Kapıyı açan Bahçeli oldu
Erdoğan'ın 1993'te karşı olduğunu söylediği başkanlık sistemi AK Parti iktidarıyla birlikte tekrar gündeme geldi. AK Parti'nin 2013'te Meclis'e sunduğu öneriye diğer partiler karşı çıkınca sonuç alınamadı. Erdoğan sık sık dile getirse de, rafa kaldırılmış görünen başkanlık sistemi için referandum kapısını açan Devlet Bahçeli oldu.
ANKARA - Türkiye’de sistem tartışmalarının mazisi eski. ‘Başkanlık’ önerileriyle öne çıkan, eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dı. Önerisi, ‘Amerikan tipi başkanlık’tı. Özal’dan sonra Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Süleyman Demirel de kendi döneminde ‘başkanlık’ dedi ama AK Partili yıllarda ‘Türkiye’nin bu sisteme hazır olmadığını’ söyledi. Sistem tartışmaları, 3 Kasım 2002’de iktidara gelen AK Parti ile devam etti.
1993’TE ‘EMPERYALİZMİN TAVSİYESİ’
AK Partili Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Ocak 2003’te konuyu gündeme getirdi, ardından Recep Tayyip Erdoğan da ‘başkanlık’ sistemini istediğini açıkladı. Erdoğan, gerekçe olarak ‘bürokratik oligarşi ile mücadeleyi’ gösterdi. 1993 yılında, Refah Partisinin İstanbul İl Başkanı iken Erdoğan ‘başkanlık’ için, “Türkiye şimdilik buna hazır değil. Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesi. Bunun oluşması için siyasette serbest piyasanın oluşması lazım” demişti. 10 yıl sonra iktidardayken ise kendisi için ideal olanın ‘Amerikan tipi başkanlık’ olduğunu şu sözlerle anlattı: “Başkanlık ve yarı başkanlık sistemi benim siyasette arzumdur. Olmasını isterim.”
AK PARTİ ÖNERİSİNİ 2012’DE MECLİS’E GETİRDİ
Yeni anayasa tartışmalarıyla paralel yürüyen başkanlık tartışmalarında AK Parti ilk somut adımını 2012’de attı. Meclis’te grubu bulunan partiler, 12 Haziran 2011 Genel Seçimi öncesi halka yeni anayasa sözü vermişti ve Anayasa uzlaşma Komisyonu çalışmalara başlamıştı. AK Parti, Kasım 2012’de, Anayasa Uzlaşma Komisyonu aracılığıyla Meclis’e ‘başkanlık sistemi’ getiren önerisini sundu. Siyasi iktidarın, çözüm süreciyle eş zamanlı olarak yürütmek istediği yeni anayasa çalışmaları için komisyon yaklaşık iki yıl çalıştı ama partiler arasında temel konularda uzlaşma sağlanamaması üzerine 25 Aralık 2013’te yeni anayasa rafa kaldırıldı.
EYALET SİSTEMİNDE BİR İLERİ BİR GERİ
Başkanlık önerisi, beraberinde eyalet sistemi tartışmalarını da getirdi. Erdoğan, Mart 2013’te, yine katıldığı bir televizyon programında, “Güçlü bir Türkiye asla eyalet sisteminden korkmamalı” diyerek, 2023 yılını işaret etti. 16 Nisan Pazar günü referanduma sunulacak olan teklifin eyalet sistemini getireceğini söyleyen CHP ve hayırcı MHP’lilere karşılık iktidar partisi bu iddiayı reddetti.
Referanduma sayılı gün kala, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Şükrü Karatepe’nin yazısında ‘önce başkanlık, sonra eyalet sistemi’ni savunduğunu söyleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sert bir açıklama yapınca Cumhurbaşkanı Erdoğan zaman kaybetmeden yanıt verdi, “Ben ne diyorum, sen ona bak. Böyle bir şey yok” dedi.
FİİLİ BAŞKANLIK
Başkanlık sistemini yeniden tartışmaya açarak Türkiye’yi 16 Nisan referandumuna taşıyan da Bahçeli’ydi. 10 Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilk kez halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı sıfatını alan Erdoğan, Bakanlar Kurulu’na başkanlık edince kimilerine göre ‘fiili başkanlık’ dönemi başlamıştı. 5 Mayıs 2016’da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun istifası da ‘fiili başkanlık’ iddiasını güçlendirdi.
BAHÇELİ’DEN SÜRPRİZ BAŞKANLIK ÇIKIŞI
15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Bahçeli, 11 Ekim 2016’da partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı sürpriz çıkışla başkanlık sürecini başlattı. “Türkiye’nin yeni bir toplum sözleşmesine ihtiyacı vardır ve sorumluluk hepimizin sırtındadır” diyen Bahçeli, ‘Cumhurbaşkanı’nın fiili başkanlık zorlamasından vazgeçmesi gerektiğini, vazgeçmeyecekse fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemlerinin aranması gerektiğini’ söyledi.
MHP’den AK Parti’ye geçen Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, “Sayın Bahçeli çok deneyimli ve kurt bir siyasetçidir… AK Parti'nin bu tuzağa karşı çok dikkatli olması gerekir” açıklamasıyla dikkat çekti. Bahçeli’nin başkanlık çıkışına itiraz eden MHP milletvekilleri ise partiden ihraç edildi.
HDP’SİZ BAŞKANLIK GÖRÜŞMELERİ
OHAL sürecinde, 4 Kasım 2016’da, HDP Eşbaşkanları da dâhil olmak 9 HDP milletvekili gözaltına alınarak tutuklandı. Bahçeli’nin AK Parti’ye tuzak mı kurduğu yoksa başkanlık önerisine, ‘Yenikapı ruhu’ ile daha da belirginleşen ‘derin bir anlaşma’nın mı neden olduğu anlaşılamazken AK Parti aralık ayında teklifini Meclis’e sundu.
Başkanlık, yarı başkanlık, Türk tipi cumhurbaşkanlığı, partili cumhurbaşkanlığı tartışmaları sürerken Anayasa Komisyonu gece gündüz mesai yaptı ve 9 günde teklif Genel Kurul’a gönderildi. Teklifin 18 maddesinin Genel Kurul’daki oylanmaları sırasında gerilim fiziksel şiddete vardı, milletvekillerinden yaralananlar oldu.
OYLAMANIN GİZLİLİĞİNİN İHLALİ
CHP ve HDP’nin itiraz ettiği 18 maddelik teklif, 20 Ocak 2017’de Meclis’te kabul edildi. Oylamalara, açık oy kullanan AK Parti ve MHP milletvekilleri damgasını vurdu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk açıklaması, “Vekiller özgür iradesiyle oy kullansaydı paket geçmezdi... Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız” oldu ama CHP Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaktan vazgeçti.
OHAL’DE REFERANDUM KAMPANYASI
OHAL’de başlayan referandum kampanyalarında HDP’de tutuklamalar devam etti. CHP, ‘evet’ kampanyası için devletin tüm olanakları seferber edilirken ‘hayır’ için çalışanların tehdit altında olduğunu savundu. AK Parti ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da destek olduğu referandum kampanyasında,‘evet’ çıkması halinde anayasanın “halkın anayasası” olacağını savundu.