor. Geçtiğimiz hafta Öksüz’ün darbe girişiminden 6 gün sonra ABD Konsolosluğu'ndan telefonla aranmasını konuştuk. Öksüz’ün yurt içinde saklandığı yorumlarına bir de büyükelçilikte saklandığı iddiası eklendi. Öksüz’le ilgili sır perdesi aralanacağına yanıt bekleyen sorular artarken 5 ay önce Öksüz ile ilgili sorulan bir soruyu ve yanıtını hatırlatmakta fayda var.

Yer: Meclis Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu. Dinlenilen isim darbe girişimi sonrası görevden alınan İçişleri Bakanı Efkan Ala. Kendisine soru soranlar CHP’li Aytun Çıray ile Aykut Erdoğdu. İşte Meclis tutanaklarında yer alan o konuşma:

AYTUN ÇIRAY: Jandarma size bağlıydı. Adil Öksüz’ü tanıyor musunuz, bıraktırılmasında rolünüz oldu mu?

EFKAN ALA: Hayır, kardeşim. Emniyet bana bağlı, Jandarma bana bağlı ve onu gözaltına alan biziz. Onu Adalet Bakanlığına soracaksınız... Emniyet, Jandarma ya da güvenlik birimi yargının serbest bıraktığı bir şeyi tutabilir mi?

AYKUT ERDOĞDU: Jandarma ilk tutukladığında İçişleri Bakanı sizdiniz. 

EFKAN ALA: Güvenlik birimleri aldı, götürdü, teslim etti yargıya. Yargı soruşturması, bizim Bakan olarak o dönemde de “Dosyayı getirin, ben bir bakayım, ne var ne yok” diyeceğimiz bir husus değil.

EFKAN ALA: Emniyet yakalamış, götürmüştür, orada yargı da serbest bırakmıştır, soruşturmalar devam ediyor, sonucunu siz de bekleyin, biz de.

Bu diyaloğu hatırlatarak ne anlama geldiğini sorduğumuz Adalet Bakanlığı bürokratları ise Adil Öksüz ile ilgili en sert açıklamaların Efkan Ala’nın işaret ettiği Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan geldiğini hatırlatmakla yetiniyorlar.

HALKBANK YÖNETİCİSİNİN TUTUKLANMASINA DAİR SORULAR

Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran konu, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın Amerika’da tutuklanması oldu. Rıza Sarraf ile aynı cezaevine gönderilen Atilla, Amerika’nın İran’a yönelik ambargosunu delmekle ve bankacılık dolandırıcılığıyla suçlanıyor. Ekonomi bürokrasisinin tecrübeli isimlerine bu tutuklamayı sorduk. Olaya dair pek çok bilinmez olduğunu söyleyerek yorum yapmaktan kaçınan bürokratların sorularını alt alta sıralayalım:

- Halkbank’ın uluslararası bankacılıktan sorumlu yöneticisi Hakan Atilla, Rıza Sarraf davası devam ederken ve dosyada Halkbank ile ilgili iddialar herkesçe bilinirken neden ABD’ye gitti? Tutuklanacağını bilmiyor muydu?

Mehmet Hakan Atilla Mehmet Hakan Atilla

- Hakan Atilla bildiklerini anlatmak üzere bir anlaşma mı yaptı?

- Rıza Sarraf’ın avukatı olmak için başvuran ve ABD Başkanı Trump’ın yakın dostları olarak bilinen ABD eski Adalet Bakanı Michael Mukasey ile New York eski Belediye Başkanı Rudolph Giuliani, Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne görüştüler?

- Michael Mukasey aynı zamanda görevden alınan Başsavcı Preet Bharara’nın yerine getirileceği söylenen Marc Mukasey’in babası. Müstakbel başsavcının babasının Sarraf’ın avukatı olmasına Amerikan adalet sistemi izin verecek mi?

- Savcılık, bu iki ismin savunma ekibine katılmasına itiraz etti. Sarraf’ın avukatları ise mahkeme hâkimine, Mukasey ile Giuliani’nin duruşmalara katılmayacaklarını, 'yardımcı' rol üstleneceklerini açıkladılar. Sarraf davasına bakan hâkim Richard Berman, Giuliani ile Mukasey hakkında 4 Nisan’da karar verecek. Bu karar davanın seyrini nasıl etkileyecek?

- Bharara’nın ardından New York Güney Bölgesi Başsavcı Vekili olarak görev yapan Joon Kim, Giuliani ile Mukasey’in savunma makamının söylediğinin aksine davada kritik rol üstlendiklerini öne sürdüğü dilekçesinde, Giuliani’nin bağlı bulunduğu hukuk firmasının Türkiye’nin ABD’deki lobi faaliyetlerini üstlendiğini ifade etmişti. Bu isimlerin, AK Parti iktidarı ve Erdoğan ile bir ilişkisi var mı?

kemal12 Kemalettin Özdemir

- Hakan Atilla’nın hâkim karşısına çıkacağı 10 Nisan’daki ikinci duruşmada gündeme getirilecek iddiaların 16 Nisan’da yapılacak referanduma yansıması olur mu?

KEMALETTİN ÖZDEMİR DİYANET’İN DERGİSİNDE

Adını, Emniyet’teki KÖZ’cüler (FETÖ’nün eski Emniyet İmamı olduğu iddia edilen Kemalettin Özdemir’in ekibi) ile KOZ’cular (Emniyet’in Özdemir’den sonraki örgüt imamı olduğu iddia edilen Kozanlı Ömer’in ekibi) kavgasıyla duyduğumuz Kemalettin Özdemir, FETÖ Çatı Davası’nda tanıklığına başvurulan kilit isimlerden biri. Kendisi hem davada hem de katıldığı bir televizyon programında örgütle ilişkisini detaylarıyla anlatmış, 2009 yılında örgütle bağını kopardığını söylemişti. Özdemir, örgüt tarafından zehirlendiğini, ölümle tehdit edildiğini ve örgüt hakkında bildiklerini devletle paylaştığını da ifade etmişti.

Bir dönem, Adil Öksüz’ün de hocalık yaptığı Sakarya Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Kemalettin Özdemir, Diyanet görevlisi olarak Afrika ülkelerinde ve Saraybosna’da çalıştığını, 2009 yılında Türkiye’ye döndükten sonra Ankara’daki Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’ne atandığını kendisini anlatmıştı. Özdemir halen burada görev yapıyor. Ankara’da Kemalettin Özdemir’i Diyanet’te sık sık gördüklerini söyleyenler bu ziyaretlerin sebebini merak ediyor. Özdemir’in Diyanet’le ilişkisinin ne düzeyde olduğunu bilmiyoruz ama adı Diyanet’in ‘İlmi Dergi’sinin aralık ayında çıkan ‘Ahmet Yesevi Özel Sayısı’nda ‘sayı hakemleri’ arasında yazıyor.