Mahmut Konuk: Alana benim için değil kendileri için gelsinler

Kanun Hükmünde Kararnameyle ihraç edilen sağlık memuru Mahmut Konuk çalıştığı Çankaya Toplum Sağlığı Merkezi önünde her pazartesi eylem yapıyor. Konuk'un 27 Şubat'ta başlattığı 'işimi geri istiyorum' eyleminde 16 hafta geride kaldı.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Çankaya Toplum Sağlığı Merkezi'nde sağlık memuru olarak çalışan Mahmut Konuk 22 Kasım 2016 tarihinde yayımlanan 677 sayılı Kanun hükmünde Kararname ile görevinden ihraç edildi. 40 yıllık kamu çalışanı olan Konuk, 27 Şubat'ta çalıştığı kurumun önünde eyleme başladı.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'nın (SES) yanı sıra 25 yıldan bu yana da İnsan Hakları Derneği üyesi olan Konuk'a göre ihracının sebebi sendikal faaliyetleri. İhraç edildikten sonra kızının okulu bıraktığını söyleyen Mahmut Konuk, Yüksel Caddesi'ndeki 'işimi geri istiyorum' eylemcisi öğretmen Acın Karadağ ile aralarında geçen diyaloğu şu sözlerle anlattı:

"Acun Karadağ'ın kızı üniversite sınavına girmişti. Sınavı nasıl geçti diye sorduğumda Acun cevapladı. 'İşten atılmış, ekmek kavgasındaki birinin çocuğunun sınavı nasıl olabilir' dedi. Benim de kızım ben işten atıldıktan sonra okulu bıraktı ve asgari ücretle bir işte çalışıyor."

'HAYATIM BBG EVİ GİBİ ALENİ'

Çalıştığı dönemde sendikal eylemler kapsamındaki çalışmaları nedeniyle sayısız kez gözaltına alındığını, sürgün edilerek görev yerinin değiştirildiğini söyleyen Konuk "Mevcut ortamda bende bir suç bulsalar çoktan ipimi çekmişlerdi.15 Temmuz'u gerekçe göstererek işimden attılar. Hayatım BBG ( Biri Bizi Gözetliyor) evi gibi aleni ve açık. Politik alanda mücadele eden bir insanım. 15 Temmuz'un bu iktidarın faaliyetlerine son vermek için yapılmış bir şey olduğuna inanlardan değilim" dedi.

Acun Karadağ: Çocukları çok özlüyorumAcun Karadağ: Çocukları çok özlüyorum

'ÇALIŞMA ARKADAŞLARIM KORKUYORDU'

Çalışma arkadaşlarının kendisinin eylem kararını duyduklarında korktuklarını söyleyen Konuk, "Şimdi atlattılar selam veriyorlar, çay ısmarlıyorlar ama ürkeklik tamamen atılmış değil. Onları anlıyorum. Korkunun ecele faydası yok ama. Şu suçu işledin diyerek atmıyorlar. İhtiyaç duydukları ölçüde ne kadar temizlemek isterlerse bizi bu alandan, o kadar sürecek yaptıkları. Arkadaşlarıma benim için değil kendileri için gelsinler alana demek istiyorum" diye konuştu.

AYNI ZAMANDA BASIN- YAYIN MEZUNU

Sağlık memuru olarak çalışmaya başladıktan sonra 1884 yılında Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'ndan mezun olan Konuk, eylemlerini sosyal medya hesabından paylaşma gerekçesini şu sözlerle anlattı: "Bu mücadele kişisel bir mücadele değil ve yükseltilmesi gerekiyor. Aynı zamanda herkesin haber alma hakkı var ve her yurttaşın gözünün gördüğünü kaydetmeye hakkı var. Polis bunu engellemeye çalışıyor. Sırf görüntü çektiğim için gözaltına alınıyorum. Polis kameralardan korkuyor, neden korkuyor? Çünkü insanlık suçu denilebilecek uygulamalara başvuruyor."

Yüksel Caddesi'nden ev hapsine!Yüksel Caddesi'nden ev hapsine!

'NURİYE VE SEMİH'İN TALEBİ KABUL EDİLMELİDİR'

Son görev yaptığı süreçte bakıma muhtaç insanlarla ilgilendiğini ve Suriyeli çocukların aşılanmasında tercümanlık yaptığını belirten Konuk "Daima seve seve gittim, bu hizmetleri yaptım ve karşılığında işten atıldım" dedi.

Yüksel Caddesindeki eyleme de değinen Konuk, tutuklu bulunan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'yı unutmadı. "Nuriye ve Semih'in kendi bireysel kararı açlık grevi ve ben buna büyük saygı duyuyorum" diyen Konuk şöyle devam etti:

"Bu insanlar açlık grevine girmediler, devlet tarafından itildiler. Bir Bakan 'Onları sosyal ölü yaptık' dedi. Nuriye ve Semih bunların üzerine' bizi açlıkla terbiye edemezsiniz' diyerek açlık grevine başladı. Onların talebi kabul edilmelidir. Bugün kendilerini güçlü hissedenler yarın muhakkak hesap verecektir. Halkın öfkesinden ve tarihin adaletinden kurtulamazlar."