İHD: Çoğulcu demokrasi barış için şart

DUVAR - İHD İstanbul Şubesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle Galatarasay Meydanı’nda "Barış Eylemi" yaptı. Yaklaşık 100 kişilik grup, basın açıklaması yaptı. Ardından Tünel yönüne doğru, 50 metre uzunluğunda "Barış Zinciri" oluşturuldu.

1986 tarihinde yürürlüğe giren Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı'nın 23'üncü maddesinde; "Tüm hakların ulusal ve uluslararası düzeyde barış ve güvenlik içinde yaşama hakkı vardır" denildiğini hatırlatan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, "Savaşın, şiddetin ve yoksulluğun olduğu yerde insan haklarının yaşam bulmasından ve geliştirilmesinden söz edilemez , savaş insan haklarını tehdit ediyor" dedi.

'ÇOĞULCU DEMOKRASİ İÇİN BARIŞ ŞART'

1992 Dünya Çevre ve Kalkınma Konferansı Rio Bildirisi'nin 24-25'inci maddelerinde, savaşların kalkınmaya yıkıcı etkide bulunduğunun belirtildiğini aktaran Yoleri, şunları söyledi:

"Türkiye’de barışa dair söylenecekler ve yapılacaklar var. Türkiye’nin çatışma üreten anti demokratik, otoriter, yer yer totaliter, özellikler taşıyan anayasal siteminden çıkması ve demokrasiye yönelmesi gerekmektedir. Barış içinde bir Türkiye ancak insan hakları ve özgürlüklerine dayanan bir anayasal ve yasal sisteme sahip olmaktan ve bu sitemi çalıştırmaktan geçer. Çoğulcu demokrasi, barış için şarttır. Yurttaşlarının tümünün (hangi etnisiteye, inanca, kültüre, sınıf ya da statüye cinsiyete, cinsiyet kimliği ya da cinsel yönelime sahip olursa olsunlar) haklara, özgürlüklere ve onura sahip olmak bakımından eşitliği temeldir. Bütün sorunların yurttaşların ifade özgürlükleri güvence altına alınarak çözüm mümkün ve gereklidir. Bu çerçevede Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü konusunda gerek Oslo süreci, gerekse Dolmabahçe mutabakatı, olarak nitelenen 2013-2015 tarihlerinde ki süreç, kendi içinde eksik yanları bulunsa da doğru, yerinde olumlu yönde atılmış adımlardı sürdürülmesi gereken süreçlerdi."

'11 İL VE 45 İLÇEDE, 252 KEZ SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İLAN EDİLDİ'

"Barış hemen şimdi" sloganının atıldığı eylemde Yoleri, 24 Temmuz 2015'de başlayan çatışmaların, yoğunlaşarak sürdüğünü dile getirdi. Yoleri, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çatışmalı sürecin devlet içinde yarattığı sorunlar, 15 Temmuz 2016 tarihinde kendisini bir darbe teşebbüsü olarak ortaya çıkarmıştır. Neyse ki bu darbe teşebbüsü bastırılmıştır. 20 Temmuz 2016 tarihinde, tüm Türkiye’de OHAL ilan edilerek adeta karşı darbe süreci başlatılmıştır. 25 Ağustos tarihinde ki bilançoya göre;

Türkiye genelinde yaşanan çatışmalarda 477 asker, 251 polis, 43 köy korucusu yaşamını yitirirken, 978 asker, 773 polis ve 79 köy korucusu yaralandı. Yine bu çatışmalarda bin 55 HPG, 243 YPS/JPS-Jin , 9 TAK üyesi yaşamını yitirirken 23 HPG'li yaralandı. Çatışmaların ortasında kalan 53 sivil yurttaş yaşamını yitirirken, 80 sivil de yaralandı.

TİHV sokağa çıkma yasakları ile 17 Ağustos bilançosuna göre; 16 Ağustos 2015 ten bu yana devam eden 2 yıllık süre içeresinde toplam 11 il en az 45 ilçede resmi olarak tespit edilebilen 252 süresiz sokağa gün boyu çıkma yasağı getirilmiştir. Bu sonuçlar kabul edilemez. Bu acıları toplumumuza yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Barışı savunmak kutsal bir haktır."