'Hayatın Sesi' davası görüldü

KHK ile kapatılan Hayatın Sesi davasının ilk duruşması bugün İstanbul Adliyesi'nde görüldü. Açılan davaya tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş "Bu iddianame aklımızla alay etmek ve hakaret etmektir. Hayat Tv adından da anlaşacağı üzere hep hayatı savunmuştur" dedi. Emek Partisi Genel Başaknı Selma Gürkan ise 'gerçek bir demokrasinin sağlanmasının acil bir görev' olduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Hayatın Sesi televizyonuna “İştirak halinde zincirleme olarak terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.

İstanbul'daki Çağlayan Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 11.00’de başlayan davada, Hayatın Sesi Televizyonunun ortakları Mustafa Kara ve İsmail Gökhan Bayram ile televizyonun Genel ve Sorumlu Müdürü Gökhan Çetin şüpheli sıfatıyla ifade verdi.

Duruşmayı Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, EMEP MYK üyesi Abdullah Levent Tüzel, CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, kapatılan televizyonunun çalışanları ve çok sayıda kişi izledi.

hayat

'İDDİANAME İADE EDİLSİN' TALEBİ

Savunma yapan avukatlar, hazırlanan bu iddianameyle 3 sanığın kanun önüne çıkarılmayacağını belirterek, "İddianame iade edilsin" talebinde bulundular.

Duruşmada ilk olarak savunma yapan Mustafa Kara ise kamu yayıncılığının gerçekleri halka yansıtmak olduğunu anlatarak, şunları söyledi: "İsnat edilen suçlar, ülke gündemine dair yayınlar yapmak. Hayat Televizyonunun bir suç işlediğini düşünmüyorum. İddianamede konu olan yayınlarının bir bölümünü izlemedim dahi. Yayınlarla ilgili herhangi bir müdahalem yok. Bu halde terör örgütü progandası suçlamasını reddediyorum. Çizgimiz çok nettir. Yayınlarımızda tümüyle insanların ölümüne net olarak karşı bir çizgimiz vardır. Suçlamaları reddederek, beraatimi istiyorum.

'BARIŞTAN YANA YAYINLAR YAPTIK'

Kara'nın ardından televizyon ortaklarından İsmail Gökhan Bayram konuştu. Bayram, Hayat Televizyonu'nun yayıncılık ilkelerinin her zaman barıştan yana olduğunun altını çizerek, şu savunmada bulundu: "İddianamede yer alan ve toplamda farklı farklı terör örgütünün propagandasının yapıldığı savı akla ve mantığa aykırı. Birçok televizyonda yapılan hata yansımaz ama buna rağmen bir şeyler çıktı ve buradayız. Ben suçlu olduğumu düşünmüyorum, üzerime atılan suçlamaları reddederek beraatimi istiyorum."

'AİHM'DEN TÜRKİYE'NİN ALEYHİNE DÖNMEMESİ İÇİN...'

Sanık ifadelerinin ardından konuşan avukatlardan Devrim Avcı, Türkiye'de 7 Haziran tarihinden sonra birçok yerde bombalama olaylarının arttığını, Hayat Televizyonu'nun da haber yapma gereği duyduğunu kaydederek şöyle devam etti:"Hayat Televizyonu bir televizyonun yapması gereken haberi yapmıştır. Yayında geçen, 'Hükümet yetkilileri görevini yapmıyor' söylemlerinin iddianamede konu edilmesiyle yapılmak istenen şey, 'siyasi organları eleştirmeyin, o zaman siz de herhangi bir dava konusuyla karşı karşıya kalmazsınız' mesajıdır. Zaten siyasi iktidarın eleştirilebileceğine dair AİHM kararları mevcut. Bu davanın yine AİHM'den Türkiye'nin aleyhine dönmemesi için müvekkillerimin beraatini talep ediyorum."

Mahkeme heyeti Gökhan Çetin'in gelecek celse duruşmada hazır edilmesine, iddianemenin iadesi taleplerinin reddine karar vererek bir sonraki duruşmayı 7 Kasım 2017 tarihine erteledi.

'TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE KARIŞACAK'

Duruşma sonrası adliye önünde yapılan basın açıklamasında konuşan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, hazırlanan iddianameye tepki göstererek, "Bu iddianame aklımızla alay etmek ve hakaret etmektir. Hayat Tv adından da anlaşacağı üzere hep hayatı savunmuştur. Bu iddianame tarihin çöplüğüne karışacak" dedi.

'YARGILAMA SİSTEMİ YOK'

Basın açıklamasında konuşan bir başka isim ise Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan oldu. Gürkan, esas olarak bir yargılama sisteminin olmadığını vurgulayarak, "Siyaset yapma hakkını kullanan siyasetçiler yargılanıyor. Siyasetçiler artık herhangi bir suçla yargılanabiliyor. Haklarını isteyen işçiler yargılanmakta. Gerçek bir demokrasinin sağlanması acil bir görevdir" çağrısında bulundu.

İDDİANAMEYE KONU OLAN SUÇLAMALAR

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fahrettin Kemal Yerli’nin hazırladığı iddianamedeki suçlamalar şu şekilde:

-Irak’ta Şii milisler tarafından kaçırılan 18 Türk işçinin internette yayınlanan görüntülerine ilişkin hazırlanan haberle DEAŞ’ın korkutucu özelliklerini yansıtmak ve dolaylı olarak örgütün amacına hizmet eder şekilde haber sunumu yapmak,

-10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı önünde meydana gelen ve çok sayıda yurttaşın ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlanan terör saldırısına ilişkin başbakanlığın geçici yayın yasağı getirmesine karşılık, anılan yayın kuruluşu tarafından gün boyunca 'özel yayın' adı altında söz konusu terör saldırısı ve sonrası yaşanan olayların kimi zaman haber formatında, kimi zaman ise stüdyo konuklarının analizleriyle ekranlara getirilmesi,

-13 Mart 2016 tarihli şüphelilerin sorumlusu olduğu yayıncı kuruluşun ana haber bülteninin incelenmesinde; Ankara Güven Park yakınında meydana gelen patlamanın verildiği, İstanbul Taksim’de 19 Mart 2016 tarihinde meydana gelen patlama olayı ile ilgili olarak özel yayın yapıldığı, ancak saat 11:38’de alınan görüntülerin hiçbir editoryal denetime tabi tutulmadan ekranlara yansıtıldığı, valinin 'güvenlik sıkıntısı yok' demesine rağmen böyle bir olayın meydana geldiğinin ifade edildiği, böylece terör örgütü propagandasının yapıldığı,

- Cizre’de sokağa çıkma yasağının sona ermesinden sonra yapılan röportaj ve görüntülere yer verildiği, teröre ve teröristlere karşı yürütülen operasyonların PKK terör örgütünün yaptıkları aktarılmaksızın sivil halka yönelik operasyonlar şeklinde sunulduğu, böylece terör örgütü propagandası yapıldığı,

-Şüphelilerin sorumlusu oldukları yayıncı kuruluşun terör saldırı sonrası yaşanan panik ve kargaşa ortamını bütün çıplaklığıyla ekrana taşıyarak terör örgütünün bu amacına hizmet ettiği, bir başka deyişle terör örgütü propagandası yaptığının tespit edildiği…”