Gülmen ve Özakça'yı tutuklama gerekçesi polisin 'tehdit anonsu' oldu
CHP milletvekillerinin volta atma eylemi yaptığı Yüksel Caddesi’nde polis destek için gelenlere, “Bu kişiler terör örgütü üyesi olmaktan tutuklanmıştır. Ona göre davranın” anonsu yaptı.
ANKARA - Açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklanmasının ardından Yüksel Caddesi’ndeki eylem boyut değiştirdi. Milletvekilleri, polis tarafından ablukaya alınan caddede “Ülke açık cezaevine döndü” diyerek volta attı.
Gülmen ve Özakça’nın tutuklanmasının ardından Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önündeki polis çemberi daha da genişletildi. TOMA’larla giriş çıkışları kapatılan sokaklarda esnaf dükkan açamadı, çalışanlar da kimlik göstererek alındı.
Yaşanan durumu protesto etmek için Yüksel Caddesi’ne gelen CHP milletvekilleri, bir ilke imza atarak volta atma eylemi yaptı. Öğle saatlerinde başlayan eylem oturma eylemi olarak geç saatlere kadar sürdü.
'ONA GÖRE DAVRANIN'
Bu arada sokağa alınmayanlar polis barikatı içindekilere destek olmak için aralıklarla slogan attı. Her atılan slogan sonrası polis aracındaki hoparlörden anons yapıldı. Alışık olunduğu gibi “Dağılın, dağılmazsanız zor kullanılarak dağıtılacaksınız” anonsunda bu kez dikkat çeken bir ek vardı. Polis, “Desteklediğiniz kişiler adli makamlarca terör örgütü üyesi olmaktan tutuklanmıştır. Ona göre davranın. Dağılmazsanız zor kullanılarak dağıtılacaksınız.”
Yüksel Caddesi’nde yaklaşık 6 saat süren volta eylemi yapanların Gazete Duvar’a değerlendirmeleri şöyle oldu:
'SOKAK GÖZALTINA ALINDI'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba: “İki genç insan Türkiye’de 100 bine yakın kişinin mağduriyetini dile getirdi. Seslerini duyurmak için açlık grevi yaparken tutuklandılar. Aileleri devam etti, onları gözaltına aldılar. Şimdi tarihe geçecek şeyler yaşamaya başladık. Önce İnsan Hakları anıtını gözaltına aldılar, bugün de sokak gözaltına alındı. Kısa bir süre önce sokağa çıkma yasakları vardı, şimdi sokağa girme yasağı var. Biz burada barışçıl şekilde geldik açıklama yaptık. Bir de hava atmadık, havlu atmadık, silah atmadık volta attık. Volta atarak hükümetin anti-demokratik tutumunu, şiddetini Türkiye dünya dünya duysun istedik. Biz siyasi görüşü ne olursa olsun herkese sahip çıkmaya devam edeceğiz. Onların adalet mücadelesini sürdüreceğiz. Bu hukusuzluklar bitene kadar farklı farklı eylemler yapmaya devam edeceğiz.”
'TUTUKLU HAKLARIMIZI KULLANIYOR VOLTA ATIYORUZ'
CHP Ankara Milletvekili Necati Yılmaz: “Bu eylemin mesajı, 12 Eylül cuntası sokaklara çıkmayı yasakladı, bugün ise AK Parti sivil cuntası sokaklara girişi yasaklıyor. Faşizm insan hakları anıtını kuşattı, ağaçları kuşattı. Türkiye açık bir cezaevine, sokak ve caddeler de cezaevi avlularına döndü. Madem yurttaş haklarını kullanamıyoruz. Tutuklu haklarımızı kullanırız, volta atarız. Biz de sokakları voltalıyoruz. Yürüdükçe sokaklar özgürleşir. İnsanları da bu yürüyüşe davet ediyoruz. Şiddete dayalı bir yönetim anlayışı geliştiriliyor. Herkesi de şiddetin içine çekmeye çalışıyor. Ama biz biliyoruz ki barışçıl eylemlerle daha da güçlü olduk. 7 Haziran ve referandum bunun örneği. Barış, demokrasi dilini kullanmaya devam ettiğimiz sürece toplumsal desteğimiz daha da büyüyecek. Polis provakasyonu ile şiddet ortamına çekmelerine izin vermeyeceğiz. Bunu başardığımızda ülkedeki tek şiddet unsurunun iktidar olduğunu göstereceğiz. Barışçıl dil ve eylemde ısrar edeceğiz.”
