'Barışı mutlaka bizler tesis edeceğiz'
10 Ekim'de Ankara'da gerçekleşen katliamda hayatını kaybeden Ali Deniz Uzatmaz’ın babası Ogün Uzatmaz 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla barış mesajı yayınladı: Ankara’da, hayatını kaybeden tüm barış ve demokrasi sevdalılarını bir kez daha saygıyla anıyorum...
DUVAR - 10 Ekim’de gerçeklen IŞİD saldırısında hayatı kaybedenlerden Ali Deniz Uzatmaz’ın babası Ogün Uzatmaz, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla sosyal medya hesabından barış mesajı yayınladı.
Ali Deniz Uzatmaz'ın arkadaşlarıyla, abileriyle, ablalarıyla, amcalarıyla, teyzeleriyle birlikte ‘barış’ diye haykırmak için Ankara’ya gittiğini söyleyen baba Uzatmaz, “Bu ülkede barış isteyenlerin sonu ya ölüm ya da cezaevi oluyor. Bedel ne kadar ağır olursa olsun, acılarımızın üzerinden de yükselse barışı mutlaka bizler tesis edeceğiz” dedi.
Evrensel'de yer alan habere göre, Uzatmaz’ın yayınladığı barış mesajının tamamı şu şekilde:
“Oğlum Ali Deniz Uzatmaz, bu coğrafyada en zor şey olan ‘barış’ı istediğinde henüz 19 yaşında idi. Geleceğe dair umutları, hayalleri, daha güzel bir dünya adına düşleri vardı. Kendisi gibi idealist, devrimci, onurlu ve yaşama karşı duyarlılığı olan; arkadaşları, ağabeyleri, ablaları, amcaları, teyzeleri ile birlikte ‘barış’ diye haykırmak için Ankara’ya gitti.
Katliamın üzerinden 2 sene geçti. Biz bu 2 sene içinde yaşadık mı, yaşamadık mı bilemiyorum? Bu süreçte; Suruç’ta, Diyarbakır’da, Adana’da, İstanbul’da kanlı saldırılar yapan, insanların canlarına kıyan, terör örgütü IŞİD’i, “bir avuç öfkeli genç” olarak nitelendirenlerin, bizim gençlerimizin katillerini meşrulaştırmaya çalıştığı dönemlere tanıklık ettik. Katilleri sınır ötesinden alıyorlar, Ankara’ya kadar getiriyorlar, iki bombacı devrimci ve yurtseverleri hedef alan kanlı katliamı gerçekleştiriyor. Bu kadar kolay mı? Bu saldırıların iddianamelerine baktığınız zaman bir tek ortak nokta var: Katliam planını yapanlar ve uygulayanlar hep aynı kadro. İşin vahim olan yanı bazı mahkemelerin bu caniler için istenen telefon dinleme taleplerini, “ileride mağdur olurlar” diye ret etmeleri. Oysa hukuk dediğiniz şey tedbir için vardır. Öte yandan yargılama da ağır aksak devam ediyor. Şu ana kadar mağdur ve müştekileri tatmin edecek bir noktaya gelinmediğini söyleyebilirim.
Ali Deniz ile gurur duyuyorum. Yaptığı her şeyin arkasındayım. Barış için canını verecek kadar onurlu olan çocuğum bu ülkede herkesin özleminin çektiği bir değerin peşinden gitti. O’nun devrettiği bayrağı şimdi biz taşıyoruz. Bu ülkede barış isteyenlerin sonu ya ölüm ya da cezaevi oluyor. Bedel ne kadar ağır olursa olsun, acılarımızın üzerinden de yükselse barışı mutlaka bizler tesis edeceğiz. Ankara’da, hayatını kaybeden tüm barış ve demokrasi sevdalılarını bir kez daha saygıyla anıyorum, yakınlarına sabır diliyorum. Barış türküleri ile halay çekme umudunu kimse yitirmesin.”