Yüksek öğretim dine göre ayrılabilir mi?
YÖK’ün 'İslam ülkeleri yükseköğretim alanı oluşturma' hazırlığı tartışma yarattı. Eski Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, “Bilimin dini olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde dine dayalı mezhebe dayalı bir platform oluşturulmaz. Bu son derece ayıptır. Laiklikle de bağdaşmaz” dedi. MHP Ankara Milletvekili Zühal Topcu ise alt yapısı iyi hazırlanırsa bunun olumlu olacağını söyledi.
ANKARA - YÖK’ün Avrupa Yükseköğretim Alanı Bologna sürecinin yanı sıra bir de 'İslam Dünyası Yükseköğretim Alanı' oluşturma kararı tartışma yarattı. CHP, “Bilimin dini olmaz” diyerek bu çalışmaya karşı çıkarken, MHP’den destek geldi.
'İslam Dünyası Yükseköğretim Alanı' oluşturulması amacıyla yapılan toplantının açılış oturumuna Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan katıldı. İslam coğrafyası içinde bulunan 30’a yakın ülkeden katılımın olduğu açıklanan toplantıda konuşan YÖK Başkanı Yekta Saraç, “YÖK’ün ufkunu Türkiye’nin coğrafi sınırları ile sınırlandırması durumunda İslam alemi ve dünyaya yönelik bilime yönelik hedeflere ulaşılmasının mümkün olmadığını söyledi. Saraç, “Bu nedenle YÖK, uluslararası alanda etkin ve verimli olma amacını, ülkemizin bilim tarihini de dikkate alarak, 'İslam dünyasında bir yükseköğretim alanı oluşturma' başlığıyla desteklemeye karar vermiştir” diye de ekledi.
PROF. AKAYDIN: DİNE DAYALI YÜKSEKÖĞRETİM PLANI OLMAZ
Çalışma kapsamında, İslam ülkelerinin, ortak mezun yeterlilikler sistemi, ortak kalite güvencesi süreçleri, yeterliliklerin tanınması, ortak kredi sistemi, öğrenci değişimi, her düzeyde ortak eğitim programları geliştirmesi planlanıyor.
Üniversitelerarası Kurul eski Başkanı, CHP Antalya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Akaydın, “Bilimin dini olmaz” diyerek projeye karşı çıktı. Akaydın şunları söyledi:
“İslam ülkeleri yükseköğretim alanı oluşturmaktan bahsediyorlar. Bilimin dini olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde dine dayalı mezhebe dayalı bir platform oluşturulmaz. Bu son derece ayıptır. Laiklikle de bağdaşmaz.”
BOLOGNA SÜRECİNDEN ÇIKILACAK MI?
Üniversitelerarası bir yükseköğretim alanı, bir platformu coğrafi olarak oluşturmanın mümkün olduğunu söyleyen Akaydın, “'Ortadoğu Ülkeleri Yükseköğretim Alanı veya Asya Ülkeleri Yükseköğretim Alanı' diyebilirsiniz. Ama İslam ülkeleri gibi bir yapılanma olamaz” dedi. Türkiye’nin yıllardır Bologna sürecine taraf olduğunu hatırlatan Akaydın ayrıca şunları söyledi:
“Avrupa Birliği’ne girmemişiz ama Avrupa ile bu konuda bütünleşmişiz. Erasmus’un parçası olmuşuz. Bizim diploma eş değerimiz, ortak kredi değerlendirme sistemimiz var. İslam ülkeleri ile bir birliktelik oluşturulsa onların kredileri Avrupa’ya ters düşerse ne olacak? Biz Bologna sürecinden çıkacak mıyız? Artık bu kalıplaşmış. Avrupa ülkeleri ile birlikte diploma eş değeri veriyoruz biz.”
MHP’Lİ TOPCU: OLUMLU BAKIYORUM
Akademisyen kökenli MHP Ankara Milletvekili Zühal Topcu ise alt yapısı iyi hazırlanırsa bunun olumlu olacağını söyledi. İslam İşbirliği Konferansı ülkelerinin oluşturduğu birlik üzerinden bunun yapılabileceğini söyleyen Topcu şunları ifade etti:
“Yunus Emre Kültür Merkezleri kuruldu. Bunlar soft-power olarak alınıyor artık. Eğer siz özellikle yükseköğretimde öğrenci gönderip çekebilirseniz bunlar size büyük güç katabiliyor.
İslam İşbirliği teşkilatı içinde böyle bir yapılanma olursa, kutup yıldızı gibi eğitim sistemi açısından cazip olabilir. Bu teşkilat içindeki ülkelerle mukayese edildiğinde en gelişmiş ülkelerden biriyiz. Böyle olunca cazibesi olacaktır. Hem ekonomik kültürel hem de bir güç alanı oluşturma açısından ben olumlu bakıyorum.”
YARDIMCI DOÇENTLİĞİN KALDIRILMASI
“İslam Dünyası Yükseköğretim Alanı” oluşturulması amacıyla yapılan toplantıda konuşan Erdoğan, YÖK’e “Yardımcı doçentliği kaldırın” çağrısı yaptı.
Yardımcı doçentliğin Amerikan akademik sisteminden alınarak 1982 yılında YÖK Kanunu’na girdiğini söyleyen Akaydın, “Bu Türkiye’ye yerleşti. Neredeyse 35 yıl geçti. Avrupa’da yok. Cumhurbaşkanı'nın bu işlerden anlayarak konuştuğunu sanmıyorum. Uzmanlık alanı değil. Kaldırılması gerekiyorsa bunu ilgililer tartışmalı” dedi.
MHP’li Topcu da tartışmaya açılan kadronun doçentliğe hazırlık sürecinde bir ara kadro olduğunu, bu sürecin genç akademisyenlerin hem derse girerek tecrübe kazanmada hem de motive olmalarında nirengi noktalarından biri olduğunu söyledi. Topcu, “Yerine daha iyi bir şey öneriyorsak kaldırılsın. Ama önerilmiyorsa insanların motivasyonunu da kırmak doğru olmaz” dedi.