Darbe sanığı Koçyiğit: FETÖ ders kitaplarına benim sayemde girdi
Akıncı Üssü davasında sorgulanan Jandarma İstihbarat Okul Komutanı Kurmay Albay Murat Koçyiğit, FETÖ'nün askeri ders kitaplarına kendisi sayesinde girdiğini öne sürdü. Daha sonra savunma yapan Kurmay Albay Bilal Akyüz ise Kurmay Albay Hakan Bıyık olduğu ortaya çıkan gizli tanık 'Şapka'yla ilgili iddialarda bulundu ve "İkinci yeşil vakasıyla karı karşıyayız" dedi.
DUVAR - 15 Temmuz darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanık hakkında açılan davada, jandarma adına Akıncı Üssü'nde darbe girişimini yönettiği iddiasıyla yargılanan eski Jandarma İstihbarat Okul Komutanı Kurmay Albay Murat Koçyiğit, savunmasını yaptı. Koçyiği, FETÖ'nün askeri ders kitaplarına kendisi sayesinde girdiğini iddia etti.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi'ndeki mahkeme salonunda görülen duruşmaya sanıklar, taraf avukatları ile 15 Temmuz mağdurları katıldı. Jandarma adına Akıncı Üssü'nde darbe girişimini yönetmek ve Adil Öksüz'ün darbe öncesi yaptığı toplantılara katılmakla suçlanan eski Jandarma İstihbarat Okul Komutanı Kurmay Albay Murat Koçyiğit savunma yaptı.
'GİZLİ TANIK DARBE PLANI YAPMIŞ'
Hakkında ifade veren gizlik tanıklar 'Şapka' ve 'Kuzgun'un iddialarını kabul etmediğini belirten sanık Koçyiğit, şöyle dedi: "Gizli tanık 'Şapka', hem darbe planlarının yapıldığı toplantılara katılmış, hem de icra aşamasında yer almış. Ancak gizli tanık, ne Genelkurmay Çatı davasında ne de bu davada yargılanmıyor. Onun yerine suçsuz olarak ben yargılanıyorum. Ben hiç bir zaman 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi olmadım. Gizli tanıkların iddia ettiği gibi, darbe planlarının yapıldığı gizli toplantılara hiç katılmadım. Adil Öksüz ile hiç bir şekilde hiç bir ortamda bulunmadım. 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi olduğu ve darbeyi yönettiği iddia edilen kişilerle hiç bir şekilde ilişkim olmamıştır. Şahsıma yönelik yapılan bu suçlamaları kabul etmiyorum."
'FETÖ'NÜN HEDEFİNDE OLAN BİR KİŞİYDİM'
İddianamede kendisine yöneltilen, 'Silahlı terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmak' suçlamalarını da kabul etmeyen Koçyiğit, şunları söyledi: "Tam tersine ben de bir FETÖ mağduruyum. 17 Ağustos 2015 tarihinde Jandarma İstihbarat Okullunda göreve başladım. Burada okutulan ders kitaplarında terör örgütü listesinde FETÖ/PDY'nin olmadığını gördüm. Derhal bu örgütün listeye dahil edilmesi için gerekli hazırlıkların yapılması talimatını verdim. Ve bir süre sonra komutanların da onayıyla FETÖ terör örgütü listesine alındı. Bunun için FETÖ'nün hedefinde olan bir kişiydim" diye konuştu.
Hakkındaki 'jandarma adına Akıncı Üssü'nde darbe faaliyetlerini yönettiği iddialarının somut delillere dayanmadığını ve bununla ilgili en küçük bir kayıt ya da telefon görüşmesi olmadığını ileri süren sanık Koçyiğit, "Bununla ilgili savcının soyut suçlaması dışında hiç bir maddi delil ortaya konulmamıştır" dedi.
'HAYATIMIN EN BÜYÜK HATASI'
15 Temmuz günü Akıncı Üssü'ne daha önce ziyaret fırsatı bulamadığı, davanın sanıklarından eski Albay Ahmet Özçetin'i ziyaret etmek için gittiğini öne süren Koçyiğit, "Hayatımın en büyük hatası, bir nezaket ziyareti için Akıncı Üssü'ne oraya gitmem oldu. Maalesef yanlış bir günde, yanlış zamanda ziyarete gitmişim" dedi.
