Ahmet Altan'ın savunması tamamlandı
FETÖ davasında yargılanan gazeteci ve yazar Ahmet Altan, savunmasını tamamladı. Altan, "Amaç, biz ve bizim gibi insanlara uygulanan hukuk ve mantık dışı şiddetle bütün toplumu korkutup sindirmek" dedi.
DUVAR - Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Ekrem Dumanlı, Tuncay Opçin ve Emre Uslu'nun da aralarında bulunduğu 17 sanıklı "FETÖ medya yapılanması" davasına devam edildi. Bugün görülen duruşmada Ahmet Altan savunmasını tamamladı.
İstanbul Adalet Sarayı'ndaki 26'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanan dördüncü duruşmaya tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek getirildi. Tutuklu sanıklar Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Şükrü Tuğrul Özşangül duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Tutuksuz sanık Tibet Murad Sanlıman da duruşmada hazır bulundu. Firari sanıklar Abdulkerim Balcı, Mehmet Kamış, Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Osman Özsoy, Şemseddin Efe, Tuncay Opçin, Ali Çolak, Bülent Keneş ve Faruk Kardıç ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmaya gazeteci Hasan Cemal, HDP milletvekili Garo Paylan ve sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı.
'DEMİREL VE MURSİ KENDİ GETİRDİKLERİ GENERALLER TARAFINDAN DEVRİLDİLER'
Ahmet Altan kitaplaştırdığı savunmasının öğleden sonraki bölümünde şunları söyledi:
"Bir siyasi iktidar meşruiyetini ve gücünü halktan ve hukuktan alır. İşleri ellerine yüzlerine bulaştırmaya, bu durumu saklamak için baskı yapmaya ve bu baskı için de askeri kullanmaya kalktıklarında darbe olur. Bu, her zaman böyle olmuştur. 1960'ta da böyle oldu, 70'de de, 80'de de… Siz hukukun dışına çıkıp askerin silahı ile iktidarınızı pekiştirmeye kalktığınızda, asker de 'İktidar benim silahımın ucunda duruyorsa, o zaman o silahı tutan güç olarak o iktidarı ben hak ediyorum' der ve darbe yapar. Demirel kendini güvenceye almak için Kenan Evren'i, Mursi kendini güvenceye almak için Sisi'yi genelkurmay başkanı yaptı. İkisi de kendi getirdikleri generaller tarafından devrildiler."
Ahmet Altan: Gezi'de ben yoktum
'SAVCININ İLK CÜMLESİNE BAYILDIM'
"Bir sivil iktidarı bu açık tehlikeye karşı uyarmak nasıl suç oluyor?" diye soran Ahmet Altan, "Hepsi de hakkı, hukuku, adaleti, dürüstlüğü, şeffaflığı savunan cümleler. Şu anda Türkiye'de savunulması en tehlikeli olan, siyasi iktidarın yok etmek için çırpındığı değerler bunlar" dedi.
Savcının konuşmasıyla ilgili yönelttiği suçlamaların sonuç bölümüne değinen Altan, şöyle devam etti:
"İlk cümlesine bayıldım. Savcı, bizi programda 'Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet üyeleri hakkında tehdit ve hakaretvari söylemlerde bulunmakla' suçluyor. Bizim Erdoğan'ı ve hükümeti tehdit edecek bir güce sahip olduğumuzu düşünmesi çok sevimli değil mi gerçekten? Adamlar hukuk falan tanımadan bizi sallasırt edip hapse atmışlar, savcı 'bunlar Erdoğan'ı tehdit ediyorlar' diyor. Nasıl tehdit ediyorum ben Erdoğan'ı? 'Hukuk vardır' diyerek mi? 'Böyle giderse seçimi kaybedeceksin' diyerek mi? Nasıl tehdit ediyorum? Gerçekten benim onları tehdit edecek bir güce sahip olduğumu düşünüyorlarsa, benden bu kadar korkuyorlarsa, bunu eğlenceli bulurum doğrusu, onu da söyleyeyim. Bunu eğlenceli bulmayacak birinin çıkacağını da sanmıyorum.
'HAKARETVARİ NE DEMEK?'
"Bir de şu 'hakaretvari söylemler' lafını çok sevdim. Ne demek 'hakaretvari' sayın Yargıç? Bu kavramın yasalardaki karşılığı ne? Eğer hakaret ettiysem 'hakaret' demesi gerekir, ki bu eylemin ceza kanununda başka bir maddesi var zaten. Darbecilikle ilgili bir suç değil. 'Hakaret' demiyor. Belli ki hakaret etmediğimi o da görüyor. Peki, 'hakaretvari' demek sert eleştirmek mi? Eleştirmek suç değil. E, bu 'hakaretvari' ne demek? Suç uyduracağım derken savcının aklı iyice karışmış gözüküyor. Sonra diyor ki bu siyasi iktidarın 'yaptıkları iş ve işlemlerin hukuka aykırı olduğunu söylüyorlar' Bu siyasi iktidarın hukuka aykırı işler yaptığını söylüyormuşuz. Evet, aynen öyle söylüyorum. Bir siyasi iktidarın hukuksuz işler yapmasını eleştirmek, 'yapma' diye uyarmak suç mu? Darbecilik mi? Uyarmayalım mı iktidarı? Savcı, 'uyarmayın, eleştirmeyin, konuşmayın' diyor. Savcının bunu söylemeye hakkı yok. Benim iktidarın hukuksuzluklarını eleştirmem savcıyı hiç ilgilendirmez. Onun işi iktidarın hukuksuzluklarını izlemek, soruşturmak, kanıt bulduğunda dava açmak. O, hukuksuzluğun değil, hukuksuzluğu eleştirenlerin peşine düşüyor."
'MUHALEFET EDEN HERKES HAPSE ATILIYOR'
15 Temmuz darbe girişiminin AK Parti tarafından fırsat olarak kullanıldığını savunan Ahmet Altan "Sadece biz değil, muhalefet eden herkes saçma sapan gerekçelerle hapse atılıyor. Amaç, bizi susturmak değil sadece. Sesimizi duyurabileceğimiz, politik görüşlerimizi dile getirebileceğimiz bir mecra da yok zaten. Amaç, biz ve bizim gibi insanlara uygulanan hukuk ve mantık dışı şiddetle bütün toplumu korkutup sindirmek. Ama bu amaçlarına ulaşamadılar. Referandum sonuçları, bu amaçlarına ulaşamadıklarını, toplumu korkutamadıklarını herkese gösterdi. Bu utanç verici davalarla Türkiye'yi dünyaya rezil ettiler, koca ülkeyi dünyanın şamar oğlanına çevirdiler. Tek sonuç bu oldu" ifadelerini kullandı.
Duruşma avukatların tahliyeye ilişkin talepleri ile devam ediyor. (İSTANBUL/DHA)