Erdoğan: Kuzey Suriye'de cahillere izin vermeyiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: "Kuzey Suriye'de hükümet falan kuruyorlar, izin vermeyiz..."
DUVAR - Atlantik Konseyi Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan Suriye'deki Kürt kantonları için açıklama, "Cahil cesur olur derler. Bunlar da öyle gidiyor. Bakanlar Kurulu falan kuruyorlar. Bunlara izin vermeyiz..." Erdoğan ayrıca ABD'den de "Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tehditleri anlamasını istediklerini" söyledi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
YENİ SINAMALARLA KARŞILAŞIYORUZ: Hiçbirimiz ne kadar uzakta olursa olsun başka bölgelerdeki sorunlardan muaf değiliz. BM Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği'nin itibarı birkaç ülkenin çıkar hesabına kurban ediliyor. Dost ve kardeş Makedonya'nın bir an önce huzura kavuşmasını arzu ediyoruz. İyi ve kötü tüm gelişmelerden hep birlikte etkilendiğimiz günümüz dünyasında el ele vermeden meselelerimizi çözemeyiz. Örgütlü suçlar, siber saldırılar, gıda güvenliği, iklim değişikliği, İslam düşmanlığı gibi yeni tehditlerle, yeni sınamalarla karşılaşıyoruz. Adil olmayan bir sistem sürdürülebilir de değildir.
KENDİM SÖYLEDİM KENDİN DİNLEDİM: Şayet BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, uluslararası toplum Suriye konusunda dirayetli davransaydı rejim kimyasal silah saldırılarıyla bu zulmü gerçekleştirebilir miydi? Bu benim yaklaşık 6 yıldır işlediğim bir konudur. Uluslararası toplantılarda, G-20 görüşmelerinde işlediğim bir konudur ama sadece kendim söyledim kendim dinledim. Bir sonuç alamadım. Ben devlet terörünü anlamakta zorlanıyorum. Devlet terörü bundan daha başka nasıl olabilir? Katil Esed, bir devlet terörü estirmektedir. Karşı olmaları gereken en önemli ülke ve lider Suriye'dir. Bununla ilgili adımı kararlı bir şekilde atmış olsaydık, bugün 1 milyona yakın insan Suriye'de ölmezdi. 1.5 milyon insan Lübnan'a, 1 milyona yakın insan Ürdün'e iltica etmezdi.
'DOST ACI SÖYLER' DEDİK: Birçok ülkenin görmezden geldiği ve zamana oynadığı krizlerde Türkiye gerçek anlamda sorumluluk üstlenmiştir. Bölgemizi ve güvenliğimizi ilgilendiren konularda “Dost acı söyler”diyerek tezlerimizi ortaya koyduk. Irak’a giderek mezhep fanatizmine dikkat çektik. Aslında Irak’taki olay sadece mezhebi de değildir onu söyleyeyim. Mezhep kaynaklı yayılmacı bir etnik anlayışın tezahürüdür. Ve yayılmacı olan bu Pers mantığını çok iyi bilmemiz lazım. Tedbiri almazsak, tarih tekerrür eder. Yemen’de, Libya’da, Mısır’da demokrasiden, milli iradeden yana tavır aldık. 6 yıldır kendi imkanlarımızla 3 milyon sığınmacıyı barındırıyoruz. STK'larla birlikte orada yaptığımız harcama 25 milyar doları bulmuştur. AB'den bugüne kadar bize gelen nedir? 2016'nın Temmuz ayında 3 milyar Euro vereceklerdi. Şu an 735 milyon Euro geldi. BM Yüksek Komiserliğinden de 550 milyon Euro geldi. Durduracak mıyız? Hayır durdurmayacağız. Varil bombaların altında mücadele eden insanların kaçışlarına biz sessiz kalmayacağız.
