Eşini 15 Temmuz'da kaybeden Kantarcı: Kavurmacılara özgürlük şarkımız olarak kalır
15 Temmuz darbe girişimi gecesi hayatını kaybeden Halil Kantarcı’nın eşi Ayşe Kantarcı, Ömer Faruk Kavurmacı’nın tahliye edilmesine tepki gösteri. Kantarcı sosyal medya hesabından "Tutmayacağınız ya da tutamayacağınız sözler vermeyin, yaramıza tuz basmayın" paylaşımı yaptı.
DUVAR - Darbe girişimin yaşandığı 15 Temmuz'da darbeci askerler tarafından öldürülen Halil Kantarcı’nın eşi Ayşe Kantarcı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş'ın 'FETÖ' soruşturmasında tutuklanan damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın sağlık sorunları gerekçe gösterilerek tahliye edilmesini eleştirdi.
Sosyal medya hesabında yazdığı mesajda Kantarcı, "En nihayetinde ‘kavurmacılara özgürlük’ dillerde şarkımız olarak kalır bizim" diye yazdı.
Ayşe Kantarcı şunları yazdı:
“15 temmuz... 16 temmuz sabahı henüz eşimin şehadet haberini almadan önce bir yandan korku ve endişe ile eşimden gelecek bir haber beklerken bir yandan da tv de gelişmeleri seyrediyordum . Köprüde 60 ölü var dediler . Ve ben "60 haneye ateş düştü dedim "içim yandı . Eşimden haber yoktu "acaba dedim acaba o da mı ? "Sonra "hayır olmaz , o gittiği her yerden döndü" dedim ,benim içim hiç bir zaman olmadığı kadar rahat , eğer ona bir şey olsaydı ben hissederdim benim de canım yanardı "diye teselli ettim kendimi , ama dinmeyen bir merak ... Sonra acaba" şehit oldu da o yüzden mi içim rahat " diye düşündüm , " yok değildir ,çıkıp gelecek , fotoğrafını çekip Twitter'a koyacak ve " ben buradayım , beni merak etmeyin " diyecek dedim " evin içinde deli gibi dönüp dururken . Bir sürü telefon sesinden sonra bir zil sesi , iki arkadaş geldi " Halil yaralı , hastane de seni götürmeye geldik " dediler ve hastanede şehadet haberini aldım.
16 temmuz günü tüm bu olup bitenlerle ilgili sadece şunu düşündüm . "Ortada bir iktidar kavgası vardı , olan masum onca insana oldu . Ve şimdi "ibadet kısmı " tabir edilen bir sürü iyi niyetli , KANDIRILMIŞ , insanın canını yakacaklar , o "ihanet kısmı" tabir edilen ensesi kalınlara hiç bir şey olmayacak , onlar bir yolunu bulur sıyrılırlar muhakkak " dedim herkese . Ne yazık ki adalet yok biz bunu en iyi bilenleriz, 28 şubat mağdurları hala içeride ama 28 şubat zalimleri nerede ? bilemiyoruz . Bir 20 yıl sonra da 15 temmuz mağdurlarını konuşacağız ama 15 temmuz zalimlerinin yerini bilemeyeceğiz .
Benim eşim hiç kimsenin yerini sağlamlaştırmak için canını vermedi , tek bir gaye Allah Rıza'sı , vatan sevgisi , milletin selameti ... Ve ben yine bunlar için kendi Canımdan, 3 evladımdan vazgeçerim seve seve zira sonu şehadet.. Ama çok kırgınım , çok öfkeliyim. Ne olur du beni haksız çıkarsaydınız ?
Bir sürü insanı okulunda okumuş , sohbetine gitmiş , bir şekilde ilişmiş diye işinden gücünden ettiniz, ceza evlerine attınız hatta hiç ilgisi olmayan insanları bile mağdur ettiniz fakat esas zalimlere hiç bir şey olmuyor. Madem zalimleri cezalandıracak gücünüz yok o zaman masumları bırakın gitsinler , onların çocukları mağdur olmasın.
"Her yere çöreklenmiş ama siyasete ve siyasi yakınlarına bulaşmamış olan fetö yü ve onlara mensup hakiki zalimleri İlahi adalete bırakırız , önümüze bakarız . Tutmayacağınız , ya da tutamayacağınız sözler vermeyin, yaramıza tuz basmayın , gözümüze soka soka canımızı yakmayın, kanatmayın , acıtmayın artık , yakmayın yüreğimizi ...
"En nihayetinde "kavurmacılara özgürlük" dillerde şarkımız olarak kalır bizim.”