Koçyiğit, 15 Temmuz günü yaşadıklarını şöyle anlattı: "Jandarma Okullar Komutanı 15 Temmuz günü gece eğitim emrini vermişti. Ancak ben izin istedim ve mesai bitimi sivil kıyafetimle makam aracımla okuldan ayrıldım. Buna korumam ve şoförüm şahittir. Güvenlik kamera kayıtlarından da bu beyanım teyit edilebilir. Yenimahalle Şaşmaz kavşağına geldiğimde, şoförüme 'beni burada bırakın' diyerek araçtan indim. Burada bir lokantada yemek yedikten sonra garsondan taksi çağırmasını istedim. Gelen taksi ile akıncıya gittim. Nizamiyede görevliye Ahmet Albayı ziyarete geldiğimi söyledim. Görevli beni 143. Filo önüne bıraktı. Burada bir kalabalık vardı. Ahmet Albay birileriyle görüşüyordu. Uzaktan selamlaştık ve yoğunluğu geçene kadar etrafta zaman geçirdim. Filonun girişinde tam teçhizatlı askerler vardı. Aralarında Genelkurmay'a terör saldırısı olduğu ve destek için Akıncı'dan birlik gönderildiği şeklinde konuşuyorlardı. Bunun üzerine üstüm olan Jandarma Okullar Komutanını aradım ve bilgi verdim. Komutan bana birliğime geri dönmeme emretti. Ancak saat 22.00 sıralarında sıkıyönetimin ilan edildiği ve kışlaya giriş çıkışın yasaklandığı söylendi. O gün ziyaretine gittiğim Ahmet Özçetin'le görüşemedim ve ertesi gün öğle saatlerinde gözaltına alındım."
'FOTOĞRAFTAKİ BEN DEĞİLİM, İNSAN İNSANA BENÇZER'
Gözaltına alındıktan sonra işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını, cezaevindeki şartlar nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını iddia eden Koçyiğit savunmasını tamamladıktan sonra çapraz sorgusuya geçildi.
Mahkeme Başkanı Selfet Giray, Akıncı Üssü'ne sivil kıyafetleriyle gittiğini ve gece boyunca sivil olduğunu iddia eden Koçyiğit'e, güvenlik kamera görüntülerinden alınan fotoğrafı ile savcılık sorgusu sırasında çekilen fotoğraflarını gösterdi. Sanık Koçyiğit, "İkinci fotoğraftaki benim. Ancak birinci fotoğraftaki üniformalı kişi ben değilim" dedi. Bir müşteki avukat, "Her iki fotoğraftaki kişi birbirine çok benziyor. Siz değilseniz bu kişi kim peki?" diye sordu. Sanık soruyu, "Kim olduğunu bilmiyorum ama insan insana benzer" yanıtını verdi.
'TAKSİ PARASI KAÇ LİRAYDI' SORUSUNA DOĞRU CEVAP!
Bir müşteki avukatı, "Daha önce aynı yerden Akıncı Üssü'ne gittiğini söyleyen Hakan Çiçek taksiye 120 TL verdiğini söyledi. Siz kaç lira verdiniz" diye sordu. Sanık Koçyiğit soruyu, "65 liradan fazla değildi" diye yanıtladı. Avukat ise bu cevap karşısında, "Hakan Çiçek yalan söylüyor, siz doğru söylüyorsunuz. Taksimetre o mesafeden 60-65 lira yazıyor" dedi. Sanık da kendisini doğrulayan avukata teşekkür ederek, "Ben savcılık sorgum sırasında taksicinin ifadesine başvurulmasını talep etmiştim. Ancak bu yapılmadı" dedi.
'TERÖR SALDIRISI İHBARI GELMEDİ'
Bir soru üzerine, 15 Temmuz günü Jandarma Okullar Komutanlığı'nda bulunduğu saat 19.00'a kadar, kendilerine herhangi bir terör saldırısı ihbarı gelmediğini söyleyen Koçyiğit, "Gözaltına alındığınızda cebinizde bir miktar TL ve bin 100 dolar çıktı. Bu parayı nasıl açıklayacaksınız?" şeklindeki soruya da, "Bizim orada bir gelenektir. Cebimdeki çıkan bin 100 Dolar kefen parası" diye yanıtladı.
'OYAK EMEKLİ VE İKRAMİYE ÖDEMELERİNİ YAPMADI'
Savunması sırasında, 31 Temmuz 2016'da yayınlanan KHK ile Jandarma Genel Komutanlığı'ndan çıkarıldığını belirten sanık Koçyiğit, şunları söyledi: "25 yıla yakın sevgiyle fedakarlıkla hizmet ettiğim jandarma teşkilatından 2 Ağustos 2016 tarihli terhis belgesiyle jandarma er rütbesi olarak terhis edildiğim bana cezaevinde tebliğ edildi. Jandarma Okullar Komutanlığında hakkımda resen emeklilik evrakları tanzim edilerek, OYAK ve SGK genel müdürlüğüne belgeler gönderilmiş. Yasada açıkça belirtilmesine rağmen SGK bir ay içerisinde emeklilik işlemlerini yapmadı. Maalesef 15 Temmuz 2017 tarihine kadar da yapılmamıştır. OYAK ise bir hafta içinde yapması gereken emekli ve ikramiye ödemelerini halen yapmamıştır."