3 BİN IŞİD'CİYİ ETKİSİZLEŞTİRDİK: İşte Fırat Kalkanı harekatıyla DEAŞ'ı sınırlarımızdan uzaklaştırdık. 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı biz o topraklarda etkisiz hale getirdik. Uluslararası basında yer alan yalan yanlış haberleri de burada deşifre etmekte fayda görüyorum. 50 bin civarında Suriyelinin bölgesine dönmesini sağladık. Bu operasyon, DEAŞ'a en büyük darbeyi indirdi. Teröristlerden temizlediğimiz bölgede normal hayata dönmeye çalışıyoruz. Dostlarla konuşurken hep şunu dile getiriyorum, güvenli bir bölge ilan edelim. Burayı uçuşa yasak bölge ilan edelim. Eğit - donat çalışmalarımıza da burada devam edelim. Maalesef söyledikleriniz çok güzel, teklif yerinde demelerine rağmen bu adımı atamadılar. Yapılan hep terör örgütlerine destek şeklinde devam etmiştir. Bu yapılmış olsaydı Suriyeli, Suriye'yi terk etmeyecekti. İstediğimiz, oralarda konutlar inşa edelim. Eğitim,sağlık gibi sosyal alanlar kurarak yeni bir şehir inşa edelim dedik. Maalesef yapamadık. Terör örgütlerine karşı sergilenen ikircikli tavrın bir an önce terk etmesi gerekiyor. Terör örgütlerinin iyisi kötüsü olabilir mi? "Bu terör örgütü benim yanımda, bu iyidir" denebilir mi? Hepsi terör örgütüdür, kötüdür.
YPG PKK'NIN DÜŞÜK ÇOCUDUR: Şu andan itibaren dünya, bu katillerden kurtulacaktır. Sırf DEAŞ ile mücadele ediyorlar diye PYD-YPG gibi terör örgütlerinin temizlik harekatında yer alması doğru değildir. PYD'yi biz tanırız. YPG'yi biz tanırız. PKK terör örgütünün bunlar düşük çocuklarıdır. Onların yetiştirmesidir. Bölge bir çöküşün içerisinde. Medeniyetler çöküyor. İnsanlar ölüme mahkum ediliyor. Unutmayalım terör örgütleri akrep gibidir. Bir gün kendini besleyen eli de ısırır. Biz terör örgütleri arasında ayrım yapmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. Vatandaşlarımızın yaşama hakkını kast etmeye yönelik atılan adımlarla ilgili, bakın iki gündür sınırlarımıza havan toplarıyla atışlar yapılıyor. İşte şu an belli. Biz bunları karşılıksız bırakabilir miyiz? Gereğini yapıyoruz. Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanması kadar doğal bir şey yok. Kullanmaya da devam edeceğiz. Tehditler sürdüğü sürece gereken her tedbiri alacağız. Bir terör koridoru oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Kuzey Suriye'de devlet kurmaya teşebbüs eden cahiller var. Cahil cesareti derler ya... Kendilerine göre hükümet falan oluşturuyor. Biz buna müsaade etmeyiz. Biz bunu karşılıksız bırakmayız. Suriye'nin bölünmesine karşıyız. Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Terörle mücadeleyi içeride ve dışarıda sürdürmeye kararlıyız. Tüm müttefiklerimizden dayanışma bekliyoruz. Türkiye-ABD arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi bölgesel sorunların çözülmesi açısından önemlidir. Geçmişte ne gibi başarılar elde ettiğimizi hep birlikte gördük. Müttefiklik ilişkimiz, son dönemde büyük bir önem kazanmıştır. Trump ile temaslarımız Ocak 2017'den beri yoğunlaşıyor. Trump ile Türk-ABD ilişkilerinde beyaz bir sayfa açacağımıza inanıyoruz. Rejimin son kimyasal saldırıları sonrası ABD'nin verdiği cevap, geç kalmış olsa da alkışladığımız bir tavır olmuştur. Esed, masumların katledilmesine sessiz kalınmayacağını görmüştür. Trump ile 16 Mayıs'ta Washington'da kapsamlı görüşmeler gerçekleştireceğiz. İkili ilişkilerimizden tutun bölgesel sorunlara kadar bir dizi konu ele alacağız. ABD'li dostlarımızdan beklentimiz, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditleri iyi anlamalı ve gereken dayanışmayı göstermelidir.