BIRAKIN YOL OLSUN
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir: “Garip denilecek bir eylem yaptık. Ama neredeyse hiç hak arama yöntemi bırakılmadı. Darbe girişimini fırsat bilen iktidar, OHAL ve KHK’larla yüzbinlerce insanın yaşamını kararttı. FETÖ ile mücadele adı altında tüm toplumsal muhalefeti susturdu. Bu nedenle iki genç insan açlığa yattı. Biz şimdi emek ve onur mücadelesi veren gençlerin bıraktığı yerden onur mücadelesine destek oluyoruz. Onlar bu ülkenin bütün insanları adına mücadele ettiler, biz de hem o iki insan hem de bu toplum adına mücadele ediyoruz. Nerede mazlum mağdur varsa hak arama yolu bitirilmiş insanlar adına mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bu iki insanın göreve başlatılmama gerekçesi olarak “yol olur” diyorlardı. Bırakın olsun, bu mağdur insanlara bir yol açılsın. Hak, hukuktan yana yol açılması gerek.”
BU DAVA SADECE BİZİM DAVAMIZ DEĞİL
KHK ile ihraç edilen Acun Karadağ: “Başlarken işimizi alana kadar vazgeçmeyeceğimizi söyledik. Sözümüzün arkasındayız. Yürüyemeyen, zor nefes alan Nuriye ve Semih’i alıp hücreye kapattılar. Artık sözün bittiği yer, eylem zamanı. Hergün öğle ve akşam saatlerinde buraya gelip açıklama yapmayı sürdüreceğiz. Milletvekillerinin geleceğini bilmiyorduk. Veli Saçılık ile geldik. Vekillerin arkasına sığınıyor değiliz. Burada olmaya devam edeceğiz. Gözaltı tutuklama ile bitiremezler. Bu artık sadece bizim davamız değil. Herkesin davası. Vicdan davası, hukuk davası, adalet davası.”
NURİYE VE SEMİH’İ YAŞATACAĞIZ
KHK ile ihraç edilen Veli Saçılık: “2000 yılında yaşadıklarım da büyük zulümdü. Kolumun koparılması annemin yerlerde sürüklenmesi. Ama şeklen de olsa mahkemeler vardı. Bugün ne yasa ne mahkeme var. Nazım Hikmet’in dediği gibi, “Değişen tek şey ensemizdeki yumruğun sahibi. Yumruk atanlar değişti ama yumruk aynı. Annemin daha fazla üzülmemesi için köye gitmesini sağladım. Şimdi burdayız. Polis Nuriye Semih’i alınca direniş biter. Sonra Veli’yi aldığında biter. Bitmez, ben giderim sonra annem gelir, başkaları gelir. Bu hak, hukuk mücadelesi. Bizim üzerimizden tüm toplumu teslim almak istiyorlar. Biz teslim olmayacağız, toplumu da teslim etmeyeceğiz. Nuriye ve Semih’i yaşatacağız. Bunu da pazularımız güçlü olduğu için söylemiyoruz. Çünkü haklıyız. Nuriye ve Semih’i almaya geldiklerinde evde Gezi, Tekel direnişi aradılar. Bence bunu aramak yerine insanlara haklarını vererek bu korkudan kurtulmalılar. Yoksa bu korkuyla ömür boyu yaşamak zorunda kalırlar.”