Necmiye Alpay: Adalet Yürüyüşü yeni anayasa talebiyle birleşmeli
Adalet Yürüyüşü için, "Adalet sloganı ülkeyi kalbinden yakaladı" diyen akademisyen Necmiye Alpay, bundan sonra atılması gereken adımlar konusunda ise "Ne istediğimizi güçlü bir şekilde ortaya koymalı ve yeni bir anayasa çerçevesinde şekillendirmeliyiz" önerisinde bulundu.
DUVAR - Adalet Yürüyüşü 19. gününde toplumun çeşitli kesimlerinden katılımlarla devam ediyor. Yürüyüşü, önemli bir adım olarak değerlendiren dilbilimci-yazar Necmiye Alpay, yeni bir anayasa talebiyle hareket edilmesi halinde yüzde 49'un üzerinde bir bütünleşme sağlanabileceğine işaret etti. Alpay, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Cezaevinndeki HDP'liler için de yürüyoruz" demesinin de önemli bir nokta olduğun vurgu yaptı.
Evrensel gazetesinden Serpil İlgün'e konuşan Necmiye Alpay, yürüyüşün 'bu saatten sonra kazaya uğraması' halinde dahi şu ana kadarki katkısının toplumun esas meselesine işaret etmiş olma düzeyinde büyük olduğunu ifade etti. Eylemin daha temelli değişimlere yol açması için 'cesaretlere' ihtiyaç olduğunu anlatan Alpay, yürüyüşün CHP'de dönüşüme de katkı sağlayabileceğini belirtti. Alpay, toplumsal kesimlerin ne istediklerini güçlü bir şekilde ortaya koyarak yeni bir anayasa çerçevesinde şekillendirmesi gerektiğini de kaydetti.
'AYDINLARA TERÖRİST DAMGASI VURULUYOR'
Aydınlara yönelik devlet ve hükümet politikasına da değinen Alpay, şunları söyledi: Hükümetin hükümet edebilmek için epey bir süredir–tabii, 15 Temmuz’dan bu yana daha da iyice-, başlıca silah olarak başvurduğu kavram bu “terör” suçlaması. Kürt sorununda da karşımıza çıktığı gibi Hükümet yasal alanı alabildiğine açmak yerine bunun tam tersini yapıyor. Bize de, Özgür Gündem’e de aynı şeyi yaptı. Siz o gazetenin basın özgürlüğünü savunduğunuz anda silahlı örgütün özgürlüğünü istiyormuşsunuz gibi sunuyor. Bunu niçin yapıyor? İki şey var, bir tanesi bunlar altından kalkamadığı büyük sorunlar. Gerek Kürt meselesinde, gerek FETÖ meselesinde altından kalkamadığı zaman kaba kuvvetle yaklaşıyor ve ezmeye çalışıyor herkesi. Bunun da mekanizmalarını kurnazca kuruyor. Şunun farkındayız tabii, birkaç yıldır muhalifleri “terörist” diye damgalamak yoluyla bertaraf etmeye çalışıyor iktidardaki siyasi hareket. Son derece muğlak, evrensel ölçütlerle bağdaşmayan “terör ve terörizm” kavramları, bunun için çok kullanışlı bir araç. Eskiden her aydına komünist damgası yapıştırırlardı, bugün terörist damgası vuruluyor. Bunlar çok açık ki faşizan tavırlardır."
'ACIMASIZ VE İNSANLIK DIŞI BİR TAVIR'
"Açlık grevinde kritik aşamayı da geçen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için aralarında sizin de olduğunuz 111 aydının Hükümete yaptığı çağrı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan “teröristleri destekleme”olarak değerlendirildi. AKP’nin ölüme yürüyen iki eğitim emekçisinin işe iade talebine ve bu yöndeki çağrılara yönelik sert tutumunu nasıl okuyorsunuz?" sorusuna ise Alpay şu yanıtı verdi: "Orada iki kişiyi aşan durumlar var. Bu iki insanın talepleri kabul edilmedi çünkü kabul etseler Nuriye ve Semih gibi kamudan atılan binlerce insan için de emsal teşkil edecekti. Bunun bir nedeni de açlık grevini bırakırlar düşüncesi olabilir. Çünkü başka tür mücadele yöntemleri de var. İşte örneğin dayanışma akademileri kuruluyor, parklarda bahçelerde dersler veriliyor vs. Diğer yandan adaletsizliğin giderilmesini, işlerine dönmeyi talep eden insanları bir de hapse atıyorsunuz ve onları da terörizmle suçluyorsunuz. Suçlamaların hepsinin de yanlış çıkmasına rağmen bunu sürdürüyorlar. Bu tavır acımasız ve insanlık dışı. Açlık grevine yeni katılımlardan başka bir sonuç da vermiyor."