Halk TV 'yi Baykal'la konuşacak
Gazeteci Ayşenur Arslan, "Halk TV kendi kendisini imha ediyor" sözlerinin ardından Kılıçdaroğlu'nun kendisini aradığını yazdı. Konuşmanın ardından Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal'a konuşacak.
DUVAR - Halk TV'de bir 'Medya Mahallesi' programının sunuculuğunu üstlenen Birgün yazarı Ayşenur Arslan, kanalla ilgili olarak kullandığı "İktidar Cumhuriyet’i boğazlarken, BirGün’ü bitirmek için elinden geleni yaparken, sıra Sözcü’ye gelmişken, Halk TV kendi kendisini imha ediyor" ifadesiyle ilgili olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisini aradığını söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun "Halk TV bizim kontrolümüzde değil" dediğini aktaran Arslan, aralarında geçen diyaloğu Birgün'deki köşesinde şöyle özetledi:
Ayşenur Arslan: Biliyorum. Zaten ben de CHP’nin demedim. “CHP’nin elinin altındaki televizyon” dedim. Ancak, aradaki organik ilişki ortada. Kaldı ki, siz / ben bilsek de sokaktaki insana sorsanız CHP’nin televizyonu der. Ve oradaki her yanlışlık size fatura edilir. Nitekim şu sıralarda neler neler yazılıyor. Özellikle İstanbul’da neler oluyor bir bilseniz...
Kemal Kılıçdaroğlu: Biliyorum. Her şeyi biliyorum. Ama ne yapabiliriz ki! Televizyon bizim kontrolümüzde değil.
Ayşenur Arslan: Orasını bilemem elbette. Ben sadece, o kadar önemli bir kaynağın nasıl kullanıldığını yazabilirim.
Kemal Kılıçdaroğlu: Ben Deniz Bey’le bir konuşayım… Bakalım ne yapabiliriz...
Ayşenur Arslan'ın "Kılıçdaroğlu aradı ve dedi ki..." başlığıyla yayımlanan (27 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Geçen hafta, AKP iktidarının otoriter rejimi toplumun –en azından yarısının- rızası ile dayatmasından… Yani hegemonyadan... Ve bunu yapabilmek için din / eğitim / medya gibi aygıtlardan yararlanmasından... Yani bugünkü tablodan söz ederken, sözü Halk TV’ye getirmiştim.
CHP’nin elinin altında, sesini duyurabileceği pek az kaynaktan en önemlisinin heba edildiğini iddia etmiştim.
O gün, akşam saatlerinde CHP Lideri Kılıçdaroğlu aradı.
Yazmak için iznini aldığım konuşma özetle şöyle geçti:
KK: Ayşenur Hanım, Halk TV bize ait değil. Yani CHP’nin televizyonu değil.
BEN: Biliyorum. Zaten ben de CHP’nin demedim. “CHP’nin elinin altındaki televizyon” dedim. Ancak, aradaki organik ilişki ortada. Kaldı ki, siz / ben bilsek de sokaktaki insana sorsanız CHP’nin televizyonu der. Ve oradaki her yanlışlık size fatura edilir. Nitekim şu sıralarda neler neler yazılıyor. Özellikle İstanbul’da neler oluyor bir bilseniz...
KK: Biliyorum. Her şeyi biliyorum. Ama ne yapabiliriz ki! Televizyon bizim kontrolümüzde değil.
BEN: Orasını bilemem elbette. Ben sadece, o kadar önemli bir kaynağın nasıl kullanıldığını yazabilirim.
KK: Ben Deniz Bey’le bir konuşayım… Bakalım ne yapabiliriz...