'Bu anıtı özgürleştirerek Nuriye ve Semih'i özgürleştireceğiz'
İnsan Hakları Anıtı önünde günde iki defa yapılan "işimi geri istiyorum" eylemine polis bugün de izin vermedi. İstanbul'da yaptığı eylemini Ankara'ya taşıyan öğretmen Nazife Onay, anıt önünden sürüklenerek uzaklaştırıldı. Onay kolundan yaralandı.
ANKARA - Yüksel Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde süren "işimi geri istiyorum" eylemleri 200 günü aştı. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın Yüksel Caddesinde başlattıkları açlık grevinde ise 92 gün geride kaldı. Sağlık durumları gün geçtikçe kötüleşen eğitimciler için İstanbul'da sürdürdüğü eylemini Ankara'ya taşıyan öğretmen Nazife Onay "Nuriye ve Semih'in yanında olmalıyız" çağrısında bulundu.
Öğlen saatlerinde Veli Saçılık ile birlikte anıt önünde açıklama yapmak isteyen Nazife Onay'ı polis alandan uzaklaştırdı. Yerlerde sürüklenerek Konur Sokağa sürüklenen Onay'ın kolunda şişlik oluştu.
.
'NURİYE VE SEMİH'İ ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ'
12 yıldır öğretmen olarak çalışan ve 7 Şubat tarihinde yayınlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen Nazife Onay, İstanbul Cevahir Alışveriş Merkezi önündeki oturma eylemini Yüksel Caddesi'ne taşıdı. Özakça ve Gülmen'in tutuklanmalarının ardından Yüksel Caddesi'nin ablukaya alınmasına tahammül edemediğini ifade eden Onay şunları söyledi:
"Nuriye ve Semih hukuksuzca yargılamadan, terör örgütüyle ilişkisi var diye yaftalayıp tutuklatan AKP'dir. Açlık grevi gibi zor bir eylemi ailelerinden uzakta sürdürmek zorunda bırakılıyorlar. Yüksel Caddesi'nde onlar varmış gibi devam etmek istiyoruz. Biz bu anıtı özgürleştirerek Nuriye ve Semih'i özgürleştireceğiz. Burada olmaktan onur duyuyorum. Nuriye ve Semih'in arkadaşı olmaktan, seslerini bu sokaktan eksik etmemekten onur duyuyorum."
'BİZE BUNU YAPAMAZSINIZ, YAPTIRMAYIZ'
İstanbul'da sürdürdüğü eylemini Ankara'ya taşıma kararında hiç zorlanmadığını belirten Onay "Nuriye ve Semih'in tutsak olması ne yaparsak az kalır hissi uyandırıyor" dedi. İşlerine geri dönme taleplerini yükselteceklerini söyleyen Onay, tüm kamu çalışanlarını destek amacıyla Yüksel Caddesi'ne çağırırken şöyle konuştu:
"Yoksullukla sınanan bir ülkeyiz. İki kuruş yoksuluk sınırında aldığımız bir maaş vardı. Halkı ne kadar insan yerine koymadıklarını, değersiz olduğumuzu hissettirdiler açık açık. Sizin emeğinizin, yetiştirdiğiniz öğrencilerinizin hiçbir değeri yok. Bize bunu yapamazsınız, yaptırmayız." (DUVAR)