Anneden tepki: Eren'in oraya götürülmesi binde bin ihmaldir
Maçka'da askeri operasyona götürüldüğü için yaşamını yitiren 15 yaşındaki Eren Bülbül'ün annesi tepki gösterdi. Ayşe Bülbül "Eren’in oraya götürülmesi yüzde 100 değil, binde 1000 ihmaldir" dedi.
DUVAR - Trabzon’da 15 yaşındaki Eren’in de hayatını kaybettiği saldırının ardından konuşan annesi Ayşe Bülbül, Eren'in operasyona götürülmesine tepki gösterdi. Eren'in operasyona götürülmesi ihmaldir diyen Ayşe Bülbül "Komutanlar sürekli Eren'i arıyorlardı. Yahu bu çocuğu niye arıyorsunuz? Beni arayın. Beni aramadılaroğlu ile son anları anlattı. Ayşe Bülbül, “Benim çocuğum şehit olmak isterdi ama askerde şehit olmak isterdi, kapının önünde değil” dedi.
Bülbül'ün ölümünün ardından Maçka Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı adli soruşturma sürerken, İçişleri Bakanlığı’nın da Trabzon’a müfettişler göndereceği öğrenildi. İçişleri Bakanlığı’nın olayda ihmal olup olmadığının belirlenmesi için araştırma yapacağı belirtildi.
İlçede bir akrabasının evinde taziyeleri kabul eden acılı anne Ayşe Bülbül, evinde yaşanan hırsızlık olayına ilişkin yaşananları anlattı, telefonla ihbarda bulunduklarını, komutanların da kendisini değil çocuğu Eren’i arandığını söyledi.
'SÜREKLİ DURMADAN ARIYORLARDI'
İhbar sonrası telefon trafiğinin sıklaşması üzerine oğluna "Bunlar, bizi terörü besliyoruz" diye suçlamasın dediğini anlatan Ayşe Bülbül, "Baktık ki evin çevresinde izler var. Hep ezilmiş. Dedim 'Oğlum baksana buraya gelen köyden biri değil. Gerçek terörist.' Benim de Eren’in de numarasını aldılar. Eren aradı çaldırdı komutanı ‘Komutanım evin gerileri falan hep ezildi’ dedi. Komutan da Eren’e ‘Resimlerini çek de bana at’ demiş. Çocuk da çekti attı. Sonra biz yaylaya gittik. Eren de amcasına fındık toplaya gitti. Ama Eren’i sürekli arıyorlardı. Yahu bu çocuğu niye arıyorsunuz? Beni arayın. Beni aramadılar"
Eren Bülbül'ün ölümünde ihmal iddiası araştırılacak
'EREN'İN NEDEN GETİRİLDİĞİNİ ÖĞRENMEK İSTİYORUM'
Eren’in oraya götürülmesinde ihmal olduğunu ifade eden anne Bülbül şöyle konuştu: “Eren’in oraya götürülmesi yüzde 100 değil, binde 1000 ihmaldir. Eren’i cuma namazından sonra bekleyip alıp gitmenin sonucunu istiyorum. Başbakanımızdan, bakanımızdan, yetkililerden Eren’in oraya neden getirildiğini öğrenmek istiyorum. Tek şunu düşünüyorum; ‘Ya biz bakalım bu çocuktan bilgi alabilir miyiz bakalım, acaba bunlar mı bunu besliyor?’ diye düşündüler. Biz nerde besleyeceğiz onları ormanın dibinde. Nasıl besleyecektim ben kadın kişi eşim yok, çocuklarım yok. Ne diyerek besleyecektim? Madem besledim, niye duyurdum? Sonuçta biz ihbar ettik, evimiz soyuldu."
CAN GÜVENCESİ İSTİYORUZ
Yetkililere seslenen ve Eren’in oraya neden getirildiğinin cevabını istediğini dile getiren gözü yaşlı anne Ayşe Bülbül, şöyle konuştu: “Geldiler ifadeler bitmiş. Eren’in oraya neden getirildiğinin cevabını istiyorum. Yetkililer sorsun soruştursun. Benden ifade alanlar sadece benim yanıma gelmedi kızlarım da yanımdaydı. Benim evim soyulsun önemli değil ‘Ormanın dibinde ben can güvencesi istiyoruz’ dedim. Hiç böyle bir adalet olur mu? Ben yalnız değilim çoluk çocuğum var. Bunlar ne olacak. Ben 30 sendedir oradayım. Yetkililerden tek isteğim çocuğumun oraya götürülme nedenini bana bulsunlar. Benim çocuğum şehit olmak isterdi ama askerde şehit olmak isterdi, kapının önünde değil. Bende en çok yara açan babası olsaydı bu iş böyle olmazdı, olamazdı. 18 ay önce babasını kaybettim ondan sonra da Eren’imi kaybettim. Cumhurbaşkanıyla görüştük. Ne arzun varsa temin edeceklerini söyledi. ‘Eren’in kanını yerde bırakmayacağım’ dedi. Ne desin başka. Önce can güvenliği istiyorum sonra da Cami’deki bir çocuk oraya niye bir daha gitti?”
EREN NE TEPKİ ALDI DA GİTTİ ORAYA
Oğlu Eren ile son görüşmelerini anlatan ve teröristlerin yakalanmasını isteyen acılı anne Bülbül, "Eren’e en son ‘Fındıktan sonra bir bak etrafı bir kolla’ dedim. O da bana ‘Anne ben gelemem bir daha buraya korkarım’ dedi. Ben dediğimde korktu da bunlar Eren’e ne dedi de korkamadı. Ne tepki aldı da gitti oraya? Ben kendimi suçlu hissediyorum. Fındık toplamaya amcasına onu bırakmayacaktım. Yaylaya getirecektim ben çocuğumu. O kadar baktım da daha mı bakamayacaktım da bıraktım. Daha iyi mi oldu? Bu teröristlerin yakalanması acımı biraz da olsa dindirir. Bana biri dese ki ‘Bu terörist oğlunu öldürdü’ ben onun etinden çiğ yerim, pişirmem. Bir an önce değil ben bugün teröristlerin yakalanmasını istiyorum. Bak duramıyorum başka yerdeyim. Ben dururum ama çoluk çocuğum var onlarda gelir arkamdan. Ya onlar da vurulursa" (DHA)