Tarihi un fabrikası çürümeye terk edildi
19. Yüzyıl'da yapılan Kasımpaşa'daki un fabrikası ikinci dereceden tescilli bina olmasına rağmen çürümeye terk edilmiş halde. Sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz: "Bu yapı yakın tarihli olmasına rağmen un fabrikaları bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Binanın kültür mirası olarak korunması gerekiyor."
DUVAR - İstanbul'un Beyoğlu ilçesindeki Bedrettin Mahallesi, 927 no'lu ada üzerinde bulunan tarihi Kasımpaşa un fabrikası çürümeye terk edilmiş durumda. Sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz ise, fabrikanın yakın tarihli olmasına rağmen korunması gereken bir tarihi yapı olduğunu söylüyor.
3 yapıdan oluşan un fabrikasının etrafı tahtalarla çevrilmiş durumda. Tarihi binanın iç ve dış kaplamaları dökülmeye başlamış. Mahalle sakinleri 3 yapıdan oluşan binanın iskeletinin geçen sene sağlam halde olduğunu belirtiyor. Şu an ise fabrikanın bir bölümü yıkılmış halde ve molozları binanın içerisinde duruyor. Konuştuğumuz bir mahalleli binanın madde bağımlılarının mekanı haline geldiğini söylüyor. Tarihi fabrikanın yıkılıp yerine alışveriş merkezi yapılacağı da mahallede konuşulanlar arasında.
'İSTANBUL'UN EN ESKİ UN FABRİKALARINDAN BİRİ'
İkinci dereceden tescilli olan yapıya ilişkin yeterli bilginin mevcut olmadığı belirtiliyor. Yükseköğretim Kurulu Tez Merkezi'nin arşivinde, 'Kasımpaşa Un Fabrikası restorasyon projesi' adı altında Pınar Ezgeç'in 1998 yılında hazırladığı Yüksek Lisans tezi bulunuyor. Tezde Kasımpaşa un fabrikasının rölöve çalışmaları ile bugünkü durumunun tespit edilmesi ve ikinci derecede tarihi eser olarak tescilli olan yapıya kendi içsel ve çevresel özellikleri ile uyumlu bir yeniden inşaa önerisi getirilmesinin amaç edinildiği kaydediliyor. Tezde un fabrikasının tarihsel özelliklerine ilişkin şu bilgelere yer veriliyor:
“19. yüzyılın ikinci yarısında Sultan Abdülmecit döneminde bir sanayi yapısı olarak inşa edilen fabrika, 1846 tarihli Büyükada Değirmen'inden sonra İstanbul'un en eski un fabrikalarından biridir. 12 Ocak 1852'de inşa izni çıkan değirmen binası ve 1928 yılında eklenen ikinci ve üçüncü depolar ile değirmen kompleksi büyük bir alana yayılmaktadır.”
'KORUNMASI İÇİN PROJELER ÜRETİLMELİ'
Sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz, un fabrikasının endüstri mirası olarak enteresan bir yapı olduğunu, bu yapının kendi dönemini hatırlatması açısından ayrı bir yeri bulunduğunu belirtirken şunları söylüyor:
“İstanbul'da Haliç'in her iki kıyısında yoğun bir endüstri mirası var. Dünyada endüstri devriminden sonraki yapılar ve fabrikalar da bir kültür varlığı olarak önemli kabul ediliyor. Bu yapılar bir dönemi hatırlatma özelliğine sahip. Dolayısıyla bu yapılar da korunuyor. İstanbul'da da bunun güzel örnekleri var. Bu örneklerden birçoğu yeniden değerlendirildi ama bildiğim kadarıyla Kasımpaşa'daki un değirmeni değerlendirilmedi. Bu anlamda Kasımpaşa'daki tarihi un değirmeni de bir dönemi ve bir dönemin teknolojisini yansıtıyor. Bu yüzden de değirmenin muhakkak korunması ve bununla ilgili olarak da projeler üretilmesi gerekiyor.”
'RESTORASYONU HEM SEMT HEM DE İSTANBUL İÇİN ÖNEMLİ'
Değirmenin aslına uygun olarak restore edilmesinin hem Kasımpaşa hem de İstanbul için önemli olduğunu belirten Yılmaz, bu yapıların çoğunlukla belgelenmeden yok olup gittiğini ifade belirtiyor. Yılmaz, Kasımpaşa'daki un değirmenin bu konuda biraz daha şanslı olduğunu ifade ederken şunları anlatıyor:
"Kasımpaşa'daki değirmen ile ilgili yine şanslıyız diyebiliriz, en azından konuyla ilgili hazırlanmış bir tez var. Bu yapıların mülkiyeti şahsa ait olsa bile insanlar ellerindeki kültür varlıklarını korumalı. Bu yapı yakın tarihli olmasına rağmen un fabrikaları bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Dolayısıyla Kasımpaşa'daki tarihi un değirmeni bir kültür mirası ve korunması gereken bir yapı. Burası gerekirse turizm amaçlı gerekirse de ticari amaçlı olarak kültür varlığı korunduktan sonra fonksiyonlandırılıp tekrar değerlendirimeli.”