İzmir'de 'Adalet Nöbeti' eylemi başlıyor

İzmir’de Emek ve Demokrasi Güçleri “Adalet Yürüyüşü” sona erene kadar her akşam adalet nöbeti tutma kararı aldı. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, "Milyonlarca yurttaş yalnızca haksızlığa maruz kalmıyor; hak arama hakkından da mahrum bırakılıyor" şeklinde konuştu.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, “Herkes İçin Adalet” sloganı ile 29 Temmuz'dan itibaren, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde her gün saat 19.00 ile 20.00 arasında “Adalet Nöbeti” eylemi gerçekleştirecek.

Adalet nöbetlerinde, İzmirliler neden adalet istediklerini dile getirebilecek. “Adalet Yürüyüşü”nün biteceği 9 Temmuz günü, kitlesel bir şekilde Maltepe’ye gidilmesi planlanıyor.

Emek ve Demokrasi Güçleri sözcüsü ve DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Hem siyasal hem toplumsal hem de ekonomik bir kriz içindeyiz” dedi.

'HER TÜRLÜ İTİRAZ MERCİ İŞLEVSİZ HALE GETİRİLDİ'

AK Parti'nin, 15 Temmuz darbe girişimini “fırsata çevirdiğini” söyleyen Sarı, “KHK’lar sonucu gazeteler ve televizyonlar kapatılmış; muhalif gazeteciler, siyasi parti başkanları, milletvekilleri ve diğer seçilmişler tutuklanmış; binlerce akademisyen, yüz bini aşkın kamu çalışanı emekçi işinden ekmeğinden olmuş; yargı bağımsızlığı ve hukuk ayaklar altına alınmıştır. Bütün hukuksuzluklara karşı başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere her türlü itiraz merci ve mekanizması işlevsiz hale getirilmiş durumdadır. Milyonlarca yurttaş yalnızca haksızlığa maruz kalmıyor; hak arama hakkından da mahrum bırakılıyor’’ diye konuştu.

'MEDENİ TOPLUMLAR ADALETİN GÜCÜNE DAYANIR'

16 Nisan referandumu sürecinde yaşananlar değinen Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“AKP iktidarı 'evet' kampanyasını devletin bütün imkanlarını seferber ederek yürüttü, kamu kaynaklarını sınırsızca ve denetimsizce kullandı, 'hayır' diyenleri 'bozguncu' ve 'terörist' ilan etti. Ama tüm bunlar yetmedi. Nihayet YSK’nin yasaları yok sayan kararıyla referandum sonucu oldu bittiye getirildi. AKP iktidarı uzun süredir şu şiarı benimsemiş durumda: Adalet, güçlünün işine gelen şeydir. Devletin bütün kurumlarını bu şekilde davranmaya zorluyorlar ve hepimizin buna alışmasını istiyorlar. Oysa uzun insanlık tarihinin öğrettiği basit bir ders var: Güçlünün adaleti, adaletsizliklerin en büyüğüdür. Bu nedenledir ki medeni toplumlar güçlünün adaletine değil, adaletin gücüne dayanan toplumlardır. Türkiye toplumu, AKP iktidarının basıncı altında medeni toplum olma vasfını yitirme noktasına gelmiştir’’ (DUVAR)