Tunceli'deki orman yangınları büyüyor: Yerleşim yerleri tehdit altında

DUVAR - Tunceli'nin merkez, Nazimiye, Hozat, Ovacık ve Mazgirt ilçesine bağlı 10 ayrı ormanlık alanlarda güvenlik güçlerinin yürüttüğü operasyonlar nedeniyle çıkan orman yangınları sürüyor. Bir haftadır etkisi giderek artan orman yangınlarına müdahale edilmeyince, Tunceli'de bir araya gelen 50 gönüllü orman yangınının yaşandığı merkezdeki Kutuderesi bölgesine yangın söndürmek için gitmek istedi. Ancak gruba güvenlik güçleri tarafından arazide mayın olduğu gerekçesiyle izin verilmedi.

BAZI BÖLGELERDEKİ YANGINLARI KÖYLÜLER KONTROL ALTINA ALDI'

Orman yangınlarının yoğunlukta olduğu Geyiksuyu bölgesinde bir çok köy ve mezranın büyük tehlike altına olduğu öne sürülürken, Ovacık ilçesine bağlı Kuşluca ve Yaylagünü, ile Hozat ilçesindeki Aliboğazı ve Mazgirt Hıran Ormanları bölgesindeki yangınların köylüler ve diğer bölgelerden gelen vatandaşlar tarafından kontrol altına alındığı ve bu bölgedeki yangınların sönmek üzere olduğu belirtiliyor.

Yangınların tehlikeli boyutlara ulaştığı kent merkezindeki Kutuderesi vadisi bölgesindeki yangınların giderek büyüdüğü ve daha geniş alanlara yayıldığı öğrenildi. Orman yangınlarının meydana geldiği bölgelerin sarp ve araç ulaşımının olmaması nedeniyle karadan müdahale edilemediği de gelen bilgiler arasında

'MUNZUR VADİSİ MİLLİ PARKI'NDA TAHRİBAT BÜYÜK'

Yangınların olduğu bölgeye gazeteciler ile birlikte giden Tunceli Barosu Başkanı Barış Yıldırım, orman yangınlarının artık çok tehlikeli boyutta olduğunu, Munzur Vadisi Milli Parkı'nda çok ciddi tahribatların meydana geldiğini söyledi.

Orman yangınlarına müdahale edilmemesine tepki gösteren Baro Başkanı Yıldırım, şunları söyledi:

"Şu an Munzur Vadisi Milli Parkı içinde birçok noktada meydana gelen yangınlar genişleyerek devam ediyor. Hiçbir şekilde müdahale söz konusu değil. Şu an Munzur Vadisi Milli Parkı'nın en hassas 3 noktasında operasyonlar sonucu çıkan yangın var. Hemen arkada görülebiliyor bu bölgede bin 600 çeşit bitki türü var, bunların yaklaşık yüzde 18'lik oranı tamamen endemik bitkilerden oluşuyor. Sadece bölgeye özgü bitkiler yangın ile birlikte bir çoğunun yok olma tehlikesi var. Yine bölgede yaban hayatı büyük tehlike altında."

'BİR AN ÖNCE HAVADAN MÜDAHALE EDİLMELİ'

Dağ keçileri, vaşak ve bir çok hayvan türü yangınlar nedeniyle yok olma tehlikesi altında olduğunu belirten Yıldırım, şöyle devam etti: " Türkiye'nin en kaliteli meşesi olarak kabul edilen Kara meşe ve endemik bir meşe türü olan Huş ağacı da cayır cayır yanıyor. Biz şu an bu orman yangınları için Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduk. Tunceli'deki orman yangınlarına hiç bir suretle müdahale edilemiyor. Müdahale etmek isteyen gönüllü gruplara da izin verilmiyor güvenlik gerekçesiyle. Bir an önce yangınlara özellikle havadan müdahale edilmeli."

Tunceli'de 6 bölgede başlayan orman yangınları devam ediyor

Tunceli Valiliği daha önce yaptığı açıklamada orman yangınlarına 'operasyonlar nedeniyle' müdahale edilemediği belirtilmişti.

HDP'LİLERİN YÜRÜYÜŞÜNE POLİS İZİN VERMEDİ

HDP Milletvekili Alican Önlü'nün de aralarında bulunduğu bir grup, Tunceli'deki orman yangınlarına dikkat çekmek amacıyla, bugün akşam saatlerinde ellerine tırmık ve küreklerle Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Sanat Sokağı'nda toplanan grubun, Seyit Rıza Parkı'na kadar yapmayı planladığı yürüyüşe, polis OHAL gerekçesiyle izin verilmedi.

Toplanan grup yürüyüşe izin verilmemesine tepki gösterdi. HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü ve beraberindekilerin yürümekte ısrar etmesi üzerine, görevli polis müdürü, yürüyüşte ısrar edilmesi durumunda müdahale edeceklerini söyledi. Bunun üzerine HDP Milletvekili Önlü, "Bize neden müdahale edeceksiniz? O zaman gelin hep birlikte gidip orman yangınlarına müdahale edelim" diyerek tepki gösterdi. Araya giren polis müdürü ise "Bana bağıramasınız, buna hakkınız yok" dedi.

'OHAL VİCDANSIZLIK MIDIR'

Tartışmanın ardından basın açıklaması yapan Alican Önlü, yürüyüşün engellemesine tepki göstererek, şöyle dedi: "Batı illerinde orman yangını olsaydı ve bir mülki idare amirine sorulsaydı, 'Şu kadar hektar ormanlık alan yandı, şu kadar helikopter, araç, gereçle müdahale ettik, en sonunda şu şekilde yeşillendireceğiz' derdi. Burada mülki idare amirine sorulduğu zaman, 'Bir ay içinde şu kadar kişinin kellesini aldık, etkisiz hale getirdik' diyor. Yangın soruluyor, ne kadar kararlı olduğunu anlatıyor. Demek ki, orman yakmakta ne kadar kararlı oldukları bellidir. Bu devlete, saray zulmüne biat etmeyen, avuç açmayan, ama hayvancılık yapan, arıcılık yapan insanların barınma alanları yakılıyor. Bu toplumun kutsal olan değer yargıları, kutsallıkları yanıyor. Buradaki görevliler bunu anlamalı. Eskiden mülki amirler devleti temsil ederdi. OHAL vicdansızlık mıdır, orman yakmak mıdır? Orman yanıyor demek bile yasak. Şimdi yürümek istedik, güvenlik görevlileri önümüze geçti. Orman yanıyor diyoruz yürüyemezsin müdahale ederim diyor."

Basın açıklamasının ardından bir süre ellerindeki tırmık ve küreklerin saplarını yere vurarak ses çıkaran grup, daha sonra dağıldı.