GİZLİ TANIK HAKKINDA İDDİALAR
Koçyiğit'in ardından Kara Kuvvetleri Harekat Başkanlığı Teşkilat Şube Müdürü Kurmay Albay Bilal Akyüz, savunma yaptı. Akyüz Genelkurmay Çatı İddianamesi ve Akıncı Üssü iddianamesinde gizli tanık 'Şapka' olarak yer alan, kimliği sonradan deşifre olan Hakan Bıyık hakkında iddialarda bulundu.
'EPEYCE ALKOL ALDI SONRA ANLATTI'
Gizli tanık Kurmay Albay Hakan Bıyık'ın devre arkadaşı olduğunu söyleyen Akyüz, şunları anlattı: "2004 yılında akademide okurken bir gezi düzenlenmişti. Biz onunla aynı masaya oturmuştuk. Orada epeyce alkol aldı. Sonra aramızda konuşmalar geçti. Akademi öncesi görev yerinin Jandarma teknik istihbarat olduğunu söyledi. Çok önemli görevler aldığını, teknik dinlemeler yaptığını, örtülü ödenekten jandarma istihbarata teknik dinleme cihazları aldıklarını, hackerlarla çalıştıklarını, mail şifrelerini kırdıklarını, IP'ler üzerinden bilgisayarlara girdiklerini, tüm kuvvet komutanlarını dinlediklerini ve kayıt yaptıklarını söyledi. O yıl Türkcell sahibi Mehmet Emin Karamehmet'le irtibatlı olduğunu, tanıştığını, 1 milyonun üzeninde 532'li hat kayıtlarının ellerinde olduğunu ve istediklerini dinlediklerini ve dinlettiklerini anlattı."
'NECİP HABLEMİTOĞLU'NU TAKİP ETMİŞ'
Gizli tanıkla ilgili iddialarını sürdüren sanık Akyüz şöyle devam etti: "Yazar Necip Hablemitoğlu'nu tanıdığını, takip ettiğini, suikastta kurban gidince paniklediğini ifade etti. Birkaç gün sonrasında arkamdan ayrılmadı. Bana, 'Sana anlattığım şeyler hayal' dedi. Arkamdan çok dolaştı ve anlattığı şeyleri kimseye anlatmamı, başımın belaya girebileceğini söyledi. Ben bunların araştırılmasını istiyorum. Anlattıkları şeyler hayal olabilir. Ama bu kişinin jandarma istihbaratta çalışıp çalışmadığını, anlattığı hususların Türk milleti adına araştırılmasını istiyorum. Neler biliyor ortaya çıksın. Devrem olduğu için bunları hiçbir yerde söylemedim."
'İKİNCİ BİR YEŞİL VAKASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ'
Müşteki avukatlarının bulunduğu bölümden, "Suç işlemişsin o zaman" yönünde tepkiler gelince sanık Akyüz, şunları söyledi: "Hayır suç işlemedim. Uydurduğunu düşündüm. Şimdi de öyle söylüyordur ama o beni itibarsızlaştırdı. Ben anladım yani neden hakkımda ifade verdiğini. Ben böyle düşünüyorum. Araştırılsın. Çünkü, aynı gizli tanık Muğla davasında sorulan soruyu söylüyorum; Balyoz ve Ergenekon davalarının gizli tanığı mı? Buna hiçbir cevap verememiştir. Bu nasıl oluyor. Demek ki ikinci bir Yeşil vakasıyla karşı karşıyayız gibi geldi bana. Çatı davasında bu şahsın toplantıda adı var ama davada sanık bile değil. Bu nasıl oluyor ben anlamadım. Zaman, mekan, telefon kayıtlarıyla olmadığı başka bir sanık ispat ediyor ama halen bunun ifadelerine itibar ediliyor. Çünkü onun ifadesi çekildiği zaman Çatı davası çöküyor. İki gizli tanığın ikisi de Foça'dan. Bu şahıslar ağustos ayında ayrıldı. Önce tanık oluyor. Benim bildiğim Genelkurmay Çatı davasında gizli tanık 'şapka' kod diyor. Bunun neresi tanık. Tanık olabilir mi? Konsey üyesi olması gerekiyor. İtiraf etmiş adam. Her şeyi söylüyor. 'Ben yaptım' diyor. Eğer dedikleri doğruysa onun sanık olması lazım. Bu şahsın beni itibarsızlaştırmak maksadıyla bana iftira attığını düşünüyorum. Bunlar çok ciddi iddialar. Yüz yüzü getirilelim. Ya da bunlar araştırılsın. Bunların birçok şeyi ışık tutacağına da inanıyorum."
'BİLEREK ÖNLEMEYENLER KEYİFLE İZLİYOR'
Akyüz, darbe girişiminin daha önceden bilinen, önlenemeyen ya da bilerek önlenmeyen, sahneleyenlerin perde arkasından olup biteni keyifle izlediği bir darbe girişimi olduğunu düşündüğünü ileri sürerek, savunmasını tamamladı.
Mahkeme, sanığın savunmasını tamamlamasının ardından, sorgusuna devam etmek üzere duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi.(ANKARA/DHA)